• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Yavuz Bahadıroğlu
Yavuz Bahadıroğlu
TÜM YAZILARI

Demokrat Parti’nin 70. Kuruluş Yıldönümü

08 Ocak 2016
A


Yavuz Bahadıroğlu İletişim: [email protected]

07 Ocak 2016, milleti tek parti sultasından kurtarıp devletle buluşturan Demokrat Parti’nin 70. kuruluş yıldönümüydü. Gençler Demokrat Parti’nin ne demek olduğunu pek bilmez. Herhangi bir siyasi parti gibi görürler. Oysa Demokrat Parti demek, o günleri yaşayanlar açısından, “refah” demektir, “ferah” demektir, “felah” (kurtuluş) demek olduğu kadar, “emek” demektir, “ekmek” demektir, en önemlisi de “devlet korkusunu yenmek” demektir!..

Manevi dünyamız açısından ise “ezan” demektir, “Kur’an” demektir, “dini eğitim” demektir...

Vaktiyle satılan, kiralanan yahut yıkıma terk edilen camilerin ihya edilmesi, ecdad türbelerinin açılması, inkâr fırtınalarının ders kitaplarından çıkarılması, okullara din derslerinin konulması, 18 sene müddetle “Türkçe ezan” adıyla minarelerden bağırtılan “tangır-tungur” çığlıklarının son bulması, “Ezan-ı Muhammedi”nin tekrar minarelerle buluşması demektir (16 Haziran 1950).

Bu yüzdendir ki, devrin Başbakanı Adnan Menderes, tüm ömrünü dini hizmetlere vakfeden ve hayata salt “din” perspektifinden bakan Bediüzzaman Said Nursi tarafından, başka bazı zaaflarına ve kişisel birtakım hatalarına rağmen, “İslâm kahramanı” olarak selâmlanmıştır.

“Menderes bir din kahramanıdır. Dine büyük hizmetleri olmuş ve olacaktır. Fakat Adnan Bey arzu ettiği hizmetinin semeresini göremeyecektir”. 

Menderes’in inanca hizmetleriyle, Bediüzzaman gibi, inancını varlık sebebi yapan isimlere hürmetle yaklaşımı CHP lideri İsmet İnönü’yü çok rahatsız etmiş, Başbakan Menderes’i “mürtecileri himaye” etmekle, hatta bizzat “irtica” ile suçlamıştır.

Bu cümleden olarak Bediüzzaman’ın Ankara ziyareti bile muhalif yayın organlarında çok sert eleştirilere sebep olmuştur. Hatta İnönü, buna dayanarak Meclis kürsüsünden Menderes’i tehdit etmiştir:

“Siz şeriatı hortlatıyorsunuz! İrticayı hortlatıyorsunuz! Bediüzzaman’ı gezdiriyorsunuz...” 

İnönü’nün “irtica” algısı o kadar geniş kapsamlıydı ki, Bediüzzaman’ın bir yerden bir yere gitmesini bile “suç” sayıyordu! Belli ki, dindarların neredeyse nefes almasını bile yasaklayan eski dönemi sürdürmeye çalışıyordu (hâlâ da aynı zihniyette olanlar var). 

Menderes ise suçlamalara şu cevabı verecekti:

“Allah aşkına, Paşa niçin bu kadar dinden, dindarlardan rahatsız oluyor? Öleceğini bilmiyor mu? Şimdiye kadar kendisine ne zararları dokunmuştur? Bütün hayatını dine vakfetmiş bir pir-i faniden (Bediüzzaman) ne istiyor? Niçin eziyetinden hoşlanıyor, niçin meşakkat çekmesinden hoşlanıyor, niye bu kadar dine ve dindarlara karşıdır, anlayamıyorum?” 

Bu kez İnönü başka bir noktadan saldırıya geçti:

“Efendim siz, Atatürkçülerle istihza ediyorsunuz?”

Ve demokrat birinin ağzına almayacağı bir tehdit savurdu:

“Öyle zaman gelecek ki, sizi ben dahi kurtaramayacağım!”

O “zaman”, İsmet Paşa ve CHP kurmayları ile yazar-çizer takımının orduyu kışkırtmalarıyla 27 Mayıs 1960’da geldi. Başta Menderes olmak üzere bütün Demokrat Partililer “Yassıada” denilen “ölüm Adası”na tıkıldı. Envai çeşit isnat ve iftiralar eşliğinde “usulen” yargılandılar. “Bebek Dâvası”, “Köpek Dâvası” derken, Yassıada’nın sözde yargıçları, “Sizi buraya tıkan kuvvet böyle istiyor” diyerek iki bakan arkadaşıyla birlikte (Dışişleri Bakanı Zorlu ve Maliye Bakanı Polatkan) idama gönderdiler.

İsmet Paşa isteseydi eski arkadaşlarını (CHP’den ayrılıp Demokrat Parti’yi kurmuşlardı) ipten alabilirdi. Çünkü darbecilerin lideri Orgeneral Cemal Gürsel, daha en başında “Emrinizdeyiz” demişti. İnönü’nün verdiği cevap ise şöyle olmuştu: “Büyük bir iş başardınız, asıl ben sizin emrinizdeyim.”

İnönü’nün “iş” dediği, millî iradenin çöpe atılması, milletin her seçimde oylarıyla biraz daha yücelttiği Menderes’in asılmasıydı!

Kılını bile kıpırdatmadı. Asılmalarını sadece seyretti. Siyasi ihtirasın ve intikamın bu seviyesini hâlâ da anlayabilmiş değilim.

Yarın, Adnan Menderes’in, günümüze de ışık tutan bir radyo konuşmasını yazacağım inşallah.

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23