• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Yavuz Bahadıroğlu
Yavuz Bahadıroğlu
TÜM YAZILARI

“Halk bilmez, bizim Paşa bilir” modeli

22 Temmuz 2015
A


Yavuz Bahadıroğlu İletişim: [email protected]

1910’lu yılların sonlarında ülkemizin belirli bölgeleri İngiliz, Fransız ve Yunan orduları tarafından işgal edilmişti...

İşgal Kuvvetleri Komutanları sık sık beyanname yayınlıyor, halkı kurtarmak için geldiklerini, onu yücelteceklerini, bilgili, kültürlü insanlara dönüştüreceklerini öne sürüyorlardı.

Halk bu dolmaları yutmayınca, zulmetmeye başladılar. Ama yaptıkları zulmü “zulüm” ve “baskı” olarak görmüyor, “bilinçsiz halka yardım” ettiklerini söylüyorlardı. Çünkü halk kendi menfaatinin nerede olduğunu bilmiyordu!..

Kendilerini işgalcilere karşı direnmeye çağıran hacıların, hocaların kışkırtmalarına kapılıyor, bir bakıma kendi kendine zarar veriyordu!..

Hacıları, hocaları, din adamlarını dinleyeceklerine İşgal Kuvvetleri Komutanlığı’nı dinleselerdi, haklarında daha hayırlı olurdu. 

Ama bu gerçeği zaman içinde öğrenecekler ve işgalin menfaatleri icabı olduğunu kabullenip direnmekten vazgeçeceklerdi!

Ne var ki, halk direnmekten asla vaz geçmedi... Asla “pes” etmedi... Asla diz çökmedi. “Tek dağ başı mezar oluncaya kadar savaş” kararlılığı içinde vatanını kurtardı, İşgal Kuvvetleri’ni geldiklerinden beter gönderdi.

Ama arkalarında bir zihniyet mirası bıraktılar: “İşgal kuvvetleri mantığı!” Okumuş-yazmış, eğitim almış kimi “aydın”lara maalesef bu mantık egemen oldu...

Kendi halklarına aynı açıdan bakmaya başladılar. Halkı kurtaracaklardı!.. İyiye, güzele, doğruya götüreceklerdi!..

Ama halk bunu anlamıyordu... Kendi çıkarının nerede olduğunu göremiyordu!.. “Sürü” gibi davranıyor, laikliğe oy vermesi gerekirken, ekmeğe oy veriyordu.

Oylar hemen her seçimde (üstelik darbe-marbe şaşırtmalarına rağmen) sağ partilere gidiyordu.

Çünkü o, hiçbir şey öğrenme hevesi olmayan “bilgisiz adam”dı!

O, salt yaşayan, ama ne yaşadığını anlamayan “bilinçsiz adam”dı!

O, yalnız bilinçsiz ve bilgisiz değil, aynı zamanda “göbeğini kaşıyan adam”dı! 

O, gazeteyi sofra bezi yapan, ama asla “okumayan adam”dı!

O, “dinlemeyen, duymayan, görmeyen adam”dı!

O, “olup bitenleri anlamayan adam”dı! 

O, “kendi haline bakıp da niçin süründüğünü sorgulamayan adam”dı!

O, “teslimiyetçi, kaderci adam”dı!

O, “çağdaşlık ve uygarlık gibi bir derdi olmayan adam”dı!

O, “beleş ve avanta ile iradesini satan adam”dı!

O, “manyak adam”dı! (Suçlamalar, eski Hürriyet yazarı Bekir Coşkun’un eski yazılarından derlenmiştir)...

Bu yüzden doğru seçim yapamıyordu. Yani “Bu millet adam olmaz”dı!

“Adam” olsaydı oylarını CHP’ye verir, sırasıyla Deniz Baykal’ı ve Kemal Kılıçdaroğlu’nu başbakan yapar, bol bol yaldızlı nutuk dinlerdi...

Bu arada, “Cumhuriyet”, “laiklik”, “solculuk” gibi “temel kavramlar” üzerine kesilen ahkâmlarla “çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine” çıkardı.

Belki de Kılıçdaroğlu kendini cumhurbaşkanı bile seçtirir, paraların ve pulların üzerindeki Atatürk resmi yerine kendi resimlerini dahi koydururdu! Eski CHP’nin lideri İsmet Paşa böyle yapmamış mıydı?.. O yaptığına göre, yeni CHP’nin lideri Kılıçdar Paşa neden yapmasındı?

“Halka hiçbir hizmeti geçmedi” diye CHP’nin eleştirilmesi haksızlıktı...

Nasıl hizmeti geçmezdi? Köy Enstitüleri’nde “faşist” düzen kurup, “İmam karşıtı öğretmen” yetiştiren kimdi?

Beslenme yetersizliğinden dalakları şişmiş, elbiseleri lime lime olmuş ortaokul öğrencilerine askeri kasket giydirip (kızlar dâhil), kravat taktıran kimdi?

Açlıktan bir deri bir kemiğe dönmüş köylüleri halkevlerinde toplayıp kadınların nasıl selamlanacağı, nasıl el sıkışılacağı, ana yemek çatalı ile ara yemek çatalının nasıl ayrıştırılacağını öğreten kimdi?

“Muhammed’in fikirlerinin toplu olduğu kitaba Kur’an denir” görüşünü ders kitaplarına geçirerek vahyi inkâr eden kimdi?

Bu hizmetler yol, su, elektrik, baraj, köprü gibi hizmetlerden daha mı az önemlidir?

Her iktidara gelişinde ya savaş, yahut ekonomik kriz çıkması, her defasında milletin “bir lokma, bir hırka”ya muhtaç olması hiç önemli değildi!..

Sonuçta CHP, “Türkiye’nin en cumhuriyetçi partisi”ydi...

Bunun yanında hizmetin lafı mı olurdu?

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23