• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ahmet Maranki
Ahmet Maranki
Stratrajik Oyunlar
TÜM YAZILARI

Okullar açılırken bizleri bekleyen tehlikeler ve korunma yolları:

07 Şubat 2017
A


Ahmet Maranki İletişim: [email protected]

Milyonlar eğitimi almak için okullarına doğru yola çıkarken;

Bir akademisyen ve binlerce lisans, yüksek lisans ve doktora talebesi yetiştirmiş biri olarak eğitimin önemine binaen, okulların açılacağı bugünde çocuklarımızın geleceği için çok önemli bir hususu yetkili ve etkililere, velilere konuyu çok iyi bilen bir bilim adamı olarak kayıt altına almak ve hatırlatmak isterim!!!

Eğitim döneminin 2. yarıyılı dün başladı. Yeni bir eğitim döneminde tüm çocuklarımıza vatana ve milletine hayırlı evlatlar olabilmeleri için üzerlerine düşen görevi yapmalarını ve derslerine çok iyi çalışmalarını öğütlüyorum. Çocukların okula başlaması ile birlikte yetkililere ve ailelere kendilerini bekleyen sinsi ve “bugüne kadar gözardı ettirilmiş” üzerinde hiç konuşulmayan, çocuklarımızın sağlığı açısından çok önemli tehlikelerden bahsetmek istiyorum.

Okula eğitim alsın diye gönderdiğiniz çocuğunuzun “derslerde bir türlü başarılı olamaması”, stres ve kaygı içinde “ailesiyle tartışan”, çevresi ile uyumsuz, arkadaşlarıyla geçimsiz, hatta ileri yaşlarda kaçınılmaz bir son olan bugün de örnekleri görüldüğü gibi akıl hastalıkları, Demans, Alzheimer gibi hastalıklar ile mücadele etmesini istemiyorsanız çocuğunuza okullarda ne yedirilip içirildiğini; çocuğunuzun neler yaptığını mutlaka kontrol ediniz!

Bunları sırasıyla sayarsak:

OBEZİTE EN BÜYÜK TEHLİKE

-Birinci sırada çocuklarımızın pek çoğunun obezite tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu Sayın Sağlık Bakanı açıkladı! “Türkiye’nin üçte biri obez, üçte biri obeziteye yatkındır” dedi. Bu kadar mı? Hayır, bunun yanında çocuklarımızı okullarda bekleyen en büyük tehlike astım, alerji, nefes dolaşım ve görme bozukluğu yaşandığı günümüzde en önemli tehlikeleri sırasıyla hatırlatalım!

-Obezitenin ardından belki de hiç duymadığımız “ağır metal zehirlenmeleri”...

Öncelikle açık havada, güneş altında bekletilen suların pet ambalajlarla reaksiyona girmeleri sonucu ortaya çıkarak suya karışan ağır metaller en ciddi tehlikedir.

Hangi koşullarda doldurulup, hangi şartlarda depolandığı bilinmeyen damacanalardan içilen sularda da aynı ağır metal tehlikesi mevcut olup suyun PH’sını düşürmektedir!

Çözüm yolu:  Cam şişelerde su içilmesi, PH değerini yükseltmek için arıtma kullanılmaması, suların içine “kristal tuz –mineral”ler yanında; “karbonat” konularak suyun değerinin arttırılması ile çocuklarımızın “beyin enerjileri ve iletişimi” arttırılmalıdır.

Çünkü “tuzsuz ve mineralsiz”, yani safa yakın sular “enerji geçirgenliği” yoktur. “Akü suyu” gibi...

Bu çocuklardan da başarı beklemek mümkün değildir!!!

FLORÜR TEHLİKESİ

-Bunun yanında, okullarda, sağlık taraması adı altında yapılan diş kontrolleri sırasında Amerika’da ve Avrupa’da dahi yasaklanan, içinde “Florür katkılı diş macunları”nda bulunan “zehir ve ağır metaller” ikinci büyük risk grubunu oluşturmaktadır.

Hitler’in halkı uyutmak için “mankurt nesiller” elde etmek için sulara ve yiyeceklere aşırı dozda “flor” koyması unutulmamalıdır!

Çözüm: Çocuklarımıza tuzlu suyla gargara, karbonat veya misvaklı mâcunlarla dişlerini yıkamaları önerilir...

