• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Sabri Şahsuvar
Sabri Şahsuvar
TÜM YAZILARI

Libya, Mursi’nin Mısır’ına dönmesin!!

07 Temmuz 2020
A


Sabri Şahsuvar İletişim: [email protected]

Libya iç savaşında Türk askerinin ayak basmasıyla başlayan değişen küresel ve bölgesel dengeler, iplerin Türkiye’nin eline almasıyla devam ediyor. Özellikle Türkiye’nin TSK, MİT ve çeşitli Türk devletinin unsurlarıyla Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) uluslararası muhataplarca ciddiye alınmaya başlandı. Özellikle başkent Trablus’ta tekrar diplomatik temsilcilerin açılması için Rusya ve Almanya adımlar attı bile.

Bu bağlamda Türk ordusu ve istihbaratçısıyla ne kadar övünsek azdır. Kısa zamanda Hafter ve arkasındaki devletlerin ağır silahlarla desteklediği unsurlara karşı ciddi alan kazanıldı. Libya iç savaşı Sirte ve Cufra gibi petrol ve lojistik gibi jeo-stratejik nedenlerden ötürü bir bekleyiş söz konusu. Elbette Rusların agresif tutumunu da göz ardı etmemek gerekiyor. Belki ülkeler arası bir pazarlık veya enerji şirketlerinden kaynaklanan itilaflardan ötürü müzakereler uzuyor olabilir.

Ancak Türkiye ve desteklediği tüm unsurların Sirte ve Cufra önlerinde beklemesinin ciddi bir maliyeti olmaya başladı. Başta ekonomik olmak üzere siyasi, kültürel ve ikmal açısından Hafter ve destekçilerinin toparlanmasını sağladığı gibi sürecin uzaması Türkiye’nin Libya’daki kazanımlarını sekteye uğratabilir/uğratır. Çok daha tehlikeli olan ise ABD, İngiltere, İtalya ve Almanya’nın Libya siyasetimizde bir ittifak var iken; Türkiye’nin başına başka bir ittifaklar açmamak gerekir. Özetle bir an önce silahlı harekatı başlatıp süreci nihayete erdirmek gerekir.

Bu bağlamda yazıyı kaleme aldığımız saatlerde Türkiye’nin hava üssü kurmaya çalıştığı Watiyya hava üssü ‘kimliği belirsiz’ bir uçakla vurulmuş. Geçen hafta ise Türkiye ve UMH’nin kontrol ettiği Güneybatı Libya’daki ülkenin en büyük petrol sahasını Rus Wagner askeri şirketi bir düzüne adamla çıkarma yapmıştı. Dolayısıyla Türkiye, Libya’da tüm dengeleri değiştirmişken ve ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa’yla kora kor enerji ve jeo-stratejik meselelerden ötürü pazarlıklar sürdürürken, hamle ve psikolojik üstünlüğünü ve motivasyonu kaybetmemelidir. Nitekim Libya’nın bir aşiretler ülkesi olduğunu da göz önüne aldığımızda sürecin uzaması Türkiye’nin başarısını gölgeleyebilecek bir noktaya evrilebilir.

Mesela yakın tarihten ve Osmanlı tarihinden örnek verecek olursa; 2013’de Mursi Mısır’da iktidardayken ülkede gücünü tesis ettiğini sanıyordu; oysa kendi atadığı Genelkurmay Başkanı Sisi tarafından devrilmişti. Ortadoğu’nun Türkiyesi olan İhvan (Müslüman Kardeşler) ile birlikte süreci iyi okuyamamış 200 yıl önce Osmanlı’dan koparılan Mısır’ın bir yılda Türkiye’nin yörüngesinde siyaset izleyeceği sanılmıştı. Türkiye ise olası handikapları hesap edememişti. Yine 2019 Sudan darbesi olduğunda, darbenin ayak sesleri gümbür gümbür gelirken, Ankara yeterince bilgilendirilmemiş askeri darbeye karşı ön alınmadığı gibi Türkiye’ye yakın yeni bir hükümet de tesis edilememişti. 

