• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Yavuz Bahadıroğlu
Yavuz Bahadıroğlu
TÜM YAZILARI

Fatih’in Lâtin papazlara verdiği ferman

02 Ağustos 2019
A


Yavuz Bahadıroğlu İletişim: [email protected]

“Biz ki, Sultan Mehmed Han’ız!..

“Üst ve alt tabakada bulunan bütün halk tarafından şu şekilde bilinsin ki; bu fermanımızı taşıyan Bosna rahiplerine lütufta bulunup şu hususları buyurduk: Söz konusu rahiplere ve kiliselerine hiç kimse tarafından engel olunmayıp rahatsızlık verilmeyecektir...

“Bunlardan gerek ihtiyatsızca memleketimde duranlara ve gerekse kaçanlara emn-ü aman olsun ki, memleketimize gelip korkusuzca sakin olsunlar ve kiliselerine yerleşsinler...

“Ne biz, ne vezirlerimiz, ne de halkımız tarafından hiç kimse bunlara (papazlara) herhangi bir şekilde karışıp incitmeyecektir...

“Kendilerine, canlarına, mallarına, kiliselerine ve dışarıdan memleketimize getirecekleri kimselere, yeri ve göğü yaradan Allah hakkı için, Peygamberimiz Muhammed Mustafa hakkı için, yedi Mushaf hakkı için, yüz yirmi dört bir peygamber hakkı için ve kuşandığımız kılıç hakkı için en ağır yeminlerle yemin ederiz ki, yukarıda belirtilen hususlara söz konusu rahiplere, bizim hizmetimize ve emrimize itaatkâr oldukları müddetçe, hiç kimse tarafından muhalefet edilmeyecektir.”

¥

Fatih Sultan Mehmed’in, fetihten hemen sonra Galata’daki Ceneviz halkına (İstanbul’da yaşayan Hıristiyanlara) hitaben yayınladığı şu “Amannâme”ye, “çağdaş insan hakları”, “çağdaş demokrasi” ve “çağdaş hoşgörü” çerçevesinde bakar mısınız lütfen...

“Biz ki, emir-i âzam Sultan Murad Han oğlu padişah-ı muazzam ve emir-i âzam Sultan Mehmed Hanız...  Yerleri ve gökleri yaratan Allah adına, büyük Peygamberimiz Muhammed Mustafa Aleyhisselâm adına, yedi Kur’ân adına, Allah’ın yirmi dört bin peygamberi adına, büyük babamız ve babamızın ruhuna, oğullarımız adına, kuşandığımız kılıç adına yemin ederiz ki, şehrin Katolik papazları tarafından, bizim Bab-ı Hümayûnûmuza temsilci olarak gönderilen rahiplerle Senyör Baraban Balios, Senyör Markiz Drifango ve tercümen Nikola Pelazoni’nin dileği üzerine, Galata halkının, bize tabi olan sair halklar gibi, âdet ve ibâdetlerini serbestçe yapmalarına izin veriyoruz. 

“Sadece Galata Hisarı yıkılacak, ahalinin barınakları, dükkân, bağ, değirmen, gemi, ticarethane ve sair emvaline dokunulmayacaktır... Ailelerine eskisi gibi sahip olacaklar, istedikleri şekilde idare edeceklerdir. Ticaret mallarını mülkümüzün her tarafında satmaya izinlidirler. Karada ve denizde serbestçe seyahat edebilecekleri gibi, gümrük ve angaryadan da muaf tutulacaklardır. Ancak, itaat altında bulunan sair milletler gibi harç vermekle mükellef olacaklardır...

“Bu kanun ve kaideler bugünden başlayıp ebediyen hükümran olacaktır. Biz onları kendimizi korur gibi koruyup gözeteceğiz... Bu bölge ahalisi kiliselerinde diledikleri gibi âyin düzenleyebilecekler, kiliseleri camiye çevrilmeyecek, ancak yeni kilise yapımına ve çan çalınmasına izin verilmeyecektir... Ceneviz tüccarları serbestçe gezip ticaret yapabilirler. Yeniçeri ordusuna katılmak üzere, çocuklarını almayacağız. Dinimizi kabul etmeyenlere karşı aslâı cebir kullanmayacağız. 

“Galata ahalisine vaad ediyoruz, kendilerini bir köle gibi idare etmeyeceğiz. Başlarına kendilerinden birini tayin eyleyeceğiz. İçlerinden birini anlaşmazlıkları halletmek üzere seçsinler... Din adamlarına (Arhontlara ve Kâhyalara) kötü söz söylenemeyecektir. Burada yazılı olduğu gibi, haracını verenler, hükme tabi olanlar serbesttir... Âlemin yaratılışının 6961’inci ve Hicretin 857. senesinin Cemaziyel evvelinde yazılmıştır.” İmza: “Elfakir Zağanos.”

Fatih, bir inanç, bir felsefe sistemiyle “savaş”ırken bile o dinin, o felsefenin mensuplarını “insanlık” ekseninde kutsamakta, neye inanırlarsa inansınlar, nasıl düşünürlerse düşünsünler, “insan kimliği”ne “müsamaha” temelinde yaklaşmaktadır.

Bu tavır, Yunus’un “Yaradan”dan ötürü “yaradılan”ı hoş gören mantığına da uygundur...

İşte bu “tolerans mantığı”dır! Fatih Sultan Mehmed kılıcıyla değil, “tolerans mantığı”yla ortaçağın katı kalıplarını kırmış,  hayatı yeni bir çağla tanıştırmıştı. 

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23