• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
İlhan Oral
İlhan Oral
TÜM YAZILARI

Aileye temel değerleri kim öğretecek

01 Eylül 2019
A


İlhan Oral İletişim: [email protected]

Rabbimiz Allah Teâlâ, her alanda, insan problemlerinin çözümünü paket programlar şeklinde ayarlayıp hazırlamıştır. İnsanların da bütün işlerinde her türlü kıstaslarını da koymuştur. İnsanların aile hayatını ideal düzeyde düzenleyen Allah Teâlâ, bu görevi baştan başlamak üzere öncelikle Resûlullah sallallahu ve sellem’e emanet etmiştir.

Devamında her kişiyi sorumlu tutmuş ve bu sorumluluğu yüklenecek tarzda iman ehlini, emri bil’maruf ve nehyi anil’münker görevi ile sorumlu tutmuştur. Bütün bunları ciddi esaslara bağlamıştır. Cenab-ı Hakk Kur’an-ı Kerim’de birçok ayette “iman edenler” kavramını, “ameli salih işleyenler” kavramı ile beraber zikreder. Günümüz Müslümanları emri bil’maruf ve nehyi anil’münker görevlerine ne kadar ilgi duydukları pek bilinmemektedir. Fakat bu görevi bir daha yapmamak üzere gündemlerinden çıkarmış görülmektedirler.

Amma illâ ki bu görevi mutlaka birileri yapacaktır. Elbette dinin baş temsilcisi ve baş sorumlusu, bu görevi Allah Teâlâ’nın emri ve izni ile başlatmıştır. “Ey Peygamber! Sana Rabbinden her ne indirildiyse onu tebliğ et. Ve eğer tebliğ etmezsen, O’nun Risâlet’ini tebliğ etmiş olmazsın. Ve Allah seni insanlardan koruyacaktır. Şüphesiz, Allah kâfir olan kavme hidâyet etmez.” (Maide: 5/67) Onun Peygamberliğine inanan hiç kimse bu sorumluluktan âzâde değildir. Evet, bu ayet ve benzerleri gösteriyorlar ki, bu görev en başta Peygambere aittir. Çünkü peygamberi, Allah Teâlâ görevlendirmiştir. Yani milletin ve ümmetin baş sorumlusudur. Peygamberden sonra bu görev, O’nun yerine geçen halifenindir.

Halife, din ve devlet ayrımı yapmadan ümmetin her türlü işinden, eğitiminden ve hukukundan birinci derecede mükellef ve mesuldür. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’den sonra bu göreve gelen halifelerin ve yönettiği devlet kademelerinde olan âlimlerin ve yöneticilerin hepsi sorumludur. Bu sorumluluğu genelleyen ayet açıktır. Anlamak gerekir.

“Ey iman edenler! Kendilerinizi ve ailelerinizi o ateşten koruyun ki, onun yakıtı, insanlardır ve taşlardır. Üzerinde iri gövdeli, sert tabiatlı melekler vardır. Onlar, Allah’ın kendilerine emrettiği şeyde âsi olmazlar ve emrolundukları şeyi yaparlar.” (Tahrim 66/6). Bu ayetten başka bir ayette de, görevlerini yapmayanların gelecekte ki kötü âkibetlerini dile getirir; “Artık siz O Allah’tan başka dilediğinize tapın! Asıl ziyan edenler, asıl hüsrana uğrayanlar, büyük duruşma günü olan kıyamette hem kendilerini hem de ailelerini hüsrana uğratanlardır. İyi bilin ki, apaçık ziyan işte budur!” (Zümer: 39/15)

Şimdi burada işler karışıyor ve biz yere batmaz çatal kazıkla karşı karşıya kalıyoruz. Bu ayet meallerinden sonra çok hassas bir pozisyona giriyoruz. Kâinatı yaratan, kâinat mülkünü ve içindekilerinin tümünü detaylarına varıncaya kadar hepsini yöneten Allah Teâlâ’nın ahkâmı dışında yönetime sahip olan laik devlet, bu görev ile ilgilenir mi? Elbette ipin iki ucunu kaçırmamak için elinden geleni yapacaktır. Bunun için uhdesinde Diyanet İşleri Başkanlığı kurmuştur. Diyanet İşleri Başkanlığı bu hizmeti yapmakla yetkili kılınmıştır. 

Diyanet İşleri Başkanlığında çok imkân ve büyük kadro vardır. Merkez ve taşra teşkilatlarında çalışmakta olanların haberi ilgi uyandırmaktadır.144 bin personel, 100 bin imam, 20 bin kadrolu Kur’an kursu öğretmeni, 20 bin geçici Kur’an öğreticisi, 3 bin vaiz, 250 müftü güven verecek ve ümitlendirecek büyük ve geniş kadrodur. Ayrıca DİB başkanının verdiği bilgide, kadroya 9.500 personel daha alma çalışmaları sürdürülmektedir. Bunların dışında bu sayıya yakın bu kurumdan emekli olmuş tecrübeli ve hizmet bekleyen çok sayıda potansiyel eleman vardır. Bunlara eklememiz gereken vakıfların, derneklerin ve benzeri kuruluşların fahri çalışan elemanları artı değer olarak mevcuttur. İmam Hatip Okullarında meslek öğretmenleri, nice fahrî ve hasbî çalışma azminde olan değerlerimiz vardır.

Konu ile ilgili Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımız vardır. Belediyelerimizde konu üzerinde çalışma yapan çok sayıda uzman vardır. Türkiye’nin ilahiyat fakülteleri de vardır.

Yukarıda zikrettiğimiz herkes ve hatta ana-babalara varıncaya kadar tüm sorumlu olan insanımız aileye yeniden kendi değerlerimizi kazandırma zorundayız. Yoksa yıkım ve şiddet önlenemez. İnanmak ve ciddi olmak gerekir. Esselamu aleykum.

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Atıf

Şartlar ne olursa olsun Müslümanlar evlatlarını korumalıdır.

Harun

Istanbul imamların % 80 i rus bayanlarla ilgilenmektedir. Digerleride dünyalık peşinde. Para almasa namaz kılmayacak on binlerce imam var. Hatta ateist imamlarda var.biz bu hale nasıl geldik işte bu yüzden. Diyanet işleri başkanlaruda makam için dinini satacak tipler. Hangisi cesaret edip Lgbt yi eleştirebilir.tum şehitlerin eşit olduğunu söyleyebilir. Haram yemeyin hırsızlık yapmayın devlet malını yemeyin rüşvet almayın diyebilir ki. Öyle beyaz kaftan giymekle müslüman olunmuyor. Iktidarın yanında durmakla dunyaliginizi kurtarırsınız aşiretinizi değil.sn dilipaktan örnek alsınlar. Iste
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23