• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Rasim Bolbol
Rasim Bolbol
TÜM YAZILARI

Sizin işiniz cumhuriyet savcılığı mı, başörtüsü avcılığı mı?

09 Aralık 2018
A


Rasim Bolbol İletişim: [email protected]

Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) diye bir parti varmış... (Legal bir partiden ziyade yasadışı sol örgüt ismine benziyor, ama hadi neyse.)

Ne yalan söyleyelim, varlıklarından daha yeni haberdar olduk.

Gerçi bu bizim kabahatimiz. 

27 Mayıs’ı “2. Kuvayı Milliye” ve “politik devrim” olarak nitelendiren faşist-Kemalist kırması mezkur partiyi şimdiye kadar duymamamız, hakikaten eşeklik!

Nasıl eşeklik olmasın ki. 

Adamlar seçimlere bile giriyormuş.

Mesela 2014’teki yerel seçimlere iştirak etmişler. Az buz da değil he, on binde 10 nisbetinde oy almışlar.

Sonrasında “On binde 10’la halkı kurtaramayız” diye düşünmüş olacaklar ki, “çıta”yı yükseltmeye karar vermişler.  

Yılmamışlar, yorulmamışlar, “Durmak yok, yola devam” deyip, yoğun mesai harcamışlar.

Kurtarmaya çalıştıkları halkın gösterdiği büyük teveccühle (!) 7 Haziran 2015’teki genel seçimlerde on binde 13’ü, 1 Kasım 2015’teki genel seçimlerde ise on binde 18’i görmüşler.

İşbu tabloya rağmen, ciddi ciddi halkı kurtarma iddiasında bu elemanlar. (Halkı neden kurtaracaklarmış, onu da bilmiyoruz ya.) 

Tam anlamıyla, ideolojik körlük yaşıyorlar. Kurtarmak istedikleri halkın, aslında kendilerinden kurtulmak istediğini görmüyorlar. 

Öyle ya, sandıkta kaç defa boylarının ölçüsünü almışlar. Halk, “Sen bizi değil, önce kendini kurtar” demiş on binde 10’luk bu partiye. 

Ama yok, ısrar ediyorlar. “Halkı kurtarmadan rahat etmeyiz” diyorlar.

Sadece halkı mı?

Hayır. Anlaşılıyor ki laikliği kurtarma gibi de bir misyonları var. 

Söylediklerine göre “laikliğin gerçek savunucusu” bunlarmış. Hani şu son günlerde çokça tartıştığımız Türk Silahlı Kuvvetleri’nde başörtüsüne serbestlik getiren düzenlemenin iptali talebiyle Danıştay’da açılan dava var ya, heh, o davayı da işte bu “kurtarıcılar” açmış.

Seçmenden bulamadıkları yüzü Danıştay’daki aklıevvel bir savcıdan buldular ya, bu aralar tek başına iktidara gelmişler gibi seviniyorlar.    

“TSK’da ve kamuda türban serbestisi laikliğe aykırıdır” diye mütalaa döşenen savcıyı yere göğe koyamıyorlar.

28 Şubat zihniyetli savcının hezeyanlarını “çok olumlu laiklik mütalaası” diye pazarlamaktan hiç mi hiç utanmıyorlar.

Hukuk ayaklar altına alınmış, bunlar hukuku ayaklarının altında paspas gibi çiğneyen sözde hukukçuları “yiğit, onurlu ve namuslu” olarak lanse ediyorlar.

Böyle bir çarpıtma çabasının içine girenlerden biri de Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu.

Aslında “Başörtüsü Meclis içtüzüğüne aykırı” deyip, CHP’ye mahkemeye gitmesini salık veren Kanadoğlu’nun, “Kamuda türban serbestisi laikliğe aykırıdır” diyen savcıya arka çıkması kadar doğal bir şey olamaz.

“Sandıktan çıkmak demokrasi için yeterli değildir” dediği günün gecesinde, kendisine “demokrasi ödülü” tevdi edilen (şaka gibi ama, o ödül de “Türk bu ülkenin yegâne efendisi, yegâne sahibidir. Saf Türk soyundan olmayanların bu memlekette tek hakları vardır, hizmetçi olma hakkı, köle olma hakkı” diyen faşist Mahmut Esat Bozkurt adına veriliyor) “Onursal Sabih”, tıpkı kendisi gibi demokrasi âşığı olan(!) meslektaşını tabii ki savunacak. Ama bunu, mümkünse eşeğin kulağına su kaçırmadan yapacak.

Öyle ya, “Danıştay savcısının mütalaasını Türk hukuk tarihine iz bırakacak bir mütalaa olarak görüyorum” demek, eşeğin kulağına su kaçırmaktır. 

Evet, Kanadoğlu’nun da dediği gibi, Danıştay savcısının mütalaası Türk hukuk tarihinde mutlaka bir iz bırakacaktır. Ama bu iz, öyle peşinden gidilecek, takip edilecek bir iz olmayacaktır.

“TSK’da ve kamuda türban serbestisi laikliğe aykırıdır” diyenler, Türk hukuk tarihinde sadece ve sadece “367 garabeti” ile hatırlananlarla birlikte yâd edilecektir.  

Bu memlekette “cumhuriyet savcılığı” değil, “başörtüsü avcılığı” yapanları millet de tarih de affetmeyecektir. Onlar belki mahkemelerde mahkûm olmayacaklardır, ama milletin vicdanında en ağır hükmü giymekten de kesinlikle kurtulamayacaklardır.

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23