• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Yavuz Bahadıroğlu
Yavuz Bahadıroğlu
TÜM YAZILARI

“Mamma li Turchi”

22 Kasım 2016
A


Yavuz Bahadıroğlu İletişim: [email protected]

Biz Müslümanız (elhamdülillah)...

Üstelik İslâm sancağını bin yıl taşımış Müslümanlarız... 

Müslümanlara önderlik etmiş bir milletiz...

Biz Müslümanların önderi iken, hiçbir millet Müslümanlara yan bakamadı. Ezemedi, hırpalayamadı, sömüremedi...

22 milyon kilometrekarelik bir coğrafyada en az beşyüz sene şanımız şerefimizle hüküm sürdük. Haçlı güruhunu geri püskürttük. Kudüs’ü kurtardık.

Bizim güçlü-kuvvetli olduğumuz asırlarda hiçbir Hıristiyan ya da Yahudi, Müslümanlara dokunamadı. Nefret ettiler, ama yaklaşamadılar.

Hani soruyorsunuz ya, “Batı bizden neden nefret ediyor?” diye. Cevabı şudur: Çünkü biz Müslümanız! Onlar aslında İslâm’dan nefret ediyor. O kadar ki, nefretlerini atasözlerine geçirmişler.

Meselâ, İtalyanca’da “Mamma li Turchi” (anneciğim, Türkler geliyor) diye bir atasözü var: “Türk gibi pis kokmak” (Puzza come un Turco) deyimi de İtalyanlara aittir.

Sırpça’daTürk” kelimesi, “kadınlara kaba-saba davranan” anlamına kullanılıyor.

Maltalılarda “Türk” kelimesi, korkulan ve istenmeyen kişi anlamında kullanılıyor.

Almanca’da “türken” kelimesi büyük harfle başladığında “Türkler” demek, ama fiil olarak kullanıldığında “aldatmak” demek oluyor.

Fransızca’da “turquerie” kelimesi “Türk zevkinde” anlamına geliyor, fakat “kaba, zalim ve açgözlü” anlamında kullanılıyor.

Ermenice’de “Türk müsün?” sorusu “Aptal mısın?” anlamında kullanılıyor.

Flemenkçe’de “Türk” demek “kirli, barbar” ve “kana susamış” anlamına geliyor.

İspanyolca’da ise “Türk” (Turco) kelimesi, birini aşağılamak için kullanılıyor. Sebebi açık: Biz kaynağı Kur’an olan vahiy tefekkürünün çocuklarıyız, Avrupalılar ise kaynağı muharref İncil olan kadim Yunan-Roma felsefesinin çocuklarıdır: Yani çıkış noktamız problemli...

Biz “hayat muavenettir” (yardımlaşmadır)anlayışı içinde dünyayı bir barış havzasına döndürmeyi düşlerken,onlar “hayat mücadeledir” diyor, bu esasta dünyayı cehenneme çeviriyorlar (örnek: İki dünya savaşı ile Kore, Vietnam, Filistin, Bosna-Hersek, Kosova, Afganistan, Irak, Suriye savaşları ve acımasız terör).

Bugün bile “hayat muavenettir” (yardımlaşmadır)anlayışı çerçevesinde üç milyonu aşkın Suriyeliye kucak açarken ve kıt kaynaklarımızı kardeş payı bölüşürken, onlar Ortadoğu’da yeni alanlar kazanmak için çocukların ölmesine göz yumuyor.

Elbette sevmezler: Bize “şefkat”, onlara “menfaat” hükmediyor.

Bediüzzaman, Batı’nın tüm zorbalıklarını, beş ana esasa dayandırıyor:

1. Kuvvet;

2. Menfaat;

3. Cidal (savaş-terör);

4. Menfî milliyet (ırkçılık-kafatasçılık);

5. Heva ve hevesi tahrik (hayatı yiyip içip eğlenmeden ibaret sayan anlayış: Zevkçilik, uyuşturucu, içki, kumar, müstehcen yayınlar, vs.)...

Başka bir yazımızda devam ederiz inşallah...

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23