ALÜMİNYUM ZEHİR TEHLİKESİ

-Okul kantinlerinde çıkartılan menülerin konulduğu metal ve bilhassa tercih edilen alüminyum günlük tek kullanımlık kaplar, çocuklarımızın direkt olarak ısıl etki ile birlikte sindirim sistemine etki etmekte ve zehirlemektedir. Dünya Sağlık Örgütü, bunu da bir ağır metal zehirlenmesi olarak kabul etmiştir.

Çözüm: Çelik, toprak veya cam kaplar kullanılması önerilir...

TEMİZLİK VE HİJYEN ÜRÜNLERİNDEKİ KİMYASAL TEHLİKE

-Metal sürahilerin, pişirme kaplarının, tepsilerin, çatalların, tencere ve tavaların, bıçakların yıkanmasında kullanılan şebeke suyunda bulunan ağır metallerin yanında çok daha tehlikeli ve tabiatı, sularımızı da zehirleyen “ucuz sentetik kimyasal dezenfektanlar”da kullanılan “alüminyum sülfat” içeren temizleyicilerin kullanılması da “yemekle beraber” bu ağır metallerin çocuğunuzun vücuduna girişine zemin hazırlanmaktadır.

Çözüm: “Tabiatla uyumlu” organik “helal belgeli” temizlik ürünlerinin kullanılması...

EMÜLGATÖRLER: GIDA TERÖRÜ

-Gıda teröristlerinin ürettiği içindeki “Emülgatörler” ki, “bunların büyük çoğunluğu domuz katkılı ‘E’ler, gıda boyaları, kıvam arttırıcı katkı maddeleridir” ki, bunlar da çocuklarımızın sağlığına olumsuz etkiler yapmaktadır...

Çözüm: Çocuklarımıza evde hazırlayacağımız beslenme çantası içine havuç, elma gibi “mevsimlik MEYVALAR”, içecek olarak da cam şişede “alkali su, ayran, şalgam” gibi sağlıklı gıdalar teşvik edilmelidir...

Okullarda kolalı gazlı enerji içecekleri, trans yağlar kullanılarak yapılmış patates cipslerini tamamen kaldıralım. Dünyanın pek çok ülkesinde yasaklanmış katkı maddeleri ile üretilmiş sucuk, salam ve sosislerin kullanıldığı, beyaz undan yapılmış ekmeklerle hazırlanmış tostlar yerine, evde yapılmış kepekli sandviçler, fındık, fıstık, badem gibi vücut ve beyin gelişimini destekleyen, “kodlarımızın tanıdığı” doğal gıdaların kullanımını teşvik edelim. 

RADYASYON VE ELEKTROMANYETİK TEHLİKE

-Bir de en önemli tehlike çocuklarımızın kullandığı cep telefonu bilgisayar ve iPad gibi elektromanyetik cihazların yaydığı “radyasyon” tehlikesi asrımızın en tehlikeli sağlık sorunu olacaktır.

Çözüm: Telefon “konuşma” değil “haberleşme” aracıdır! Bu elektronik cihazlar kısa süreli kulaklık takılarak kullanılması ve her akşam “tuz sabunu”yla el ayak vs. yıkanılması... Çernobil ve Japonya atom santralları patladığında halka “radyasyondan kurtulmak için”, “kaya tuzu” dağıtılarak her gün yıkanılması önerildiği unutulmamalıdır...

TEMİZLİK TEMİZLİK TEMİZLİK...

-“Temizlik İmanın Yarısıdır”

Okullarda başta tuvaletlere, sınıflara kısaca her yere asılarak “temizlik ve hijyen” sağlanmalı, çocuklar “parazit, mantar akar”lar ve diğer “mikrop”lardan korunarak; “mikrop”ları eve taşınmaları önlenmelidir…

Özellikle son zamanlarda ilkokullarda hızla artan bit salgınının hijyen kurallarına riayet etmemekten ve temizlik konusuna gereken özenin gösterilmemesinden kaynaklandığı unutulmamalıdır. Bu konu ile etkin bir mücadele için, temizliğin yanı sıra, çocuklarımızın yakalarına kâinat şifahanesinde var olan LAVANTA YAĞI’ndan damlatarak bit parazitinin çocuklara ulaşmasına engel olabiliriz.

