• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Sabri Şahsuvar
Sabri Şahsuvar
TÜM YAZILARI

Sağdan sola saltanat nereye kadar

21 Temmuz 2015
A


Sabri Şahsuvar İletişim: [email protected]

Selam ve dua ile başlayalım. Sene 1989. Anavatan Partisi yerel yönetimlerde seçim faciası yaşamıştı. Anavatan Partisi’nin saltanat ve süslü magazin partisi görüntüsü, veliahtları ile aile içi tartışmalarını partiye yansıtmaları, her gece gazinolarda eğlence yapmaları halk tarafından iyi fark edilmişti. Halk buna karşılık yeni oluşumlar yapmış ve partiye sert bir tokat atmıştır. Bu arada eski sol cenah 1980 darbesinden sonra CHP’nin uzun yıllar siyaset sahnesinde olmayışını fırsat bilerek Sosyal Demokrat Halk Partisi’nin (SHP) kurulmasına vesile olmuştu. SHP’nin söylem ve fikirleri halkı epey umutlandırmış ki yerel seçimlerde büyük çıkış yakalamıştı. SHP söylemleri ve fikirleri çok beğeni ve takdirle karşılanıyordu. 

Siyaset sahnesi tekrar kurulmuştu ve yeni solist SHP idi. Halk bütün umudu ile SHP’ye bağlamış, gerçek bir hizmet bekliyordu ki susuzluk baş gösterdi. Su kesintisine karşı mükemmel bir buluşları vardı. Bulutlara yağmur bombası... SHP artık susuzluğa karşı tüm umudunu bulutlara bağlamıştı fakat bulutlar bile SHP’ye küsmüştü. İstanbul’un dört bir yanına kamyon ve tankerlerle su taşımaya başladılar. O da yetmiyormuş gibi bir de çöp dağları oluşmaya başladı İstanbul’un göbeğinde. Çöp depoları patladı, can kayıpları yaşandı, gecekondu furyası aldı başını yürüdü. Durun daha bitmedi. Belediyelerde yolsuzluk dizboyu. Her gün ayyuka çıkan eğlence partileri, makam araçları ile gece kulüplerinde takılmalar, eğlence düşkünlerinin devletin paralarını kendi zimmetine geçirmeleri… Bu vurdumduymazlıklar, bu hainlikler saymakla bitmez. Artık ülkeyi bu berbat durumdan kurtaracak bir parti gerekiyordu.

Ve Refah Partisi meydana çıkar. 1994 yılına gelindiğinde yerel yönetim hizmete susamış, halk büyük bir destekle Refah Partisi’ni yerel yönetimlerde birinci sıraya taşımıştı. Refah Partisi İstanbul’u vitrin kent yapmayı hedefe koyduğunu ve bunu nasıl başaracağının planlamalarını yaparken, ülkemizdeki bazı ensesi kalın dinozorlar bu hedefleri alay konusu yapmaya başlamıştı bile. Ayrıca siyasiler ve işadamları da her gün Refah Partisi hakkında yıpratıcı söylemlere başlamıştı. Başta İstanbul ve Ankara olmak üzere birçok ilimizde belediye başkanlarının yaptığı çalışmalar halkı memnun etmişti. Ve halk bu insanları başarılı bularak bağrına basmıştı.

Buradaki can alıcı bir hatıramı siz okuyucularımızla paylaşmak isterim. Ümraniye Refah Partisi danışma meclisi toplantısı düzenleniyor, belde ve ilçe belediye başkanları partililere hizmetlerini ifade etmeye ve partililere hitap etmeye çalışıyor. Söz sırası Mehmet Bingöl’e geldiğinde sn. Bingöl, Şinasi Öktem’den kendisine kalan makam aracını beğenmediğini dile getirdi. O dönem Avrupa’da ki milli görüş hareketi, Türkiye’de ki kardeşleri, yerel yönetimden büyük bir zaferle çıktıkları için 30 adet Opel Vectra’yı belediyelere hibe etmişlerdi. Yeni seçilmiş dava arkadaşları kimseye muhtaç olmasınlar diye çabalanıyordu ancak kardeşler daha lüks şeyler bekliyordu. Öyle de oldu ve yeni bir Mercedes marka araç alındığı ortaya çıkınca bir anda salon buz kesildi. Ve herkes birbirine bakmaya başladı. Bingöl konuşmasını bitirdikten sonra, Yenidoğan Belediye Başkanı Mahmut Vanlıoğlu söz hakkı istedi ve konuşmaya başladı.  “Bu ne saltanat arkadaşlar, düne kadar Serçe ve Kartal’ı bulamayanlar bugün Opel Vectra’yı beğenmiyor. Korkarım yarın bu ülkede Müslüman horlandığında, başörtüsü söz konusu olduğunda ve eğitim kısıtlaması yapıldığında siz bu halkı yalnız bırakacaksınız. Arkadaşlarım bu nasıl saltanat” diye uyarmıştı ve kendisi 2004 seçimlerine kadar Opel Vectra’yı kullanmıştı. 

Gelelim asıl konumuza. İstanbul’da kamuoyunu ciddi bir şekilde rahatsız eden belediyeler bir saltanat furyasıdır kaptırmış gidiyor. Her başkana birkaç koruma, koruma aracı. Her biri ayrı bir cumhuriyet maşallah. Korumalar, lüks makam arabaları, flaşörlü araçlar, her yerde üstün geçiş hakkı… Bir de yetmezmiş gibi kendisini seçen halka tepeden bakma cüreti. Müdürlerin bile flaşör ve araçlar kullanması ek elamanlarla tur atmaları daha saymakla bitmez. Kendileri yerel yönetim çalışanları değil sanki opera, balo ve kokteyl misafirleri. Burada ilgili kurumlara sesleniyorum; lütfen buna dur deyin bunu sürdürenler halk tarafından cezası sandıkta kesilir. Kendinize gelin exselansları.

Selâm ve duayla…

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23