• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Latif Erdoğan
Latif Erdoğan
TÜM YAZILARI

Şeytan azapta gerek...

19 Ekim 2019
A


Latif Erdoğan İletişim: [email protected]

Barış Pınarı Harekâtı aleyhinde çemkiren FETÖ finolarından biri, daha önce PKK’ya içlerindeki devlet unsurlarının listesini veren ve infaz edilmelerine sebep olan yedi ceddi hain bir köpektir ki, şimdilerde hop oturup hop kalkmasının sebebi ondaki bu genetik hainliktir. FETÖ çomarının kendisine attığı ilk kemikte satılmış, geçmişinde iddia ettiği bütün değerleri bir anda unutarak meshe uğramış bu mahluk bozuntusu sonunda terör sevicilikte karar kılmıştır; ve bu durum da o karakterdeki bir insan için hiç de yadırganacak bir durum değildir.

İşi gücü bırakıp, her dinden, her düşünceden büyücü ile bir araya gelip hasım kabul ettiği insanlara, masum çocukların nefeslerini de alet ederek büyü çeşidini bine çıkarmakla meşgul büyük çomar, cami duvarına işemenin sonucunu var kuvvetiyle zorlaya dursun, sökün edip başına üşüşecek belaların yüksek basıncına girdiğinin çok yakında farkına varacak; ama o zaman da iş işten geçmiş olacak, toprağın kabul etmeyeceği bir leş halinde geberip gidecek; muhtemelen pek çok finoyu da yanında beraber götürecektir. Kendilerine azap yağdıracak dölsüz kara bulutu yağmur yüklü bulut sanıp el çırpıp oynayan kavim gibi, bu azgın güruh da gören gözler için belirtileri çoktan başlamış kahır azabıyla şimdi var oldukları her yerde yok olacak ve kötü akıbete örnek gösterilmekten başka yâd edilecek hiç bir izleri kalmayacaktır.

O çomar, Öcalan yakalandığında da karalar bağlayıp yas tutmuştu. Fakat çevresine bu yasını öfke gibi göstermiş, öfkesini de Öcalan’ın mağdur hale getirilmesi endişesi olarak tevil etmişti. Fakat ilahi tuzak onun yüzündeki maskeleri bir bir düşürdü; şimdilerde ise takke düştü, kel tam olarak ve herkesin göreceği açıklıkta görüldü... Eskiden, (Bediüzzaman’ı taklit ederek) İslam âlemine gelen her darbeyi vücudunda hissettiğini (!) söylerdi; şimdilerde hassasiyeti din değiştirdi, ne zaman PKK gibi kanlı terör örgütlerine darbe gelse o bunu vücudunda hisseder oldu. Faslı müşterek meselesi... Madem öyle, şeytan azapta gerek...

Aziz dostlar, 15 Temmuz hain darbe girişiminin nasıl hayırlı neticeler doğurduğunu bir daha hatırlamanın vaktidir. Eğer 15 Temmuz sonrası temizlikler yapılıp da devlet erkleri FETÖ hainlerinden temizlenmeseydi (Henüz istenilen oranlara ulaşılmış olmasa bile) bu süreç içinde yaşadığımız başarılardan hiçbirini bırakın yaşamayı hayal etmek bile mümkün olmazdı. Hele askeri alanda elde edilen başarıları... 

Barış Pınarı Harekâtı başarısı, Türkiye’yi çok yönlü başarıların altın zincirine bağlayacak ve bundan               sonraki dönemde Türkiye belki de tarihinde görmediği bir hızla bu çok yönlü başarıların artarda destanını yazacaktır. Bizim tevhit anlayışımız bellidir ve biz başarıların bütününün Cenab-ı Hakk’ın birer ihsanı olduğuna aksine zerre kadar ihtimal vermeden inanırız. Ve bu konuda başarıya vesile kıldığı kullarına da dua ederiz, başarılarının devamını yine Rabbimizden niyaz ederiz.

