• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ahmet Maranki
Ahmet Maranki
Stratrajik Oyunlar
TÜM YAZILARI

Öz vatanında parya! Günümüzün dalkavukları!..

08 Ocak 2019
A


Ahmet Maranki İletişim: [email protected]

Kıymetli gerçek dostlar.

Geçen yıl 25. yıldönümünü kutladığımız özel ekte, “bir zamanlar hakikâtleri korkmadan yazan bir Vakit Gazetesi ve Cuma Dergisi vardı...” diye başlayan bir yazı kaleme almıştım!

Şimdi de aynı çizgi ve şuurla yayın ve tebliğlerimize yeni akit’te Anadolu kıtası büyüklüğündeki taşı gediğine pek çok engellemelere rağmen koymaya, Allah cc ömür verdikçe at sırtında haklının ve hakkın yanında; haksızlarla mücadeleye “Öz vatanında parya” olarak muamele görsek de kimseye dalkavukluk yapmadan devam ediyoruz.!

25. yıl sayısında tam sayfa olarak ve FETÖ gibi pek çok paralel yapılar ve yine stratejik konularla öngörülerimizi yazmış ve halen de yazmaya devam ediyoruz!

Eskimez dostlar..!

Hocam derdi ki: “evladım sevdiklerinizi sağlığında taktir edin..!”

Devletin başındakiler dahil pek çok kimsenin göremediğini görmüş gazeteci yazar araştırmacı fikir ve dava adamı Türkiye için bir kazanç olan Selim ÇORAKLI’nın da Cuma Dergisi’nde paylaştığımız yazılarımız vardı.

Kapağı açılmamış pek çok ‘kozmik’ ve stratejik Türkiye petrol üzerinde yüzüyor, Türkiye’de beyin kontrolü, Türkiye’nin üzerinde beş kulak bizi dinliyor (Echelonlar), Türkiye siber yazılımını yazmalıdır.. Vs gibi konuları 25 yıl önce yazabilmek çok önemliydi!!!

Bu gibi konuyu sadece Vakit Gazetesi’nde ya da Cuma Dergisi’nde 5-6 sayıda yazma imkânı bulduk. Uzun yıllar Amerika, Rusya başta olmak üzere birçok yurtdışı vazifelerimizin akabinde iki yıldır Yeni Akit’te köşe yazılarına devam ediyoruz. Pek çok yazımız medyada TT olduğu gibi soruşturmalarda açıldı! Allah’ın izniyle alnımızın ak, adaletin tecellisi ve verilen takipsizliklerle yola devam ediyoruz!

Niçin mi çünkü

Akit TV’deki programlarımız da haber oldu! Gerçek gazetecilikle, kapağı açılmamış konuları Türkiye’de yepyeni bir ufukla yazdık ve çok ses getirdi. 25 yıl öncesinden de önce beraber yürüdüğümüz dava adamlarından Selim ÇORAKLI kardeşimin bir makalesini okudum. Ve sizlerle paylaşmak istedim.

Kimseye dalkavukluk yapmadığı için bugün kendi köşesinde. Kitaplarıyla hakikâtleri ‘dalkavukluk yapmadan’ vefası olmayan günümüzde ve dünyamızda mücadelesini sürdürerek fikirlerini cesurca paylaşmaya devam ediyor...

 Biz de onun yazdığı hakikatlerden alıntılar yaparak aynı düşüncede olduğumuzu bildirerek sizlerle paylaşmak istedik..!

Rabbim bizlere de kimseye dalkavukluk yapmadan her yazdığımızın hesabını verip ahrette kurtuluşumuza vesile güzel işler yapmayı, güzel eserler bırakmayı, kula kul değil; zatına kul, habibine ümmet olmayı nasip eylesin!..

Sarayın kralına dalkavukluk yapmak!

“...Dalkavukluk eskiden meslek olarak kabul ediliyordu. Osmanlıda da bu böyleydi. Dalkavukların saraydaki görevi kralın hoşuna giden soytarılıklar yaparak onu eğlendirmekti. Şimdi böyle bir meslek yok ama bu mesleği icra edenler çok fazla. Hem, dalkavukluk değişim geçirmiş. Şimdiki dalkavukların, liderlerini eğlendirmek gibi bir görevleri yok. Onların işi gücü yaptığı şaklabanlıklarla liderinin gözüne girip yanlışını bile alkışlayarak yanında yer almak.

Bugün de öyle değil mi?

Dalkavukların en önemli özelliklerinden birisi çıkarcı olmalarıdır. Çıkarları elverdiği müddetçe dalkavukluk yaparlar; çıkarları bittiği an satmayacakları kimse yoktur. Onur, şeref, haysiyet gibi yüce değerler yoktur. Onların tek değerleri kendilerine yer edinmektir.

