• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
İbrahim Karataş
İbrahim Karataş
TÜM YAZILARI

Silah üretimi için seferberlik ilan edilmeli

24 Şubat 2020
A


İbrahim Karataş İletişim: [email protected]

İdlip’te son dönemde vuku bulan çatışmalar birçoğumuza eski Türkiye’yi yeniden hatırlattı. Hatta bazı dostlarımız kendilerini tutamayıp o dönemde devleti yönetenlere güzellemeler (!) yaptı. Haklı olarak sordular; bugüne kadar neden silah sanayisi geliştirilmedi? Hadi geliştirme de bir yana, hava savunma sistemleri gibi bazı temel silahlar neden daha önce alınmadı? 

Sorular da soranlar da gayet masum. Ne var ki arkaik (modern gibi görünen geri kalmışlık) düzenin kurucuları ve mirasyedileri suçlarını kabul etmek yerine Medine münafıkları misali memleketi koruma amaçlı yapılan operasyonlar için hükümeti suçlayarak üste çıkmaya çalışıyorlar. Aslında hükümet ‘Madem öyle, sınırları açıyorum’ dese bunlara iyi bir cevap vermiş olur ama böyle bir hareket sadece onlara değil tüm ülkeye zarar verir.

İnsan gerçekten hayret ediyor. Geçmişte Vecihi Hürkuş ve Nuri Demirağ gibi girişimcilere reva görülen cezalardan bugün bile etkilenebiliyoruz. Şayet karışan olmasaydı bugün bu ülkenin üretemeyeceği silah olmayacaktı. Yasaklayıcı tembel zihniyet şimdilerde bu açık kapatılmaya çalışılırken, utanacağına yabancıların vermediği tank ve uçak motorları için zil takıp oynayacaklar. Şayet motorlar verilse bile ‘Bunun neresi yerli?’ diye dalga geçerler.  Bunlara ‘Zamanında üretseydin hepsi yerli olurdu’ diye cevap verilebilir ama bayrak direğinin ipini üretmekle gurur duyanların bu cevabı idraki şüpheli.

Çünkü eğer memleket için taş üstüne taş koymak gibi bir gayeleri olsaydı uçak fabrikasını kapatıp, ABD’nin ikinci el bozuk silahlarını almazlardı. O bozuk silahların yedek parçalarını Amerikalılardan almak için ülkenin tüm döviz stoklarını tüketmek durumunda bırakmazlardı. Kıbrıs savaşından hemen sonra uçakların yarısı yedek parça sıkıntısı yüzünden yere mahkum edilmezdi. 1990’larda bile Patriot füzesi alma ihtimali doğmuş ve fakat dönemin hükümeti reddetmiş. Bugün iktidara gelseler mevcut projelerin çoğunu durduracaklarından kimsenin şüphesi olmasın.  

Bugün yapılması gereken şey; gelecekte kimin iktidara geleceğine bakılmaksızın füze, uçak ve tank gibi önemli silahların yerli olarak üretilmesini başarmaktır. Şu anda her ürünün üretimi için oluşturulmuş bir çalışma takvimi var ama süreler çok uzun. Silahların teslim tarihleri mutlaka öne alınmalı. Mesela 2030’da hazır olacak bir ürünün mutlaka 2024’e kadar kullanıma hazır olması gerekli. Gerekirse mesailer artırılmalı. Yurtdışından yabancı (ve varsa yerli) tecrübeli bilim adamları getirilmeli. Eğer ki Amerika’dan veya Avrupa’dan kimse getirilemiyorsa Pakistan ve Çin gibi ülkelere yönelmeli. Ters mühendislik yoluyla silah üretimi kolaylaştırılmalı. Ayrıca uzun menzilli füze vb. silahların üretimini kısıtlayan anlaşmalardan mutlaka çekilmek gerekiyor. Üzerimize bomba yağarken elimizi kolumuzu bağlayan anlaşmalara taraf olmak kadar büyük bir hezeyan olamaz.

Bu tür adımları atmalı çünkü tehlikeli bir bölgede yaşıyoruz. Öyle ki başınıza bir bela gelmesi için çaba göstermeniz gerekmiyor. Çünkü bela zaten sizi buluyor. Ama unutmamalı ki belalar en çok zayıf ülkelere zarar verir. İsrail’e bakın mesela. Atom bombasına sahip olduğundan beri güvenliğini garantiye almış durumda. Ayrıca önüne geleni tehdit etmekten de çekinmiyor. O İsrail ki nükleer silah teknolojisini Fransa’dan edindi. İddialara göre zenginleştirilmiş uranyumu Amerika’dan çaldı. Ayrıca Pakistan bir Hint istilasına maruz kalmıyorsa sahip olduğu atom bombaları yüzündendir (neden birazını Türkiye’de stoklamaz ki?). Eğer ki Rusya’ya karşı koyamıyorsak Rusların nükleer silahları yüzünden değil mi? 

Özetle, bu memleketi korumak için en yıkıcı silahların temini dahil seferberlik ilan edilmeli. Bunun için yeterli sermaye mi yok? Bir kampanya düzenlensin, bakalım ne kadar para toplanacak. İnanıyorum ki bağış paralarından dağlar yapılır. Bizler geçmiş neslin günahını çekiyoruz. Ancak gelecek nesile aynısını yapmaya hakkımız yoktur. 

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Yasemin

Askerlerimize zırh örsek acil

Yüksel

Türkler caydırıcı silah üretemezler, öyle amaçları ve yetenekleri yoktur. Birkaç yetenekli kimse olsa da kimse onu desteklemez. Türkler; çoğunlukla fitne, fesat, birbirine zulüm, çekememezlik, gösteriş, israf, mürailik, nefsine ve şeytana tapmak için yaratılmış şerli yaratıklardır, ellerine fırsat geçerse sadece birbirlerini boğazlarlar, bilim düşmanıdırlar. Gavurun 100 liraya mal ettiği bir ürünü 100 bin liraya mal edemiyecek kadar beceriksizdirler, emanete hiyanetlik yapmada, kul hakkı yemede üstlerine yoktur, dini de kendi çıkar ve menfaatleri için kullanmakta çok hünerlidirler. Mevcut üniversitelerde sadece hergeleler yetişirler, akademisyenler ise Avrupa'daki lise mezunlarına eşdegerdirler. Türklerin imanlarına da çoğunlukla güvenilmez, üç paraya satmaya ezelde hazırlardır. Kısacası, dünya ve ahiretleri helak olmuş tek millet Türklerdir. İstisnalar elbette vardır ve çok azınlıkta kalırlar. Önce edep, adalet, insanlık ve ahlak lazım. Bugün için uranyum zenginleştirmek, nükleer silah üretmek zor değil, az da olsa ülkede yetenekli bilim insanı var, fakat horlanıp, itilmiş. Yetenekli bilim insanından iktidara yalakalık yapmak beklenemez. Yalakalığın tavan yaptığı bir ülkede dahiler kalamazlar, göç ederler. Bela ve musibetler şeytanı özelliklerini terk etsinler diye Türklere Allah'ın uyarılarıdır
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23