• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hüseyin Öztürk
Hüseyin Öztürk
TÜM YAZILARI

Şükür Bugünleri Gösteren Rabbimize

13 Temmuz 2020
A


Hüseyin Öztürk İletişim: [email protected]

“Gök kubbede bıraktığımız her hoş sadanın, milletimizin kalbinden süzülüp gelen “Allah razı olsun” sözünün kıymetini, dünyanın tüm hazinelerine değişmeyiz”. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan.

Şükretmek; kişinin “kul” olduğu ve “kul” olmasının gereklerini yerine getirdiğine dair Yaratıcıya şükran ifadesi ve halini arzdır.

Şükretmesini bilenler, inandıkları idealleri doğrultusunda çalışır, çabalar, maddi manevi güç harcar ve neticesini Allah’tan beklerler.

Allah’ın da neyi kime neyi ne zaman kimler vasıtasıyla nasıl nasip edeceğini ise kullar bilmez ve durmadan-dinlenmeden yeni vazifelerine devam ederler.

………………..

Allah; vakti, saati, günü geldiğinde; yapılan çalışmaları, çabaları, salih niyetli duaları kabul ettiğini gösterir ve nasip eder.

Bu noktada inananlara düşen; tevekkül, tefekkür, tedebbür ve teslimiyet içerisinde zafer gününü ilan etmesi ve paylaşmasıdır.

İşte Ayasofya Camii’nin esaretten kurtuluşu, “kul olduğunu bilen imanı bütün her Müslüman” için bir şükür vesilesidir.

Sebep olanlara “Allah razı olsun” vesilesidir ve Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın ifadesiyle, dünyanın tüm hazinelerinden kıymetlidir.

Ayasofya Camii, dinimizin ve din merkezli medeniyetimizin ilelebet yaşayabilmesi için önemli temel vazgeçilmezlerdendir ve asla hafife alınacak bir mesele değildir.

……………….

Şimdi, Müslüman bir milletsiniz ve fethettiğiniz şehrinizdeki fethin sembolü camiyi önce ibadete kapatacaklar, sonra müzeye çevirecekler. Olacak iş midir?

Sözde yüzde doksandokuzu Müslüman olduğu söylenen bir ülkede bu hal normal midir? Seksendokuz yıldır Ayasofya “Ezan’sız”, “Kur’an’sız” ve “Secde’sizdir”.

Ayasofya Camii’nin ibadete açılması uzun ve yorucu bir yolculuğun sonunda gerçekleşmiştir. Amentü sahibi iki nesil, cami hüviyetini kazanması için mücadele etmiş, Rabbim de zaferi nasip etmiştir.

Söz konusu bu iki nesil, Ayasofya Camii’ni önce kapatan sonra müze yapan zihniyetin baskısı altında ezilenlerin çocuklarıdır ve 1945 ila 1965 yılları arasında dünyaya gelenlerdir.

Oysa ezanları susturulan, camileri kapatılan, kitapları yakılan ve çeşitli şekillerde cezalandırılan bu neslin büyük ataları, Milli Mücadeleyi imanlarının gereği kazananlardır.

İstiklal Harbinin, “din-devlet-vatan-bayrak” uğruna kazanılmasından kısa süre sonra bu sefer içte başka bir mücadele başlamıştır.

İstiklalimizin sahiplerinin amentüsü üzerine operasyonlar yapılmış, savaşta kullanılan dini değerler, zafer kazanılınca bertaraf edilerek zaferin hakiki sahipleri susturulmuştur.

Harpten daha ağır inkılaplarla karşılaşan o neslin evlatları, atalarının korkusunu üzerinden atamadıkları için sessiz kalmış, nihayet 1945-1965 doğumlu nesil, hak ve hakikatin yolcuları olarak, 1967 yılından itibaren Ayasofya’nın özgürlüğü için mücadele başlamışlardır.

………………

Ezcümle:

Elli üç yıldır her 29 Mayıs başta olmak üzere neredeyse hemen her gün Ayasofya gündeme getirilmiştir.

Kitaplar yazılmış, konferanslar verilmiş, yazı dizileri yapılmış, onbinlerce köşe yazıları kaleme alınmıştır.

Ve uzun ve yorucu bir Hak ve Batıl mücadelesi zaferle sonuçlanmıştır. Şükürler olsun. 

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Salih

Ayasofyayı kapatmak neyse,6284 çıkartmak aynıdır.Size söylüyorum ey akit:Aıle ile ilgili neden bir çalışma yok.Serlbest verem ile sıtma,mahpus gümrükte ilaç.6284 ü anlamak için hukuk fakültesini bitirmeye gerek varmı?Bu memleketin erkeklerine yapılan tehdit,zulüm(devlet televizyonunda kamu stobu adıyla,Cumhurbaşkanlığı forsu altında"evdeki şiddet ,hapiste biter")insanların gözünün içine baka baka ve memlekette bilmem nekadar üyesı varmış hukuksuz barolara rağmen sürüyor.Şiddet kavramı soyutlaştırılmış ve beyana tabi.Şimdi haykırıyorum:Bu memleketde kimsesizlerin kimsesi yokmu?Tutsunda çıkarsın erkekleri,aile kurumunu bu zilletden.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23