• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Yavuz Bahadıroğlu
Yavuz Bahadıroğlu
TÜM YAZILARI

Hayatı fark etmeden yaşıyoruz...

28 Temmuz 2017
A


Yavuz Bahadıroğlu İletişim: [email protected]

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, memleketlerden bir memlekette ya da her memlekette hem çok bilge, hem de çok çok zengin bir adam yaşarmış (Öyle şey olur mu demeyin, masal bu ya, oluvermiş)…

Adam sadece bilge ve zengin değil, üstelik çok da mutluymuş... 

Bunu duyan genç bir adam, hem bilge, hem zengin, hem de mutlu olmanın sırrını öğrenme sevdasına düşmüş. 

Bu amaçla bilge, zengin ve mutlu adamdan randevu alıp görkemli malikânesine gitmiş…

Sırrını öğrenmek istediğini söylemiş.

Bilge, zengin ve mutlu adam, gencin eline hemen bir kaşık tutuşturmuş ve bir kenarda duran yağ küpünü göstermiş:

“Git, şu kaşığı tepeleme yağ doldur!” 

Meraklı genç, adamın isteğine bir anlam verememekle birlikte istediğini yapmış, eline tutuşturulan kaşığı silme yağla doldurmuş.

Bilge adam: 

“Şimdi” demiş “kaşığındaki yağın bir damlasını bile dökmeden, malikânemin her tarafını gez, dolaş, sonra tekrar buraya dön.”

Delikanlı, bilge, zengin ve mutlu adamın bu isteğini de yerine getirmiş. Tüm malikâneyi gezmiş. Yaklaşık bir saat sonra adamın yanına dönmüş. 

“İşte efendim, kaşıktaki yağın damlasını dahi dökmeden tüm malikânenizi köşe-bucak gezdim. Artık sırrınızı açıklayacak mısınız?”

“Sabırlı ol” demiş bilge, zengin ve mutlu adam, “benim hayat boyu öğrendiklerimi bir çırpıda öğrenemezsin. Şimdi sana birkaç sorum olacak.”

“Buyurun sorun” demiş delikanlı, sabırsızlıkla.

Bilge adam ilk soruyu sormuş: 

“Salonumdaki avizeyi gördün mü? Biliyor musun o parçaya antikacılar değer biçemiyor. Tamamı som altından yapılmış. Üstelik de üzerinde yüzlerce elmas var.” 

“Hayır demiş delikanlı, ne yazık ki avizeye hiç dikkat etmedim.”

Bilge, zengin ve mutlu adam, meraklı delikanlıya ikinci soruyu sormuş, gülümseyerek: “Peki, bari bahçemdeki büyük havuzu gördün mü?.. Hani içinde kuğuların oynaştığı, nilüferlerin açtığı, etrafında değerli sanat eserleri, tarihi çeşmeler ve mevsimlik çiçekler olan havuzu?..”

“Maalesef” demiş delikanlı, “aceleden onu da görmedim.”

Bilge, zengin ve mutlu adam esefle başını sallayarak konuşmuş: “Yoksa sen malikânemin muhteşem bahçesini de mi görmedin delikanlı? Görmedinse kendine çok yazık ettin. Çünkü bahçemin bir eşi daha yoktur. Bahçemdeki tüm ağaçları dünyanın dört bir yanından özel olarak getirttim. En iyi bahçıvanlar yıllarca çalışıp o ağaçları büyüttüler. Çiçeklerim ve bitkilerim ise gerçekten emsalsizdir.”

Delikanlı başını olumsuz mânâda kaldırmış: “Yazık ki, bahçenizle ilgilenemedim,” demiş, “Çünkü tüm dikkatimi kaşıktaki yağa vermiştim. Bir damlasını bile dökmeden malikânenizi gezmeye çalışıyordum. Bu benim görevim ve sorumluluğumdu. Görevime kilitlendim. Bu yüzden başka hiç bir şeye dikkat etmedim.»

“Peki”, demiş bilge, zengin ve mutlu adam; “Şimdi malikâneyi tekrar gezmeni istiyorum. Ancak bu kez tüm güzellikleri görmeye çalış. O güzelliklerin tadını doya doya çıkar. Tabii yine kaşıkla gezeceksin. Ama bu kez malikâneyi tümüyle gör, olur mu?”

“Başüstüne” demiş delikanlı, başlamış malikâneyi tekrar gezmeye...

Ama bu kez her güzelliği fark etmeye, güzellikleri keşfetmeye ve güzelliklerden zevk almaya çalışıyormuş...

Bilge, zengin ve mutlu adamın malikânesi gerçekten de eşsizmiş. Her köşesinin derin bir zevkle farklı güzelliklerde döşendiği hemen anlaşılıyormuş. Delikanlı bu muhteşem güzellikleri sindire sindire gezmiş. Hele malikânenin bahçesindeki değişik ağaçlar, görkemli havuz, havuzun etrafındaki sanat eserleri, her biri ayrı özellikte bitkiler delikanlıyı büyülemiş…

Her şeye bir bir dikkat ve özen göstererek saatlerce dolaşmış. Nihayet, yaşadığı göz ziyafetinden büyülenmiş olarak “Çok güzel... Müthiş... Mükemmel” diye söylene söylene bilge, zengin ve mutlu adamın yanına dönmüş: 

“Ömrümde bu kadar güzelliği hiç bir arada görmemiştim” demiş adama, “bana bu müthiş saatleri armağan ettiğiniz için size çok teşekkür ederim.”

Bilge, zengin ve mutlu adam gülümseyerek delikanlının elinde unuttuğu kaşığı göstermiş: 

“Şimdi elindeki kaşığa bir bakar mısın lütfen?” 

Delikanlı, uykudan uyanır gibi elindeki kaşığa bakmış. Ne görsün; kaşığın içi bom boş değil mi? 

“Eyvah, bütün yağ dökülmüş!..” diye yakınmış.

Yaşlı, zengin ve bilge adam delikanlının sırtını sıvazlayarak:

“İşte böyle genç dostum” diye konuşmuş, “Hayatın anlamı, kaşığındaki yağın bir damlasını bile dökmeden, tüm güzellikleri görebilmektir. Bilgimi, zenginliğimi ve mutluluğumu buna borçluyum.” 

Delikanlı düşünmüş, taşınmış, nihayet sırrı çözmüş:

“Galiba anladım” demiş, yaşlı bilgeye, “Demek ki, ne sorumluluklarımız, ne işimiz-gücümüz bahanesiyle Allah’ın bize bahşettiği hayatın güzelliklerini kaçıracağız, ne sevdiklerimizi ihmal edeceğiz, ne de güzel bir hayatımız olsun diye sorumluluklarımızı ihmal edeceğiz...” 

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23