• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Rasim Bolbol
Rasim Bolbol
TÜM YAZILARI

“Terörün hâmisi” ABD, “terörle mücadele(!)” için servet harcamış

05 Kasım 2017
A


Rasim Bolbol İletişim: [email protected]

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), Washington’un 11 Eylül 2001’den bu yana yürüttüğü “terörle mücadelesi”nin maliyetini açıklamış. Pentagon’a göre, ABD’nin 11 Eylül 2001’den bu yılın ortasına kadar “terörle mücadele” için harcadığı para 1.46 trilyon doları geçmiş.

Ne komik değil mi? 

ABD, terörle mücadele ettiğini ileri sürüyor, bunun için bir de para harcıyor...

Allah Allah!

“Dünyanın en tehlikeli terör örgütü” olan ABD’nin “terörle mücadele” dediği şey, 11 Eylül 2001’de gerçekleştirilen ve hâlâ daha tam olarak aydınlatılamayan saldırıdan bu yana İslam âlemini kan gölüne döndürmek için kullandığı bir bahane değil mi?

Öyle ya; El Kaide gerekçe gösterilerek Afganistanolmayan kitle imha silahları bahane edilerek de Irak işgal edilmedi mi?

Söz konusu işgallerde yüzbinlerce insan katledilmedi mi? Milyonlarca insan ülkesini terketmek zorunda bırakılmadı mı?

ABD’nin Ocak 2009’dan itibaren sadece Yemen, Pakistan ve Somali’deki insansız hava aracı saldırılarında 2 bin 464 insan sorgusuz sualsiz öldürülmedi mi?

Ayrıca “terörle mücadele” bahanesini geçtik, bu alçaklar bizzat terörü/teröristi desteklemiyor mu?

Söyleyin Allah aşkına;

Terör örgütü DEAŞ’la mücadele bahanesiyle bir başka terör örgütü olan YPG’ye kim destek çıktı? Söz konusu terör örgütüne şimdiye kadar giden ve içinde ağır silah ve zırhlı araçların bulunduğu 2 bine yakın TIR, ABD tarafından gönderilmedi mi? “DEAŞ’ın mağlup edilmesinden sonra geri alınacak. Yalnızca Suriye sahasında kalacak” denilen silahlar Kato Dağı’ndaki PKK mağaralarından çıkmadı mı?

Daha geçtiğimiz perşembe günü Irak’tan sızmak isteyen PKK’lı teröristler Mehmetçiğe ABD’nin YPG’ye verdiği AT4 anti tank füzesiyle saldırmadı mı? Bu alçak saldırıda 6 asker ve 2 korucumuz şehit düşmedi mi?

Hem bunlar, mücadele ettiklerini söyledikleri DEAŞ ile de “tuhaf ilişkiler” içinde değil mi? 

Geçtiğimiz kasım ayındaki başkanlık seçimlerinden hemen önce, şu an ABD Başkanı olan Donald Trump, “DEAŞ’ı Obama kurdu, hilekâr Hillary de buna yardımcı oldu” demedi mi?

Birkaç yıl önce Rusya’ya sığınan NSA ve CIA’in eski ajanı Edward Snowden CIA’in, DEAŞ’ı İsrail ve İngiliz istihbarat örgütleriyle birlikte kurduğu itirafında bulunmadı mı?

Hadi tüm bunları geçtik, Washington tarafından Türkiye’yi karıştırmakla görevlendirilen ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi John Bass, hem de giderayak “Türkiye’de 9 aydır kayda değer bir DEAŞ saldırısı yaşanmaması hükümetimizin yakın işbirliğinden kaynaklanıyor” deyip ABD-DEAŞ ortaklığını gözler önüne sermedi mi?

Gelelim ABD’nin “son gözdesi”ne...

Fetullahçı Terör Örgütü ve elebaşısının “Büyük Şeytan” ABD’nin emrinde olduğu ve CIA tarafından kullanıldığı inkâr edilemez bir gerçek değil mi?

CIA mensupları, ajanlık faaliyetlerini “öğretmen” maskesiyle Gülen okulları üzerinden yapmıyor mu? 

ABD’nin CIA ile birlikte bir başka “derin kurum”u olan FBI’ın resmi internet sitesinde işbirliği içinde olunan gruplar arasında Gülen örgütü de sayılmıyor mu? 

FETÖ’nün ABD’de bulunan Pasifika Enstitüsü’nde verilen bir iftar yemeğine FBI yetkililerinin de katıldığı, yemekte FETÖ’cülerle çekilen bir fotoğrafın FBI’ın resmi sosyal medya hesabından paylaşıldığı daha geçtiğimiz aylarda medyaya yansımadı mı?

Her şeyden önemlisi 17-25 Aralık yargı darbesi ve 248 şehit verdiğimiz kanlı 15 Temmuz darbe girişiminin ardında ABD yok mu?

O yüzden bize maval okumayı bıraksınlar; “Terörle mücadele ediyoruz” diye atıp tutmasınlar...

ABD terörle mücadele falan etmez; çünkü o bizzat “terörün mühendisi”dir...

ABD, dünyanın dört bir yanında terör örgütlerini kuran, sonra da o terör örgütlerini istediği gibi yönlendiren bir “sömürge imparatorluğu”dur...

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23