• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Rasim Bolbol
Rasim Bolbol
TÜM YAZILARI

Bu işte bir ‘terslik’ olduğu daha en başından belliydi

04 Temmuz 2019
A


Rasim Bolbol İletişim: [email protected]

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 23 Haziran seçimlerine yönelik değerlendirmelerini gördünüz mü?

Görmediyseniz mutlaka bir yerlerden bulun da okuyun.

İstanbul’u nasıl kazandıklarını anlatıyor hazret.

Aslında anlatmıyor, itiraf ediyor.

25 yıl sonra İstanbul’u ele geçirmelerinde propaganda sürecinde kullandıkları dilin etkili olduğunu, bu dil sayesinde “karşı mahalle”de hiçbir rahatsızlık oluşturmadıklarını, dolayısıyla bundan sonra da aynı dili kullanmaya devam edeceklerini belirtiyor.

Doğrusunu söylemek gerekirse, CHP’nin seçim sath-ı mailinde kullandığı bir “dil” falan yoktu bizce. Ama taktik icabı kullanmadıkları “dil”den pekâlâ söz edebiliriz.

Öyle ya, CHP’liler genetik kodlarını bu süreçte çok iyi gizledi. Partilerinin milli ve manevi değerlerimizle olan asırlık kavgasını usta bir biçimde örtbas etti.

Gördünüz, “İnandığınız Allah’ınız sizin de belanızı versin” diyen il başkanı bile iftar sofralarında ellerini semaya kaldırıp inanmadığı Allah’a dua etti!

Yılların namaz düşmanları, aslında alınları secdeden kalkmayan birer musalli olduklarını göstermek için adeta birbirleriyle yarışa girdi.

İş; Kemal Kılıçdaroğlu’nun söylediği gibi “kullanılan dil”de değil, “kullanılmayan dil”de bitiyordu yani.

Seçimden önce dillerinin altındaki baklayı çıkarsalardı perişan olacaklardı. Milletin inancına dil uzatsalardı, sandığın dibine gömüleceklerdi.

Bunların hepsini biliyorlardı.

Kim bilir kaç defa dillerinin ucuna geldi de söyleyemediler. Sandığı hatırlayıp bu millete olan düşmanlıklarını dillendiremediler. 

Ama şimdi öyle mi ya?

Ne de olsa seçimler geride kaldı. 

Ol sebeple bu aralar dilleri pabuç kadar. 

O günlerde dilleri varmıyordu cibilliyetlerini ifşa etmeye, şimdi milleti aşağılayan söylemleri dillerinden düşürmüyorlar.

Kimi “başörtülü hakim istemediğini” söylüyor, kimi de metroda tesettürlü bir kadına “karafatma” diye salya sümük hakaret ediyor.

Aralarında ahlaka mugayir filmlerde oynamasıyla tanınan bir edepsizin rol icabı taktığı başörtülü fotoğrafını paylaşıp kendince komiklik yapmaya kalkanlar da var, belediye tesislerinde hâlâ niçin içki servisi yapılmadığının derdine düşenler de... 

Söylemekten dilimizde tüy bitti ama, hadi bir defa daha söyleyelim:

CHP İslam’a ve Müslümanlara düşman bir partidir. Bugüne değin hep bu milletin inancını yok edip geleneklerini yıkmak için faaliyet göstermiştir.

Hiç şüpheniz olmasın, bundan sonra da yollarına böyle devam edeceklerdir. 

Adamların tıyneti bu zira. 

Rusya dahi eşcinsellerin sözde onur yürüyüşünü ve eşcinsel yayınları “nesillerin korunması” gerekçesiyle yasaklarken, CHP’li belediyelerin “Onur Haftası” adı altındaki onursuzlukları kutlama yarışına girmesi tıynetlerinin bir tezahürüdür zaten.

Şu açık ki, CHP “Sevgi kazansın” mottosuyla hareket ederek ve 23 Haziran sonuçlarını da arkasına alarak eşcinsellere ve eşcinselliğe meşruiyet kazandırmaya çalışıyor. Maddi olarak Türkiye’nin altını oyan bu zihniyet, bir yandan da maneviyatımızı tahrip ediyor. Ahlâkî erozyon CHP eliyle toplumun tüm kesimlerine günden güne yayılıyor. 

Vandallıktan rahatsız olan muhafazakâr ve milliyetçi vatandaşları ürkütmemek için bu sene Gezi olaylarının yıldönümünü bile kutlamayan CHP’nin, seçim geride kalır kalmaz nasıl hızlı bir şekilde aslına rücu ettiğini hep beraber gördük.  

İstanbul’u kazanmak için terör örgütlerine dahi bel bağlayanlar, şimdi eşcinsellerle bağ kurma yarışında. 

Söylesenize, bu işte bir “terslik”, bir “ibnelik” olduğu açık değil mi?

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23