• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Mustafa Çelik
Mustafa Çelik
TÜM YAZILARI

İslâmî hayatın şuur yumağı

22 Haziran 2016
A


Mustafa Çelik İletişim: [email protected]

Müslüman olmak, İslâm’la belirlenmiş olana razı olmaktır. İslâm bir şuurdur. Şuurla temessül edilecek bir disiplindir. Varlığının farkında olmadığımız şey İslâm değildir. Sorulduğunda “acaba nerdeydi?” diye aradığımız şey değildir İslâm; her an diri olandır, gönlüme, günümüze ve gündemimize amir olandır. İslâm teslim alınan değil, kayıdsız şartsız kendisine teslim olunandır.

Şehr-i Ramazan; İslâm’ı takva kıvamında yaşama ayıdır. Gerek afakî ve gerekse enfüsi bütün din ve iman düşmanlarına karşı sipere girme, teyakkuz haline geçme ayıdır. Oruç, mü’min insana tek başına da düşmana karşı kesintisiz savaşma şuurunu kazandırır. Mü’min insan oruç tutmakla Allah’ı razı eder. Allah’ı razı etmek, düşmanı kahretmektir. 

Oruç, mü’min insana esaret zincirlerini parçalama şuurunu kazandırır. Düşman kaleleri, oruç kalkanıyla fethedilir. Düşmanın günahlar kalesi varsa, mü’min kişinin de oruç kalkanı vardır.Ebu Hüreyre’den nakledildiğine göre Rasûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Oruç kalkandır.”(Sahih-i Müslim, Sıyam: 162) Bu hadis-i şeriften anlıyoruz ki; mü’min insan oruç tutar, oruç da mü’min insanı tutar. Mü’min insanı tutan oruç, insana emanet şuurunu kazandırır.

Oruç; Allah’ın huzurunda olmak ve Allah’a karşı asla esas duruşu bozmamaktır. Oruç, tek başına yapılabilen bir ibadettir. Bu da gösterir ki, dünyada inanan ve ibadet eden kişi tek başına kalsa da, inancının gereğini yerine getirmelidir. Oruç, mü’min insana hakikati her şeyin üzerinde tutma, müdafaa etme ve onun uğruna risk alma cesareti verir, ayrıca Allah rızası için feragatte, fedakârlıkta bulunma şuuru kazandırır.

Şehr-i Ramazan, Maide-i Kur’ân’ın açıldığı evrensel bir zaman zeminidir. İnanarak ve sevabını Allah’tan umarak oruç tutan Kur’ân’ın eminidir.

Şehr-i Ramazan’da Maide-i Kur’ân’dan orucu alırız, oruçtan da bir ders evvel olarak tevhidi ve takvayı birlikte alırız. Takva ile tevhid ikizdirler. Biri olmadan ötekisi olmaz. Oruç, bencillik ve cimrilik buzlarını eriten bir havz-ı Rahmanîdır. Kendilerini Ramazan ayında oruç havuzunun içine atanlar, bencilik ve cimrilikten kurtulurlar.

Oruç, Allah’a yakınlık şuurunun gönüllerden günlere ve gündemlere taşınmasıdır. Şuur; hissetmek, farkında olmak demektir. Bir bakıma uyanıklık, ayıklık halidir. Zıttı ise gaflettir, şuursuzluktur. Farkına varılarak yaşanılan hayat değerlidir. Şuursuzca yapılan işler plan, program ve gayeden yoksun olduğu için faydasızdır, aynı zamanda zararlıdır, emek ve zaman israfıdır. Oruç, zaman israfına indirilen bir iman darbesidir. Hayatta iken hayatta olmaktır. Oruç, hayat sermayesinden nefse, şeytana ve şeytanın zümresine pay ayırmamaktır.

Şuur, ibadetlerin kabul şartıdır. İbadetlerde de aslolan şuurlu olarak ifa edilmeleridir. Niyet bir bakıma farkında olma, ne yapılmak istendiğini belirleme iradesidir. “Sarhoşken ne dediğinizi bilinceye kadar namaza yaklaşmayın.” (Nisa Sûresi/43) “Veyl olsun/yazıklar olsun o namaz kılanların haline ki onlar namazlarından gafildirler.” (Mâûn Sûresi/ 4,5) buyuran Yüce Allah her halükârda ayık olmayı, her işi bilerek yapmayı istemektedir. Oruç, bir bakıma şuur edinme seferberliğidir.

Şehr-i Ramazan’da Kur’ân’ın emri olarak gündeme gelen oruç, tevhidi şuur kampıdır; kulun Allah’ın hükmüne ve hâkimiyetine temessük ederek kendini haramlara karşı tutmasıdır. Oruç, aşınmaya, gevşemeye karşı toparlanma ve Kur’ân’la nurlanma şuurudur. Çağının en büyüklerinden ve “yedi askı” (muallaka-i seb’a) şairlerinden biri olan Lebid b. Rebia’ya Hz. Ömer (r.a.)’in, halifeliği döneminde, “Şiirini çok özledim, git, yeni şiirleri varsa al getir” diyerek yolladığı görevli, Lebid’den şu cevabı almıştır:  “Git, efendine de ki: Lebid Bakara Suresi’ni okuyormuş.” İşte Şehr-i Ramazan, Kur’ân ile nurlanma ve şuurlanma ayıdır. Kur’ân’la nurlanma gerçekleşmeden şuurlanma gerçekleşmez.

Şehr-i Ramazan’da mü’min insan tarafından oruç; bir akit tazelemesi, bir şuur kuşanması, bir toparlanma ve arınma çabasıdır. Oruç, kalpte incelik, vicdanda derinliktir. Oruç, hayatımızdaki İslâm’ı Allah’ın razı olacağı İslâm haline getirme şuurudur.

Şehr-i Ramazan’da mü’min insan tarafından tutulan oruç, tevhid ailesine aidiyet şuurudur. Oruç tutan her mü’min, takva zemininde bütün dünyaya tevhid ailesine mensup olduğunu ilan eder.

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23