• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Yavuz Bahadıroğlu
Yavuz Bahadıroğlu
TÜM YAZILARI

Kaybolmuş mektuplara gecikmiş cevaplar 2

26 Ağustos 2016
A


Yavuz Bahadıroğlu İletişim: [email protected]

Bazen fark etmediğim mektuplar oluyor. Bilgisayarımın bir köşesinde kalıyor. Tesadüfen gördüğümde ise üzerinden aylar, bazen hatta yıllar geçmiş oluyor. 

Fakat büsbütün cevapsız bırakmaya gönlüm elvermediğinden, okuyucularımın affına sığınarak, bir şekilde unutulmuş bazı mektuplara bugünlerde cevap vermek istiyorum…

Hayrettin Karaduman;

“Bir kaynakta Osmanlı Devleti halkının yüzde doksan dokuzunun okuma yazma bilmediğini, halkın çok cahil olduğunu, bu yüzden Harf İnkılabı’nın yapıldığını okudum.

“Bunun doğruluk derecesi nedir hocam... (Eğer soru ağır ise, üstü kapalı değinebilirsiniz)”.

Yok be Hayrettin Bey, soru o kadar da “ağır” değil, bu yüzden kapalı değinmeme gerek yok. Zaten Cumhuriyetin “İkinci Adam”ı İsmet İnönü, hiç evirip çevirmeden harf inkılâbının gerçek sebebini şöyle açıklıyor:

“Harf İnkılabı bir okuma yazma kolaylığına bağlanamaz. Okuma yazma kolaylığı Enver Paşa’yı tahrik eden sebeptir. Ama Harf İnkılâbı’nın bizde tesiri ve büyük faydası, kültür değişmesini kolaylaştırmasıdır. İster istemez Arap (bir bakıma İslâm demek istiyor) kültüründen koptuk… (Şevket Süreyya Aydemir, İkinci Adam).

Yani “Frenk Alfabesi”nin “okur-yazar sayısını arttırmak için kabul edildi”ği iddiası İnönü tarafından yalanlanmaktadır.

İkincisi: Osmanlı insanının “cahil” olduğu iddiası da baştan sona yalandır! Düşünün ki, ilmi temelleri olmayan bir milletin dünyanın üçte birine yedi yüz sene müddetle hükmetmesi mümkün müdür? Ekonomisini büyütebilir, ordusunu dünyanın en güçlü, en dinamik ordusu haline getirebilir mi?..

Cahil insanlar Süleymaniye, Selimiye, Sultanahmed camileri gibi ulaşılamaz eserler inşa edebilir mi?

O kalem işi süslemeleri yapabilir, o her biri Batılı ressamların tablolarından daha kıymetli, daha heybetli, daha çekici hüsn-ü hatları yazabilir mi? 

İşin aslı şu: Camiler, tekkeler, zaviyeler, dergâhlar yüzyıllar boyunca çocuklara Kur’an öğretti… 

Alfabe “Kur’an Elif ba”sı olduğu için, Müslüman nüfus en azından “Okur”du… Ki, Harf İnkılabı’ndan önce 1 milyon okur yazarımız vardı. 

Yetişkin nüfus olarak düşündüğümüzde bu, Cumhuriyetin Osmanlı’dan yüzde 19 gibi bir okur-yazar nüfus devralındığını gösterir. 

1935’e geldiğimizde ise 7 yılda 1,5 milyonluk bir artış gerçekleşmiş, sonraki yıllarda bu artışın hızı giderek kesilmiştir. 

Yani Atatürk’ün 1928’deki “1 ya da 2 yıl içinde herkes okur-yazar olacaktır” şeklindeki tahmini gerçekleşmemiştir.

O günden bugüne, pek çok “Okuma-yazma seferberliği” açılmasına rağmen, dergi, gazete ve kitap satışları ortadadır.

Geleneksel alfabesiyle yaşayan Japonya’da bir yılda kişi başına 30 kitap düşerken, bizde 25 kişiye bir kitap düşüyor.

Biraz daha derinlere girelim…

1892’de, 5 ilçesi ile 163 köyü bulunan Çorum Sancağı’nda yapılan nüfus sayımına göre, toplam nüfus 116 bin 700’dür ve nüfusun yüzde doksan beşi Müslümandır. 

Sıbyan mekteplerinin (ilkokul) sayısı 151’dir. Fransız araştırmacı Vital Cuinet, Çorum’a yaptığı bir gezide ilk mektepleri gezmiş, kız ve erkek öğrencilerin birbirine yakın sayıda olduğunu tespit etmiştir.

Aynı dönemde İskilip İlçesinde 14 sıbyan mektebi mevcuttur. Eğitim gören kız ve erkek öğrenci sayısı bin civarındadır. Demek oluyor ki, okuma-yazma oranı şehirde yüzde 30-40 civarındadır. 

Bu konuda daha geniş bilgi için önceden bu sütunda yayınlanmış yazılarıma bakabilirsiniz.

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23