Bu çerçevede bir değerlendirme yapacak olursak, Cenab-ı Hakk’ın, Recep Tayyip Erdoğan’ı hayırlı işlerinde başarı ile ödüllendirdiğini görüyor ve bu ödüllendirmenin devamını O’nun lütuf ve kereminden niyaz ediyoruz. Gerçekten aldığı kararlar, özellikle de devletin bekası, milletin selameti adına aldığı kararlar ve bu kararlara bağlı üstlendiği sorumluluklar zordur, zorludur; fakat bir o kadar da yücedir, saygındır.

Türkiye, uluslararası ölçekli kabullenilişte çok ciddi irtifa kaydediyor. Bu irtifanın yakın ve uzak vadede pek çok Tuba meyvesi vereceği kuşkusuzdur. Her türlü kompleksten arınarak, gelişen olayları kaderin bize sunduğu başarı fırsatları olarak okumalı ve bu şuur ile yolumuza devam etmeliyiz. Başarılı olduğumuz alanlarda bile, bize kuşku empoze eden vehimli halleri artık geride bırakma vaktidir. Mazide yaşadığımız şahlanışlar bu konuda bizlere referans olmalı ve yeni şahlanışlarımızın olabileceği hususunda bizi kendimize inandırmaya yeterli bulunmalıdır.

İşte, askeri başarıdan sonra, diplomasi zaferi de sayılması gereken Barış Pınarı Harekâtı bu dediklerimizin somut örneğidir. Amerikan heyeti ayağımıza kadar gelmiş ve dikte ettiğimiz maddeleri bir bir kabul ederek anlaşmayı imzalamıştır. Elbette bizim için mülahaza dairesi açıktır. Onlar ahitlerinde durur ve taşeron olarak kullandıkları terör örgütlerini bizim istediğimiz ölçekte geri çekerse ne ala. Aksi halde biz doğru bildiğimiz istikamette yolumuza devam eder, zaferimizi nihai noktalara taşıyarak taçlandırırız.

Bildiğim için söylüyorum: Mahut çomar, dünyaya yayılmış bütün itlerine emir gönderdi, şanlı ordumuzun mağlubiyet ve hezimeti için beddualar ettirdi. Büyücülerini devreye soktu, Mehmetçiğin elini kolu bağlansın, komutanlar birbirine düşsün, başkomutana isyan etsin diye her türlü büyü melanetini yaptı. Hâlbuki Rabbimiz, onun itlerinin sabahlara kadar yaptıkları beddualara bir itin uluması kadar bile değer vermedi, kudretinin sonsuzluğunu gösterdi ve büyülerini kendi başlarına geçirdi. Biz istikametimizi koruduğumuz, doğrudan ve doğruluktan ayrılmadığımız sürece de bu ilahi teyit hep böyle tecelli edecektir. Amenna.

Not: Nuri Pakdil büyüğümüze Allah’tan rahmet, yakınlarına ve bizlere sabr-ı cemil niyaz ediyorum. Kabri nur, mekânı cennet, makamı Firdevs olsun...

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Bütün sonuç

Bu muy du yani

Meczup veya menfi vazifeyle tavzif

Bu şahsın peşine (FG) hizmet ahiret diye veya mehdi veya Hz İsa ya tabi olduğu zannıyla takılanlar bir rüyadan uyanın! Kendi milletine ihanet eden bir dava dava olur mu? Küffar ile bir olup milletinin mahvına çalışmak dava olur mu? Bediüzzaman a kulak ver. Kendine zulmedenlere beddua dahi etmemiş. Tarihçe-i Hayat isimli eseri oku. Peşinden gittiğiniz adam hizmet diyerek başaçtırdı içki içirdi. Hile, yalan kopya ve kumpası yol yaptı. Bu kadar kirli bir hareketin geldiği nokta elbette sukuttur.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23