...

 Diyojen dalkavuklukta noktayı koyuyor..!

Öğle vakti Atina sokaklarında elinde fenerle dolaşarak, dürüst, onurlu, şerefli, haysiyetli adam aradığı söylenen Diyojen’e bir yakını, “Eğer krala biraz yakınlık gösterseydin, bu kuru yerlerde yatıp kuru ekmek yemek zorunda kalmazdın” deyince Diyojen ona şu tarihi cevabı verir:

“Sen de kuru ekmek yiyip kuru yerlerde yatmayı göze alsaydın alçak adamlara dalkavukluk ve yalakalık yapmak zorunda kalmazdın.”

Türkiye’de usta dalkavuklar medyada cirit atıyor!

Eskiden dalkavuklukta ustalaşanların çıraklarına, “Dalkavukluğun püf noktası liderin duymak istediğini söylemek, dobra konuşmaktan şiddetle kaçınmaktır” diye öğüt verirlermiş !..

Reşat Ekrem Koçu dalkavuk kişiyi şöyle tarif eder:

“Dalkavuk, şerefsiz, köleden daha zelil bir tiptir. Dalkavuğu tokatlayıp kovabilmek çok zordur. Ülkeler fethetmiş serdarlar, cihangirler, tahtlar devirmiş ihtilâlciler bile nabızlarına göre şerbet vermesini bilen dalkavukları beslemişlerdir.”

Rahmetli üstat Necip Fazıl bu gerçeği ifade ederken, “Bazı insanlar alçak gönüllüdür. Bazıları ise alçak olmaya gönüllüdür” deme gereğini duymuştur.

Büyüklerimiz, “Eğer düşmanlarınızı gülünç gösterip mahvetmek isterseniz, etrafını dalkavuklarla doldurun” diyerek dalkavukluğun düşmanı yenebilecek oyunlardan biri olduğunu bizlere öğütlemişlerdir!

Evet kıymetli dostlar. Onlarca yılda bizzat şahit olduğumuz, türlü yalan, dolan, iftira, işgüzarlıkla tescillenmiş ‘dalkavuk’luğun, hem fert fert toplumumuza, hem devletimize verdiği zararları, iktisadi ve sosyal gelişimleri tıkayıp, bir atılım yapılmasına mani olan hâlleri yazsak cilt cilt kitap olur...!

Seçim sürecinde olmamıza rağmen çok daha ehemmiyetli gördüğümüz ‘evvela toplumun-sosyal yapının dalkavukluk ve bakar-körlükten uzaklaşma’ gerekliliğine vurgu yapıyorum, bütün paralel çeteler, karanlık kitlesel oluşumların her birinin ‘bir fert’le kilit mecralarda milletin ve devletin yolunu tıkayabileceği mutlak ve mutlaka görülmelidir!!!

Bir nal bir atı, bir at bir komutanı, bir komutan bir orduyu, inanmış bir ordu tüm cihanı kurtarabileceği gibi; habis amaçlara hizmet eden bir kişi bir güruhu, bir güruh bir toplumu, bir toplum kendi halkına düşman olup kendini ve çevresini kaosa sokabilir, âlemi huzurundan edebilir...”

Günümüz dalkavukların günü..!

Sahibine yaranmak için büyük iftiralarla gözü dönmüş canavarlar gibi akit TV’deki Bilgi Savaşları programında bize yaptıkları gibi 400.000 mesajla masum insanlara bile saldırabilir!

Bunlar siz haklı olsanız bile mahkemelerde aklansanız bile..!

Bu dalkavuklar ölesiye “evine sadık köpekler” gibi sahiplerine sadıktırlar!

Sadece onlar için vatan, millet, bayrak, devlet, mukaddesat .. Gibi sözler değil sahiplerinin ne dediği önemlidir..!

Bunlardan mutlaka dünyada da hesap sorulmalıdır!

Millet, eski nizamına dönme adına kusurları kendinde aramaya başladığında, kısaca iman ehli diye dalalette olanlar bu taklidi imanlarından tahkiki imana döndüklerinde, kitabi İslamiyeti kalleriyle değil, halleriyle yaşadıkları zaman ancak o fikre dahalet olacak ve insanlık tarihte örneği yaşanmış olan ÖMER (r.a.)’in adaletli günlerine dönülebilecektir..!

İnşallah kıyamet kopmadan hakikatler kıymet bulacak ve tecelli edecek o büyük ölçekli plânların, oyunların, şeytanlığın... kısaca “dalkavukların” hiçbir hükmü kalmayacaktır, bizler de “öz vatanında parya” olmaktan o zaman kurtulacağız inşallah!!!

Allah (cc) var gam yok! Vesselâm.

WhatsApp bilgi hattı: 053020000 96

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23