• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Mustafa Çelik
Mustafa Çelik
TÜM YAZILARI

Sahâbe düşmanlığı din düşmanlığıdır(2)

24 Temmuz 2019
A


Mustafa Çelik İletişim: [email protected]

Sahâbelere dil uzatanın, sahâbelere sövenin sözü elmasta olsa alın çöpe atın. Onu da Allah ve Peygamber düşmanlarının arasına katın. Bilin ve inanın ki; sahâbe müdafaası, din ve iman müdafaasındandır. Rabbimiz haber veriyor:

 “Muhammed Allah’ın Rasûlüdür. Onunla birlikte olanlar kâfirlere karşı sert ve katı, kendi aralarında merhametlidirler. Sen onları rükû’ ediciler ve secde ediciler, Allah’tan bir lütuf ve bir rıza isteyenler olarak görürsün. Secde izinden nişanları yüzlerindedir. Onların Tevrat’taki vasıfları budur. İncil’deki vasıflarına gelince, o önce filizini yarıp çıkarmış, sonra onu gittikçe kuvvetlendirmiş, sonra kalınlaşıp gövdesi üzerine doğrulmuş, ekincilerin hoşuna giden bir ekin gibidir. Bununla kâfirleri öfkelendirmek için (bu örneği verdi). Allah îman edip salih amel işleyenlere bir mağfiret ve büyük bir mükâfat vaadetmiştir.” (Fetih Sûresi/ 29)

Bu âyet-i kerime’nin tefsirinde İmam-ı Kurtubî (Rh.a.) şunları kaydediyor: “ez-Zübeyr (b. el-Avvam)ın soyundan gelen Ebû Urve ez-Zübeyrî şunu rivâyet etmektedir: Malik b. Enes’in yanında idik. Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem)’ın ashabının değerini küçümseyen bir adamdan söz ettiler. Malik şu:

“Muhammed Allah’ın Rasûlüdûr. Onunla birlikte olanlar... Ekincilerin hoşuna giden bir ekin gibidir. Bununla kâfirleri öfkelendirmek için (bu misali verdi)” âyetini okudu. Sonra dedi ki: İnsanlar arasından kalbinde Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem)’ın ashabından birisine olsun bir kin bulunduğu halde sabahı eden bir kimseyi bu âyet çarpar. Bunu el-Hatib Ebû Bekr zikretmektedir.

Derim ki: Gerçekten de Malik çok güzel söylemiş ve âyeti böyle tevil etmekte isabet etmiştir. Onlardan birisinin değerini küçük gören yahut yaptığı rivâyette birilerine dil uzatan bir kimse, âlemlerin Rabbi olan Allah’ın âyetini reddetmiş, Müslümanların şeriatlerini iptal etmiş olur. Çünkü yüce Allah:

“Muhammed Allah’ın Rasûlüdûr. Onunla birlikte olanlar kâfirlere karşı sert ve katıdırlar” diye buyurmaktadır. Yine yüce Allah:

“Yemin olsun ki ağacın altında sana bey’at ederlerken, Allah mü’minlerden razı olmuştur.” (el-Feth Sûresi/18) diye buyurmuştur ki onlara övgüleri ihtiva eden, onların lehine doğrulukla ve kurtuluşa ermekle tanıklığı ihtiva eden daha birçok âyet-i kerîme vardır. Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:

“Mü’minler arasında Allah’a verdikleri sözde içtenlikle sebat gösteren nice yiğitler vardır.” (el-Ahzab Sûresi/23);

“Yurtlarından ve mallarından çıkartılıp uzaklaştırılmış olan ve Allah’ın lütuf ve rızasını isteyen, Allah’a ve peygamberine yardım eden fakir muhacirler içindir. İşte onlar sadıkların ta kendileridir.” (el-Haşr Sûresi/8) Daha sonra yüce Allah şöyle buyurmaktadır:

Yüce Allah onların o zamanki hallerini ve sonunda işlerinin nereye varacağını bilmekle birlikte bu buyrukları indirmiştir.

Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) da: “İnsanların en hayırlıları benim çağdaşlarımdır. Sonra onların arkasından gelenler...” (Sahih-iBuhari, II, 938, III, 1335, V, 2362; Müslim, IV, 1963; Tirmizi, IV, 500, 548, 549, V, 695; Müsned, I, 378, 417, 434, 442) diye buyurmuştur.

Bir başka hadisinde şöyle buyurmuştur: “Ashabıma dil uzatmayınız, sizden herhangi bir kimse Uhud dağı kadar altın harcayacak olsa dahi, onlardan herhangi birisinin harcadığı bir müdde, hatta onun yarısına dahi denk olamaz.” (Sahih-i Buhârî, III, 1343; Tirmizi, V, 695; Ebû Davud, IV, 214; İbn Mace, I, 57; Müsned, III, 11, 54, 63, VI, 6) Bu iki hadisi de Buhârî rivâyet etmiştir.

Bu yüce Allah’ın Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’ın ashabına dair verdiği bir örnektir. Yani onlar önce sayıca azdırlar, sonra artarlar, çoğalırlar. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), dinine davet etmeye başladığı sırada zayıftı. Birer ikişer onun çağrısını kabul ettiler. Din güçleninceye kadar bu böyle sürdü. Tıpkı ekin gibi. Tohumdan sonra güçsüz görünür, ondan sonra halden hale geçerek güçlenir. Nihayet bitkisi ve diğer yavruları (tomurcukları) gürleşir. İşte bu, en doğru bir örnek ve en güçlü bir açıklamadır.

Katade dedi ki: Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabının İncil’deki örnekleri şöylece yazılıdır: Ekinin bitmesi gibi biten bir kavim arasından çıkacaktır. Onlar iyiliği emredecek, kötülükten alıkoyacaklardır.

“Sonra onu gittikçe kuvvetlendirmiş” güçlendirip, onu destekleyip gücünü pekiştirmiştir. Yani bu filiz, ekine güç katmıştır. Aksi de söylenmiştir. Yani ekin filizin gücünü arttırmıştır. 

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23