• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Mustafa Çelik
Mustafa Çelik
TÜM YAZILARI

Işık Batı’dan değil Kur’an’dan gelir/2

24 Aralık 2013
A


Mustafa Çelik İletişim: [email protected]

Batı, kendi varlığını hissettiği günden bu yana hep Müslümanları köleleştirme, zelil kılma peşindedir. Firavun’dan insanlığa bir iyilik kalmadığı gibi, çağdaş bir Firavun olan Batı’dan da insanlığa bir iyilik kalmayacaktır. Batı’nın insan hak ve hürriyetleri adına oluşturduğu bütün kurum ve kuruluşlar, gerçekleştirdiği dostluklar ve oluşumlar, “Âl-i Firavun” kategorisinden öteye geçemezler. Âl-i Firavun; Firavun’a köle olanlar, Firavun için köle olmaya ve köle bulmaya çalışanlardır. 

İslâm topraklarında Müslümanlar arasında ortaya çıkan Batılılaşma hareketi, Çağdaş medeniyet seviyesi, “Al-i Firavun”dan olma sevdasının güncellenmesinden başka bir şey değildir. Biz Müslüman’ız; kıblemiz Kâbe’dir/Tevhid’dir, Batı uygarlığı değildir. Hiç kimse kimseyi kandırmasın. Ölçüleri Batı Uygarlığı olanların kıbleleri Kâbe değil, Roma’dır.

Batı’nın Müslümanları kıblesiz kılarak köleleştirme projesi, İslâm topraklarında Tanzimat fermanı olarak karşımıza çıkıyor. Tanzimat’la birlikte gündeme gelen Batılılaşma hareketi, birçok felaketin sebebi olmuştur. Tanzimat, Müslümanları ana kaynaklarından uzaklaştırmakla kalmamış aynı zamanda Müslümanlara ana kaynaklarını unutturmuştur. Hayatımızı aydınlatacak olan ışığın Kur’an’dan değil de Batı’dan geleceğine Müslümanların inanmış olmaları, Tanzimat’ın tahribatlarına yenik düşmelerindendir. Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi (Rh.a.) der ki: “Müslümanların inkırazını şiddetlendiren ve onların yakalandıkları hastalıkların en sonuncusu “Batıyı taklid” hastalığı… Bu hastalık kötülük ve hasarda frengiden daha şiddetli… İşin garip tarafı, tedavi için gayret sarfedenlere de bulaştı!” (Mevkıfu’l Beşer Tahte Sultani’l Kader, Sh: 7, Kahire/ 1352) Batı’nın İslâm topraklarında gerçekleştirdiği katliamları ifşa etmekle vakitlerini geçiren bazı Müslümanların da “Işık Batı’dan Gelir” yanlışını tekrarlamaları çok garib değil mi? Şunu bilelim ki; Müslümanların iman ettikleri kulluk kitapları olan Kur’an, “Işık Batı’dan Gelir” fikrini kabul etmez. Aksine Kur’an, “Işık Batı’dan Gelir” fikrini ivedilikle çöpe atmamızı bizden ister. Çünkü hayatı aydınlatacak, akılların çalışmasına zemin hazırlayacak olan ışığın kaynağı Kur’an’ın kendisidir. Rabbimiz buyuruyor:

“Ey Kitap Ehli, size bizim peygamberimiz geldi. Bu peygamber, elinizdeki kitabın öteden beri gizli tuttuğunuz bir hükmünü açıklıyor, bir çoğuna da değinmiyor. Gerçekten size Allah tarafından bir nûr, bir apaçık kitap geldi.

Allah, rızası peşinde koşanları, bu kitap sayesinde selamet yollarına erdirir, onları, kendi izni ile, karanlıklardan aydınlığa çıkarır, doğru yola iletir.” (Maide Sûresi/ 15-16)

Görüldüğü gibi, Kur’an, Allah’tan gelen nurdur. Işığın bizzat kaynağıdır. Bunu Allah diyor, buna itiraz etmek bir mü’min için mümkün mü? Peki Müslümanlar bu Rabbanî hakikati neden görmemezlikten gelerek “Işık Batı’dan Gelir” adındaki yanlışı sahiplenip savunmaya devam ediyorlar. Ya bunu kasten yapıyorlar veya okudukları Kur’an’ı anlamıyorlar. Ülkemizde “Işık Batı’dan Gelir” sözünün tarihçesine bakılırsa Kur’an okumanın, Kur’an okutmanın, Kur’an’ı matbaalarda basıp dağıtmanın suç sayıldığı döneme tekabül ettiği görülür. Şunu bilelim ki; genelde dünyada, özelde İslâm topraklarında düşman, Müslümanların düşünmeden ve anlamadan Kur’an okuduklarından emin olunca, Kur’an basımını yapan matbaaların üzerindeki yasağını kaldırdı. Ülkemizde son yıllarda kalkan yasakların bir çoğu bu cümledendir.

Allah düşmanları, Kur’an’ı düşünmeden ve anlamadan okuyan, Kur’an’ı raflarda saklı tutan, mektebe ve mahkemeye amir kılmayan Müslümanlardan rahatsız olmazlar. Bunun için Batı ve batı yanlısı güçler, Kur’an’ın anlaşılmadan okunmasından rahatsızlık duymazlar. Çünkü böyle Müslümanlar, Batı’nın sermayesinden sayılırlar. Altını çizerek diyoruz ki; Allah Kur’an’ı nur olarak göndermiştir. Hayat kanunlarını Kur’an’dan değil, Batı’dan alanlar, almaya çalışanlar, kendilerini ve memleketlerini karanlığa mahkûm edenlerdir. Kur’an’a imanımızın bir gereği olarak şunu haykırmalıyız: Işık Batı’dan değil, Kur’an’dan gelir. Kur’an, batıyı da, doğuyu da aydınlatan sönmez, söndürülemez yegâne nurdur. Müslüman olarak ülkemize, coğrafyamıza ve Batı’ya Kur’an’ı amir kılma mesuliyetimiz var. Aydınlığımız, Kur’an’ı hayatımıza amir kıldığımız miktarıncadır. Gerisi lafü güzaftır.

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23