Bugünkü salgın hastalıkların sebebi okullar ve toplu taşıma araçları olduğu unutulmamalıdır...

Hasılıkelam...

Yukarıda saydığım bu tedbirler, çocuğun anne karnındaki hamilelik döneminden başlayarak bilhassa mide bulantısı ve ekşimesi için kullanılan mide koruyucu gibi kimyasal bütün ilaçların yeni doğan bebeklerde “Alerjiyi tetiklediği klinik deneylerle de ispatlanmıştır. Sebebinin ise ilaç içeriğinde bulunan “ALÜMİNYUM AĞIR METALİ”nden ileri geldiği yapılan laboratuvar çalışmalarıyla ortaya konmuştur.

OKULLARDA SİGARA, UYUŞTURUCU VE ALKOL BAĞIMLILIĞI

Uyuşturucu ve alkol yaşının ilkokullar seviyelerine indiği günümüzde velilerin çocuklarının mutlaka ağız, diş, parmak ve çanta kontrollerini yapması, yanındaki arkadaşlarının kim olduğunun mutlaka tespiti ve gerek okulda ders saatlerinde ve teneffüslerde, gerekse okul çıkışı eve dönüşlerde kimlerle ilişki kurduğunun tespiti bu bağımlılığın önüne geçmesinde caydırıcı rol oynayacaktır..

Bilhassa sigara ve uyuşturucu bağımlılığı ile ilgili olarak okullarda mutlaka devlet ve okul yönetimlerince eğitim verilmelidir ve sonuçlar gösterilerek caydırıcı rol üstlenilmelidir.

Çözüm: Böyle bir talep olması halinde kozmik bilim kulübü okullara destek verebilecektir.

SON SÖZ OLARAK:

Sularımız kirli, ayrıca havadaki 5000’e yakın tespit edilebilen “ağır metal” her gün soluk almamızla birlikte bedeninize almamız ve gıda güvensizliğimizin olması “tedbir alınmadığı sürece” kaçınılmaz bir sondur...

Çözüm olarak da kimyasal ilaçlara ve formüllere başvurmamız tabii ki hayatımızı ve bilhassa çocuklarımızın “okul performansı”nı düşürerek zorlaştırmakta. Gelinen noktada ise, Türkiye’mizde maalesef 100 kişinin 98’i ilaç kullanır hale getirilmiştir!!!

Bütün bu rahatsızlıkların ortaya çıkmasına “Okula giden çocuklarınızın” yukarıda saydığımız hastalıkların pençesine düşerek hastane kapılarında, ellerinde ilaç torbaları ile yaşamasını istemiyorsanız önleminizi şimdiden alın.

PRATİK ÇÖZÜM ÖNERİLERİ...

Yıllarca bu konuda programı yapan, yazı yazan ve kitapları olan biri gibi aşağıdaki tavsiyelerimizi uygulamanız daha bir “kaliteli yaş almanıza, çocuklarımızın sağlıklı olarak, okullarındaki başarılarına” sebep olabilecektir...

Kâinat şifahanesinde yer alan SPİRULİNA, OMEGA 3, ZENCEFİL, ZERDEÇAL, HİMALAYA TUZU, KARBONAT kullanarak hijyen sağlayıp mikroplardan korunabilecek, KIRMIZI PANCAR, TURP, HAVUÇ, ELMA SUYU, MEYAN ÇAYI, MEKKE GÜLÜ, HİBİSCUS ÇAYI’nı her gün periyodik olarak kullanmaları halinde çocuklarımızın bağışıklıklarını güçlendirecek, misvaklı diş macunu ile de bütün mikropların girdiği “ağız hijyeni” sağlanabilecektir...

Tabii ki “fiziksel olarak” bu önerilerimizin yanında yıllardır “izafi” bir eğitim veren “milli eğitim” ve “maarif kanunu” yeniden bu milletin değerlerine göre hazırlanırsa “çocuklarımızın geleceği” de, “Türkiye’mizin geleceği” de daha güzel olacaktır...

Yeni öğretim döneminde okullarına başlayan ve eğitim alanlara Allah’ın “oku” emri dairesinde öğrenim görmeleri temennisiyle başarılar diliyorum..

whatsapp irtibat ve ihbar hattı: 0 530 200 00 96 [email protected]

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23