• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Sabri Şahsuvar
Sabri Şahsuvar
TÜM YAZILARI

Taze Kan İle Yeniden Şekillenecek Olan AK Parti

23 Mayıs 2017
A


Sabri Şahsuvar İletişim: [email protected]

KHK kararlarının son zamanlardaki hatalı sonuçları epey bahse konu oldu ancak bunun, devletin kendini koruma refleksi olarak algılanması gerekir. Son zamanlarda bazı umut fırsatçılarının bunu kendi cebine rant olarak kullandığını göz ardı etmeyelim.

Örnek verilmesi gerekirse; Ankara’daki eski hâkimlerle arası iyi olan bazı Kemalist ulusalcı kanaat avukatlarının dosyanın kalınlığına göre iş yaptıkları söyleniyor. Bu durumun Türk toplumunu çok ciddi derecede rahatsız ettiğini görmekteyiz. Buna karşın devletin ilgili birimlerinin yeterli tedbirleri almadığı ve sessiz kalındığı düşünülmektedir. Gereken işlemlerin yapılması şarttır. 

Pazar günü yapılan AK Parti 3. Olağanüstü Genel Kurul muhteşem bir katılımla icra edildi. Gelen partililer başta olmak üzere yabancı misafirler, yabancı misyon şefleri çok büyük katılım sağladı. Divan teşekkülü sonrası tüzük değişimi ile birlikte yapılan Sayın Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan yeniden genel başkanlığa seçildi. 3. Olağanüstü Büyük Kongre’nin partimiz, milletimiz, demokrasimiz, dünyanın dört bir yanındaki tüm dost ve kardeşlerimiz için hayırlara vesile olmasını Allah’tan temenni ediyorum.

81 ilin bütün vekillerine, belediye başkanlarına, bütün parti çalışanlarına, herkese ayrı ayrı teşekkür ederek konuşmasını sürdürdü ancak sözlerinin arasında gizli olan önemli bazı satır başları gelecek olan fırtınanın da habercisi oldu. Neydi bunlar? 

Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın partili arkadaşlarına, bu yolda yorulanların yerine heyecanı ve motivasyonu yüksek arkadaşlar getirilecek söylemleri çok önemli bir gelişmeyi beraberinde getiriyor. 

Sürekli hedeflerimizin çıtasını yükselttik. Kerameti hiçbir zaman kendimizde değil işin sırrının yaptığımız hizmetler olduğunun bilinciyle mücadeleden mücadeleye koştuk. Hep ilk günkü heyecanla çalıştık. Bu uzun, meşakkatli, sabır gerektiren yolculukta elbette yorulanlar oldu. Elbette yolunu kaybedenler oldu. Elbette çeşitli sebeplerle geride kalanlar oldu. AK Parti olarak bizim ne menzilimiz değişti, ne kararlılığımız eksildi ne de milletimizle aramızdaki rabıta zayıfladı. Rabbim ömür ve imkân verdikçe milletimize hizmet yolunda hep birlikte çalışmayı sürdüreceğiz. Çünkü bu kutlu, hayırlı bir yoldur. Çünkü bu kendimizle birlikte çocuklarımızın, torunlarımızın geleceğini de şekillendirecek bir yoldur. Onun için kim dönerse dönsün biz dönmeyiz yolumuzdan.

“Babamın oğlu da olsa yanlışı varsa karşısında yer alırım” demesi partili olup suça bulaşmış kim varsa parti ile yolları ayrılması gerektiği anlamına gelir. Bu da partideki ciddi değişikliklerin habercisidir. Satır aralarındaki konuşması:

Rabbimin yardımıyla 40 yıllık siyasi hayatımızda inancımıza ve milletimize ihanet noktasına düşmedik. Hatalarımız elbette olmamıştır ama ihanetimiz asla vaki değildir. Türkiye’nin FETÖ, PKK, DEAŞ ve diğer terör örgütleriyle mücadelesini, bölgesindeki envai çeşit güçlerle mücadelesini bu anlayışla yürüttük, yürütüyoruz. Bizim kimseye karşı kişisel bir husumetimiz asla yoktur. Ama bu milletin hakkının, hukukunun yenilmesine asla rıza gösteremeyiz. Kendi ülkesine, kendi milletine karşı ihanet içine giren kim olursa olsun gözünün yaşına bakmadan gereğini yerine getirmek milletimize karşı sorumluluğumuzun icabıdır. İsterse babamın oğlu olsun, kimin yanlışı varsa karşısında yer alırım. Kimseye husumetimiz olmadığı gibi diyet borcumuz da bulunmamaktadır.

Doğu ve Güneydoğu’daki vatandaşlarımızın devletimizin yanlarında olduğunun bilinmesi gerekir demesi önümüzde uzun yıllara dayanacak topyekûn önemli gelişmelerin habercisi olacağı kanısındayım ve koşmasının devamı:

Güneydoğumuzda uzun zamandır yaşanan sıkıntılarımızı çözmek için attığımız adımlara samimi karşılık verenlere sevgimiz ne kadar derinse uzattığımız eli ısıranlara tepkimiz o kadar da sert olmuştur. 2015 yılındaki çukur eylemlerinin üstesinden bölge halkının desteğiyle gelebilmemizde yaşadığımız tecrübenin çok büyük katkısının olduğuna inanıyorum. Bin bir vaat ve yalanla yanına çekmeye çalışılan Kürt kardeşlerim kendisi için fedakârlık yapanın örgüt değil, devleti olduğunu bu dönemde açıkça görmüştür. Kendilerine demokratik zeminlerde her türlü imkân tanındığı halde iradelerini örgüte teslim edenlerin esamisi artık hiçbir yerde okunmuyor.

Konuşmasında önemli bir mesajı şuydu: Değerlerimize el uzatanın ellerini kırmak boynumuzun borcudur. Verilen bu mesajla her türlü terörle mücadele edeceğini ve salonun da alkışlarla desteklediğini söylemek gerek. 

Türkiye Cumhuriyeti devletinden başka  devletimiz yok. Kimse alternatif devlet üretmeye kalkmasın. Üretenler bedelini öderler. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Her kim bunlardan herhangi birine sataşırsa doğrudan milletimizin namusuna, şerefine, haysiyetine el uzatmış demektir. Önemli olan kimsenin bu değerlerimize el uzatamamasıdır. Bu değerlere uzatılan eli kırmak bizim boynumuzun borcudur.

Tüm  teşkilatlarımız, özellikle kadınlarımız çalmadık kapı, sıkmadıkları el, çalmadıkları gönül bırakmamalıdırlar. Üye sayısı 10 milyonun üzerinde bir parti için zaman hızlı akıyor. Önümüzde önce mahalli idareler, arkasında 2019’da yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri var. Vatandaşlarımızın tamamına ulaşma hedefimizi gerçekleştirmeli bu davayı layıkıyla sürdürmeliyiz.

Geçtiğimiz hafta yayınlanan köşe yazım ile ilgili siz değerli okuyucularımızdan epey mail ve mesaj aldım, gösterdiğiniz ilgi için teşekkür ederim.  Ülkemin aziz milletine selam olsun, dua ile kalın.

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23