• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hüseyin Öztürk
Hüseyin Öztürk
TÜM YAZILARI

Zındıklar

12 Şubat 2016
A


Hüseyin Öztürk İletişim: [email protected]

Önce “Zındık”ın tarifine bakalım.

Zındıklar; Allah’ı yahut Allah’ın birliğini ve ahireti inkâr ettiği halde, inanmış gibi gözüken kimselere denilir.

Zındıklar; zahiren İslâm’a bağlanmış görünmekle birlikte, nur ve zulmet gibi birbirine zıt, iki prensibe dayanan ve tevhidi inkâr eden kimselerdir.

Zındıklar; Müslümanlığını ortaya koyup, küfrünü gizleyen kimselerdir. İslam’a inanır gibi gözüküp, İslami değerlerden yararlanarak, kendilerine ve yandaşlarına maddi imkânlar teminiyle, yeni hükümranlıklar kurmak isteyen kimselerdir.

Kendi içerisinde çok çeşitliliği barındıran zındıkların ortak özellikleri, “inkârda ve ihanette” ittifak etmeleridir. Bu fotoğraf, net haliyle günümüzde görülmektedir.

Bunların içerisinde hiçbir şekilde inanmayan kimseler olmakla beraber, küfrünü açıklamadan dini konularda laubali davranarak, dini meselelerde fıkıh âlimlerine muhalefet edip, kendi nefislerince yorumlayan, bu yorumlara inanmayanlara karşı da çeşitli yollarla savaşan kimseler vardır.

Kısacası zındıklar; İslam’a ve iman edenlere karşı küfrü benimseyen kişiler topluluğudur.

Şimdi bu zaviyeden baktığımızda görülen o ki ve doğru olan da budur; kıyamete dek, İslam ve Müslümanlar var oldukça; münafıklar, kâfirler ve bunlardan türeyenler de olacaktır.

Bin yıldır İslam’ın kalesi durumunda olan bu topraklar, mahşere kadar Kelime-i Tevhid sancağının dalgalanacağı İslam memleketi olarak kalacaktır.

İçimizdeki ve dışımızdaki zındıklar, haçlarını kalelerimize dikemeyecekler, emellerine ulaşamayacaklardır.

Şurasını bir kere daha hatırlayalım. Ülkemiz başta olmak üzere, diğer İslam ülkelerinin başındaki musibetin sorumlusu, yek başına kâfirler değildir.

Bunların arkasındaki esas gücü, Müslüman halkların içerisindeki münafıklar/zındıklar temsil etmektedir. Yakın ve uzak tarihimiz böyle hadiselerle doludur.

Bugün de görüldüğü ve bilindiği gibi, ülkemizin başındaki silahlı ve silahsız terörizm, içimizdeki zındıkların, haçlılar topluluğuna yaptıkları öncülük ve yardımlarla olmaktadır.

Bir teşekkür:

Bizim gazeteye ve Yeni Şafak’a; Cumhurbaşkanımız, başbakanımız, bakanlarımız, meclis başkanımız, milletvekillerimiz, İstanbul valimiz, belediye başkanlarımız, okurlarımız ve dostlarımız, zındıkların eylemlerinden sonra peş peşe arayıp geçmiş olsun dileklerini ilettiler. Allah her birinden ayrı ayrı razı olsun.

Bir hatırlatma:

Binalarının önünden geçen ambulans sirenini, polis sireni zannederek, kendi tuzu kuruluklarının üzerini örtmek için üzerlerine “yamaladıkları garibanları”, bina önlerine çağırıp, “Basına özgürlük” sloganları attıranların ve yurtdışlarındaki zındık biraderlerinden açıklamalar yaptıranların sevinçlerini gördük.

 Bir not:

Amentümüz yerindedir ve sağlamdır. Bu dünya bir göç meydanıdır. Gelip de gitmeyenin olmadığı görülmemiştir.

Gelenler hangi vaziyette gelmişse, giderken de aynı vaziyette gitmiştir. Buradaki yolculuğumuzun mücadelesi, ebedi âlemdeki yeni ve ölümsüz hayatımız içindir.

O hayatın hesap noktası da Mahşer günüdür, hesap günüdür. Bu hakikate inanarak mücadele etmekteyiz.

İşte zındıkların tahammül edemediği ve tahammülsüzlüklerinin gereği de her türlü sınıftan, İslam düşmanlarıyla ittifak etmeleri bu yüzdendir.

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23