Mesela Osmanlı zamanında İtalyanlar Libya’yı işgal etmeye kalktığında Libya’da bir direniş ekibi kurulmuş; Teşkilatı Mahsusa fedaileri 100.000 kişilik İtalyan ordusunu, birkaç düzine subayla Libya sahillerine hapsetmişti. Trablusgarp operasyonuna Binbaşı Enver Bey (Paşa) komutasında kardeşi Nuri Bey (Killigil), amcası Halil Bey (Kut), Kuşçubaşı Eşref, kardeşi Hacı Selim Sami, Süleyman Askeri, Ali Fethi Okyar, Mustafa Kemal, Dr. Mim Kemal Öke, Zenci Musa, Fuat Bulca ve Ömer Fevzi Mardin gibi farklı yetenekleri olan kişiler vardı. Ancak süreç uzadıkça zaten ‘kısıtlı imkanlarla’ Libya’da direniş hattı oluşturan Teşkilatı Mahsusa subayları için de işler tersine gitmeye başlamış. Sadece bu dönemde Teşkilatı Mahsusa subaylarından Nuri Paşa, Şehzade Osman Fuat Bey, Komutan Şerif Ahmet görevden alınmıştır. İngilizlerin askeri gücü ve propagandaları, Libya kabilelerini hatta Osmanlı’ya bağlı Sunusi liderlerini bile birbirine düşürmüş. Sonuçta önemli subaylar dahil İtalyanlara esir düşmüştü.

Bu genç subaylar, gönüllüler ve Şeyh Ahmed es-Sünusi liderliğindeki mahalli kuvvetlerle ciddi kazanım kaydettiler. Bingazi ve Derne’de vur-kaç taktiğiyle düşmana göz açtırmayan bu fedailer ancak beş ay burada kalabildiler. Nitekim Osmanlı’nın Trablus’da meşgul olmasını fırsata çeviren Balkan Devletleri Batı Trakya’ya saldırdı. Kasım 1911’de Selanik, Mart 1912’de Edirne işgal edildi. Bu yüzden bazı subaylar, Enver Paşa’da dahil Libya’da direniş devam ederken İstanbul’u savunmak için Libya’dan ayrılmak zorunda kalmışlardır.

Teşkilatı Mahsusa subayları İtalyanlar ve İngilizlere ciddi maliyetler çıkarmışken, bu işten en kârlı çıkan Almanlar olmuş; İtalyanların imdadına Balkan savaşları yetişmiş, İngilizler ise Mısır üzerinden propagandayla Libya’daki direnci kırmış ve Libya İtalyanların eline ‘maalesef’ geçmişti.

Sonuç olarak Libya’daki varlığından gurur duyduğumuz TSK ve MİT başta olmak üzere tüm unsurlarımızın, Libya harekatını zafere çevirebilmesi için Ankara’nın saha gerçekliği ile ‘masadaki pazarlık handikaplarımızı’ biri birinden ayrı tutmasını tavsiye ederim. Türkiye, bu konuda tüm yetkiyi sahadaki unsurlarımıza bırakmalı/sağlamalı; karargahtaki batıcı veya avrasyacı dengeleri süreç nihayete erdirdikten sonra konuşmalıdır. Devlet politikası mıdır; tarihi kadim handikabımız mıdır bilemiyorum; her işi yarım bırakmayı seviyoruz. Örneğin Kıbrıs, Kuzey Irak, Kuzey Suriye ve Mısır ve Sudan örneklerini göz önüne aldığımızda Trablus’da 108 yıllık birikimimizi kişilerin veya grupların ihtiraslarına ve egolarına kurban etmemeliyiz. Milletçe ittifak ettiğimiz konularda gereksiz yere fazla düşünüyoruz/tartışıyoruz.

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Metin

Yüreğine sağlık abiciğim bizlerde diyoruz ki tabi ki Türkiye eski Türkiye değil hele hele CHPKK Türkiye si hiç değil seni seviyoruz Sabri Balaman

Gültekin Sabuncuoğlu

Bende sizinle hem fikirim. Verdiğiniz yeni karşılaştığımız kuzey ırak ve Suriye de Rusya, Amerika ve Barzanilere körü körüne güvendik ve her seferinde arkadan bıçaklandık. Libya'da fazla oyalaniyoruz . Demir tavında dövülür.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23