• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Rasim Bolbol
Rasim Bolbol
TÜM YAZILARI

Yaptığınız tababet falan değil, düpedüz ihanet!

28 Ocak 2018
A


Rasim Bolbol İletişim: [email protected]

Terör örgütü PKK ne zaman köşeye sıkışsa, hep aynı tabloyla karşı karşıya kalıyoruz.

Dağdaki bölücüler çaresiz duruma mı düştü, ovadaki bölücülerin derhal yardıma koştuğuna şahit oluyoruz.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Afrin’de başlattığı Zeytin Dalı operasyonuyla birlikte, malum senaryo bir defa daha tekrarlanıyor. Kahraman Mehmetçiğin korkusundan arkasına bakmadan kaçan sahadaki teröristlerin boşluğunu masadaki teröristler dolduruyor.

 •

Önce, aralarında eski bakan, milletvekili, yönetmen, yazar, senarist, gazeteci, oyuncu gibi mesleklere sahip 170 sözde aydın çıktı sahneye...

İsimlerini tek tek sayamayacağımız işbu 170 sözde aydın, TBMM’ye gönderdikleri mektupla Afrin operasyonuna karşı çıkıp “barış” istiyordu. 

Düşünsenize, daha dün FETÖ kanallarında boy gösterip, “Erdoğan, demokrasi dışı yollarla da olsa, mutlaka indirilmelidir” sözleriyle, “iyi sıhhatte olsunlar”a “gel gel” yapan eleman, bugün “TSK, Zeytin Dalı operasyonunu bir an önce sonlandırmalı” diyen bir “barış sevdalısı”na, katıksız bir “anti militarist”e dönüşmüştü.

“Barış”ın konuşulduğu çözüm sürecinde, “ikinci evi” konumundaki Kandil’e çıkıp, teröristlere “Eğer silah bırakırsanız Erdoğan sizi satar. “Bu yüzden sakın silah bırakmayın” aklını veren sözde aydının dilinden de, Türk askeri Afrin’e girer girmez, hemen “barış” kelimesi dökülüvermişti.

Peki, hiç kambersiz düğün olur muydu?

Tabii ki olmazdı. 

Bu yüzden de, PKK’nın yardımına koşan sözde aydınlara, adında “Türk” ve “Tabip” kelimeleri geçen, ancak ne Türklükle ne de tababetle bir ilgileri bulunmayan Türk Tabipleri Birliği’nden anında destek geldi.

Baksanıza, onlar da “savaşın toplumsal yaşamı tehdit eden, insan eliyle yaratılan bir halk sağlığı sorunu olduğunu” belirtiyor.

Ne yani, Türkiye’nin, bekası için Afrin’e girmesi, bir “halk sağlığı sorunu” mu oluyor şimdi?

Yok yok!

Halkın sağlığında bir sorun yok, ama anlaşılan sizin akıl sağlığınızda ciddi bir sorun var.

Öyle ya, akıl sağlığınız yerinde olsa, PKK Güneydoğu’da hastaneleri bombalarken, doktorları kaçırırken, ambulansları tararken itiraz edip sesinizi yükseltirdiniz…

Akıl sağlığınız yerinde olsa, “Devlet katliam yapıyor” diyen meczuplara gözünüz kapalı destek vermezdiniz…

Akıl sağlığınız yerinde olsa, 30 bin kişinin katili olan bölücübaşı için “Kürt halkının temsilcisi” diyen aklıevvelleri aranızda barındırmazdınız... 

Akıl sağlığınız yerinde olsa, yediğiniz herzeleri, pişkin bir şekilde  “vatanseverlik” olarak nitelendirmezdiniz...

Ayan beyan ortada ki, sizin akıl sağlığınız yerinde falan değil.

O zaman, bir an önce aklı başında bir doktora görünmenizde fayda bulunmaktadır...

Doğru teşhisi mutlaka doktorunuz da koyacaktır; sizdeki hastalığın “kansızlık” olduğunu o da söyleyecektir.

SADECE ABD DEĞİL, CHP DE TERÖRE KARŞI AÇIK VE NET TAVIR TAKINMALI KEMAL BEY!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ABD’nin ikircikli tutumunu eleştirip, “Amerika teröre karşı çok açık ve net tavır takınmalı. Teröre karşı ortak mücadele etmek gerekiyor” demiş.

Elhak doğru, bu sözlere hiçbir itirazımız olamaz.

Ancak, tıpkı ABD gibi, Kılıçdaroğlu ve başında bulunduğu partinin de teröre karşı çok açık ve net tavır takınması icap etmiyor mu?

Mesela, hendek kazarak Güneydoğu’yu kana bulayan teröristleri “arkadaş” olarak tavsif etmek, terörle mücadelenin neresinde yer almaktadır?

Örneğin, bugün Afrin’de mücadele ettiğimiz PKK’nın Suriye uzantısı PYD’yi “Suriye’de kendi topraklarını korumaya çalışan bir yapılanma” diye nitelendirip terör örgütü olarak görmemek, zat-ı âliniz tarafından “teröre karşı çok açık ve net tavır takınmak” olarak mı değerlendirilmektedir?

Silahlı İnsansız Hava Araçları (SİHA) ile öldürülen teröristler için “sivil yurttaş” ifadesini kullanan yeri-yurdu belirsizlere...

PKK leşlerine “şehit” diyen cibilliyetsizlere...

Kundaktaki bebeklerin bile kanına giren katilleri “İyi çocuklar” olarak nitelendiren kanı bozuklara...

PYD’nin sınırımızda olmasının bir sakıncası olmadığını söyleme cüretini göstererek sınırı aşanlara... 

CHP’de en üst makamları teslim etmek, teröre karşı çok net tutum göstermek midir? 

Hele söyleyin, “Teröre karşı ortak mücadele etmek gerekiyor” diyen Bay Kılıçdaroğlu!

Teröre karşı ortak mücadeleyi, Kobani’de öldürülen PYD’li teröristin cenazesine katılarak gözyaşı dökenlerle mi yapacağız?

Teröre karşı ortak mücadeleyi, HDP’lilerle birlikte PKK’nın sözde marşı çalınırken esas duruşa geçenlerle mi yürüteceğiz? 

Teröre karşı mücadelede, “Devlet katil değil, seri katil” gibi alçakça açıklamalar yapanlarla mı ortak olacağız? 

Hayır, tabii ki olmayacağız!

O yüzden, “ABD teröre karşı çok açık ve net tavır takınmalı” diyen Kılıçdaroğlu’nun bizzat kendisi ve partisi teröre karşı çok açık ve net tavır takınmalıdır. 

Teröre karşı ortak mücadelenin gerekliliğine vurgu yapan CHP Genel Başkanı, terörle mücadelede kiminle “ortak” olduğuna çok ama çok dikkat etmelidir.

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23