• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Sabri Şahsuvar
Sabri Şahsuvar
TÜM YAZILARI

Batılının Kini ve Nefret Tarihi Hafızasında Gizlidir

19 Mart 2019
A


Sabri Şahsuvar İletişim: [email protected]

Vatikan Papalığının teşvikiyle Hıristiyanların ve Avrupalıların Müslümanlara karşı tertip ettikleri saldırıların genel adı; başta dini olmak üzere, siyasi, sosyal ve iktisadi sebeplere dayanan Haçlı Seferlerini, Papa İkinci Urbanus 1095 senesinde toplanan Clermont Konsili’ndeki konuşmasıyla başlattı. Asırlarca devam eden Haçlı Seferleri’nin, milyonlarca insanın can kaybına, devletlerin yıkılmasına ve ülkelerin tahribine sebeb olduğu bilinmektedir.

Doğu Hıristiyanlığının temsilcisi Bizans’ın, 1071 senesinde Malazgirt Meydan Muharebesinde Müslüman Selçuklu Devleti’ne yenilmesi, Türklerin İstanbul dahil, Ege ve Marmara’ya kadar gelmelerine ve bütün Anadolu’ya kısa sürede sahip olmalarına kapı araladı.

Anadolu Selçukluları Devleti’nin 1075 senesinde kurulmasıyla, Asya’ya yayılan Bizans İmparatorluğunu sarsması, Hıristiyan Avrupalıları dehşete düşürdü. Bizans’ın düşmesiyle Türklerin Avrupa’nın hakimi olmasını kimse engelleyemezdi. Batının gözünde; Türkler durdurulmalıydı. Hatta bütün Anadolu’dan atılmalıydı. Avrupa krallıklarında yoksulluk ve ekonomik çöküntünün had safada olduğu dönemlerde, Türk toplumunun beylikleri bile ekonomik olarak Avrupalılardan daha üstündü.

Türk beyliklerin ekonomik durumlarının iyi olması ve düşmanı göz ardı etmesi, buna benzer bazı zafiyetler elbette arkasında olumsuzlukları da beraberinde getirecekti. Bu sırada Büyük Selçuklu Sultanı Melikşâh vefat etmiş, iç karışıklıklar baş göstermişti. Şiî-Fâtımî Devleti, Selçukluların amansız düşmanı olup, Hıristiyanların ise müttefiki idi. 

Bütün bu gelişmeler Papa İkinci Urbanus’a Hıristiyanları birleştirme fikrini gösteriyordu. Böylece, bu papaz, mukaddes Kudüs şehrini, kendilerine göre dinsiz olan Türklerin elinden kurtarmak için faaliyete başladı. Sadece Pierre L’Ermite isminde yoksul bir Fransız keşişi, etrafına elli bin Fransız toplamıştı. Bunlar, Almanya’ya gelince kendilerine elli bin Alman serserisi katılmıştı. Macaristan’da ve Balkanlar’da daha da çoğalan çapulcu ordusu, 1096-1270 seneleri arasında tertiplenen sekiz haçlı seferinin ilki oldu.

Asırlarca devam eden Haçlı seferleri sonucunda, pek çok kan döküldü ve milyonlarca insan can verdi. Nice ülkeler harap oldu. Dini, siyasi, sosyal, kültürel, iktisadi birçok hadiselere sebeb olan Haçlı seferlerinin getirip götürdüğü birçok şeyler oldu. Müslümanlara karşı savaşa katılmaya teşvik için Avrupa’da birçok Hıristiyan tarikatları kuruldu. Seferlere iştirak için Avrupalıların dindarına, maceraperestine, işsiz-güçsüzüne ayrı ayrı vaadlerle propagandalar yapılmasına rağmen, Müslümanların karşısında bütün bunların boş çıkması neticesinde Papalığın ve kilisenin otoritesi sarsıldı.

Bu seferler sonunda Hıristiyanlar, Müslümanları yakından tanıdılar. Muharebe meydanlarında aslanlar gibi cesurane dövüşen Müslümanların, aslında çok merhametli, iyiliksever, misafirperver olduklarına bizzat şahit oldular. Hıristiyan papazların bahsettikleri gibi olmaması, daha önceki düşüncelerini değiştirdi.

Bu yazıyı kaleme alırken vurgulamak istediğim nokta şudur; Batının gemişten günümüze İslam dünyasına, Müslümanlara karşı Haçlı zihniyetini diri tutmak adına nasıl baktığı aşikârdır. Batı zihniyeti, İslam’a karşı azılı terörist yapısını beslemek için kinini diri tutarak halen haçlı dünyasını savunmaktadır. 

Yeni Zelanda’da yapılan katliamın sıradan bir katliam olmadığını ve arkasında dini duygularını besleyen, destekleyen Hıristiyan terörünü finanse eden birçok devletin olduğunu bilmekte fayda vardır. Geçmişteki savaşlardan kalan bir kinle ruhunu besleyen katilin; ‘’732 Tours’’ (Avrupa’da Tours adıyla bilinen) ‘’Puvatya Savaşı’nı’’ ve 1683 Viyana - Osmanlı Savaşı olarak da bilinen ‘’İkinci Viyana Kuşatması’nı’’ unutmayarak korkunç bir katliamın faili olması tesadüf değildir. Silahına ‘’Turcofagos’’ yani ‘’Türk Yiyici’’ anlamına gelen ifadeyi yazması, Müslüman Türklerin en büyük düşmanlardan olduğunu ifade etmesi, Başkan Erdoğan üzerinden mesaj vermesi… Bunların hiçbiri sıradan mesajlar değildir.

Bulunduğumuz yüzyılda, Haçlı zihniyetinin dünyanın dört bir yanından Müslüman ülkelere işgaller ve katliamlar yaptığını sağır sultan bile biliyor. ABD ve İngiltere son zamanlarda kasıtlı olarak toplumları gerginlik sahalarında test ediyor. Ülkemizin bu manada ilk sıralarda olduğunu ve karanlık senaryoların başrolünde test edildiğini görmekteyiz. Pakistan-Hindistan gerilimi ve Türkiye-Arap çatışma alanı gibi alanların hepsi kirli Haçlının tezgâhıdır. 

Daha dün 18 Mart Çanakkale Zaferini kutlamışken önemli bir mesaj vermek istiyorum. Haçlının tüm tezgâhlarına rağmen İslam âlemi, inancı ve Allah’ın bahşettiği kudret ile tüm bu zalimliklerin üstesinden gelebilecek iradeye sahiptir. Rabbim bizleri insanlığın huzuru ve barışı için çalışan, çabalayan halis kullarından eylesin. Bütün şehitlerimizin ruhları şad olsun. Allah rahmeti ile muamele etsin inşallah.

Vesselam…

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23