• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Sabri Şahsuvar
Sabri Şahsuvar
TÜM YAZILARI

Alaylı ve mektepli siyasi liderler

24 Mayıs 2016
A


Sabri Şahsuvar İletişim: [email protected]

AK Parti 2. Olağan Kongresi, mektepli ve alaylı devir teslim töreni gibi oldu. Dün birçok yazarın köşesini incelediğimde ilginç sonuç ve tespitlerde bulunduklarını fark ettim. 

Tabi bir şekilde herkesin düşüncesinin ayrı olması normal ancak ilgimizi çeken nokta: Hazımsızlık!

Konunun özüne inilecekse şayet;

Keşke yazarlarımız bir bardak suda fırtınalar koparmadan önce biraz düşünselerdi. Neyse ki beklentiler boşa çıktı. 

Yazarlarımızın yine Sayın Erdoğan’ı hedef tahtasına koymak için canla başla çalışmaları sonuçsuz olduğu gibi istediklerini de elde edemediler. 

Ahmet hocanın siyaset metodu ve yöntemi mektepli olduğu için sanırım bu halk tarafından iyi okunamadı. 

Pek tabi olarak da Recep Tayip Erdoğan’da olduğu gibi yüksek siyaset profili ve hitabet sanatını veya siyaset dili gibi özelikleri de göz önüne aldığımızda şu anki bütün siyasi liderler düşük profil olarak algılanabilir.

Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çocukluk yılarından iş, siyaset veya parti başkanlığı sürecinin tamamını incelediğinizde alaylı ve uygulamalı bir siyaset adamı olduğunu açıkça görebiliriz.

Şu gerçeği göz ardı etmeyelim: Fiilen uzun süredir başkanlık sistemi devrede ve sayın Reis-i Cumhur da başkanlık ediyor. Bundan sonraki süreçte başkanlık sisteminin anayasal teminatı sağlanmalıdır. 

Sayın Binali Yıldırım’ın bu sürece iyi bir şekilde uyum sağlayacağı ve geçiş süreci için en uygun profil olduğu aşikar. Sayın Cumhurbaşkanını iyi tanıyan biri olarak da kararların daha sağlıklı olacağı kanısındayım. 

Sayın Binali Yıldırım’ın başbakanlığı ile fiili bütün hizmetlerin bürokrasiden arınmış, daha çok aktif mücadeleye geçeceği ve yatırımların hızlandırılacağı, paralelle ilgili mücadelede kamudaki yapılanmaların sonlandırılacağı fikrindeyim. 

Az konuşan çok iş yapan Binali Yıldırım’ın halk nezdinde yüksek beklentiler taşıdığı söylenebilir.

Yeni merkez yürütme kurulu listesinin çoğunluğunun değişimi ve partinin öze dönüş noktasına baktığımızda daha vefalı bir listeye dönüştüğünü, ülke sorunlarına bilgi ve birikimle daha hâkim olan bir liste gördüğümüzü söylemekte yarar var.

Markar Esayan gibi isimlerin merkez yürütme kurulunda olması, doğu ve güneydoğuda önemli isimlerin listeye alınması, önümüzdeki süreçlerde terörle mücadelede ve bölge sorunlarına daha ciddiyetle geçileceği konusunda önemli bir adımdır. 

Gelelim Davutoğlu hocamıza. Sanırım Türk siyaset tarihi, hoca kesiminden siyaset, üslup, siyasi parti başkanlığı gibi usullerin fazla prim yapmadığını bir kez daha hatırlattı bizlere. Varılan nokta ise halk nezdinde prim yapmadığının açık sonucudur.

Bir davaya gönülden bağlı olmak, susmanın acısını içinizden hissetmekten geçer. Ahmet hocanın ruh hali de buydu. Hamaset geçinen kimi siyasi ve yazarlar istediklerini elde edemediler bu da beklentilerini boşa çıkardı. Ne kadar da üzücü(!)

Davutoğlu’nun konuşmalarının bir veda konuşması olmadığını, söylem ve mesajlarından anlayabiliriz. Sayın cumhurbaşkanının dilini kullanması, AK Parti hareketi, ortak akıl ve yüksek beklenti içerisinde olan halkımıza bir karşılığıdır, bir vefa borcudur, şeklinde ifade etmesi, kendisinin milletinin vicdanında hep bir hoca olarak kalacağının belirtisidir. 

Siyasi üslup ve davranışlarıyla da bu halkın gönlünde ve Türk siyaset tarihinde iyi bir hoca, iyi bir siyasi lider olarak yerini alacağı kanısındayım.  

Davutoğlu’nun tarihi derinliğinin, bilgisinin ve hafızasının bu millete hizmet etme yolunda daima var olacağından eminiz. 

Geçmişten günümüze birçok kere kongreler yapıldığını göz önüne alırsak, umarım “dava ve emek budur!” denilecek bir tablo oluştuğunu görürler. 

Ahmet Davutoğlu ve Binali Yıldırım’ın yan yana olup göz göze gelmemeleri, sadece birbirlerini tebrik etmeleri, mekteplilerin yenik olduğu anlamına gelmez. 

Bütün siyasi alanlarda ve iş hayatınızda daima kırgın ve küs olmadığınız gibi dünyanın sonu olmadığının da farkındasınızdır. Bu da öyle bir vaziyet; ki bu meseleyi hayra yorarsak hayırla sonuçlanacağı kanaatindeyim. 

AK Parti’nin siyasal sürecinin sadece Türkiye’yle ilgili olmadığını, dünyadaki mazlumların ve ümmetin sesi olması noktasında da ayrışma ve bölüşmeye yeri olmadığını, bu davaya zarar verecek olanların, mazlumların bedduasıyla iflah olamayacaklarını ifade etmekte yarar var. 

Divan başkanlığı yapan Sayın Bekir Bozdağ’ın cumhurbaşkanına atfen bağlılık ve sadakat sözleriyle, bu partinin daima tabii bir başkanı olduğunu söylemesi de fiilen başkanlık sistemine geçtiğimizin habercisidir. 

Vakit, gemide delik açmaktan çok açılmış delikleri kapatma vaktidir. Anayasal teminat olarak sorumluluk üstlenecek cengâver, yiğit, mert ülke siyasilerine ihtiyaç duyulacaktır. 

Hepimiz Türkiye, Türkiye hepimiz için! 

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23