• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Yavuz Bahadıroğlu
Yavuz Bahadıroğlu
TÜM YAZILARI

Atatürk’e “Müşir” rütbesi ve “Gazi” unvanı niçin verildi?(3)

28 Şubat 2015
A


Yavuz Bahadıroğlu İletişim: [email protected]

Malum: Bazı padişahlara “Gazi” unvanı verilmiş, hatta henüz “Bey” olan Ertuğrul, Osman ve Orhan beyler tarihlere bu unvanla geçmiştir.

Onlardan başka Sultan II. Murad, II. Mehmed, II. Bayezid, Yavuz Selim, IV. Murad, II. Süleyman, II. Ahmed, II. Mustafa, III. Ahmed, I. Mahmud, III. Mustafa, I. Abdülhamid, II. Mahmud, I. Abdülmecid, II. Abdülhamid gibi padişahlar da, diğer unvanlarının yanı sıra “Gazi” unvanını da kullanmışlardır.

Rıza Nur bir “özenti”ye dikkat çekse de gerçekte “özenti” olup olmadığını bilmiyoruz.

Her neyse…

19 Eylül 1921’de Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilen bir kanunla, Mustafa Kemal Paşa’ya müşir (mareşal) rütbesi ile gazilik unvanı veriliyor.

Savaşta yaralanmadığına göre, olsa olsa bu unvan tüm hizmetlerinden dolayı verilmiştir, diye düşünüyor insan.

Siz öyle düşüne durun, o tarihlerde Mustafa Kemal’in yakınlarından olan (o kadar ki, Lozan görüşmelerinde heyetimizin başkanı İsmet Paşa’nın yardımcısıdır) Dr. Rıza Nur, başka bir şey söylüyor…

“Sakarya Harbi bitince iki mühim şey olmuştu. Mustafa Kemal hareket etmeden evvel, Meclis’ten kendisine gazi unvanı ve müşirlik verilmesini istedi. Herkes: ‘Canım bu adam ne oluyor? Ne istiyor? Bunları ne yapacak?’ diyordu. Ve yine: ‘Galiba padişah olmak peşindedir. Şimdiden onun gibi tuğrasına El-Gazî yazmak için bu unvanı istiyor.’ diyorlardı.

“Nutkunda: ‘Meclis bana Gazi unvanını verdi’ diyor. Halbuki böyle bir şey kimsenin aklına gelmemişti. Kendi istedi…

“Meclis ise, ‘Olmaz’ dedi. Kıyamet koptu. Nihayet tehdit altında ve kendi adamlarını kullanarak Gazi unvanını aldı.” (Dr. Rıza Nur, Hayat ve Hatıratım (Paris 1929), Altındağ Yayınları, İstanbul 1967, sayfa 863, 864).

Bunlar sadece hatıra, biliyorum. Ama biz zaten “İstiklâl Savaşı” dediğimiz Milli Mücadele’nin tüm safhalarını hatıralardan öğrenmiyor muyuz? Saltanatın, hilâfetin kaldırılışını. Cumhuriyetin kuruluşunu, ders kitaplarına olduğu gibi geçirdiğimiz Atatürk’ün “Nutuk” adını verdiği “hatıraları”ndan öğrenmiyor muyuz?..

Ders kitaplarımız, “Cumhuriyet Meclis tarafından ilan edildi” diye yazar, ama Meclis’te kaç milletvekili olduğunu söylemez!

Ders kitaplarımız, “Atatürk ittifakla cumhurbaşkanı seçildi” der, ancak kaç vekilin oyuyla seçildiğinden bahsetmez!

Gerçek şu ki, Cumhuriyet, 287 milletvekilinden 158’inin oylarıyla ilân edildi. 

Çünkü cumhuriyetin ilânından haberdar olmayan129 milletvekili o gün Meclis’e gelmemişti. Bu yüzden üçte ikilik çoğunluk sağlanamamıştı. 

Eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun, 2007 yılında yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ortaya atıp, CHP’nin başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi’nin de kabul ettiği “toplantı yeter sayısı” formulü esas alınırsa,  Cumhuriyetin İlanı da, Mustafa Kemal’ın cumhurbaşkanlığı da tartışmalı hale geliyor.

Çünkü bu mantığa göre, cumhuriyetin ve Mustafa Kemal’ın cumhurbaşkanlığının en az 192 milletvekili tarafından kabul edilmiş olması gerekiyor…

Bu sayı o gün var mıdır? Yoktur! Üstelik etkin muhaliflerden Kâzım Karabekir Trabzon’da, Rauf Orbay İzmir’dedir. Sonra bu seçime itiraz edecekler, ancak itirazları kabul görmeyecektir.

Atatürk’ün bu seçimden sonra girdiği cumhurbaşkanlığı seçimlerinde (1927-1931 ve 1935) de “ittifak” yoktur. 

Girdiği her seçimi “ittifakla kazandı”ğını söyleyen ders kitapları yalan söylemektedir.

Meselâ, 1927’de girdiği cumhurbaşkanlığı seçiminde 335 üyeli TBMM’den 288; 1931’de 351 üyeli TBMM’den 289; 1935’de 444 üyeli TBMM’den 386 oyla Cumhurbaşkanı seçilmiştir. 

Söyler misiniz, şimdi ne olacak? 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23