• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Yavuz Bahadıroğlu
Yavuz Bahadıroğlu
TÜM YAZILARI

“Medeni”ler “vahşi”leri nasıl katletti?

03 Nisan 2017
A


Yavuz Bahadıroğlu İletişim: [email protected]

Artık biliyoruz ki, Avrupa’nın yeni yerler keşfetme arzusu “bilimsel” bir merakın ürünü değil, sömürme ihtirasının ürünüdür. Zaten kendi kalkınma hikâyelerini iki ayak üzerine oturturlar:

1. Kömür madeninin Avrupa kıtasına akması;

2. Altın ve gümüş gibi kıymetli madenlerin çoğalmasıyla ipek ticaretinin artması.

İyi ama 15. yüzyılın stratejik değeri kömür madeni, zenginliğin simgesi sayılan altın-gümüş ve iyi para kazandıran ipek Avrupa’ya kendiliğinden mi akmaya başladı? Öyle durup dururken, “Hadi biz Avrupa’ya gidelim” diye karar verip yola mı çıktılar?

Şaka bir tarafa, Avrupa tarihi bu can alıcı soruyu suskun geçiştiriyor. Çünkü bu işin içinde hırsızlık, barbarlık, soykırım, köle ticareti başta olmak üzere, vahşetin envai çeşidi var. Esasen Avrupa “büyük keşifler”e ne din-iman, ne Hıristiyanlık, ne misyonerlik, ne de ilmi merakla çıkmadı… Aklındaki tek şey vardı: Para!..

Bulduğu yeni deniz yoluna “Ümit Burnu” demesinin sebebi de budur…

Cristofus Colombus’un yolculuğu, tek umutlarıydı. Zira Osmanlı’nın Akdeniz ve Karadeniz hâkimiyeti ile meşhur İpek yolunu kendi kontrolü altına alması, tüm umutlarını tüketmiş, kalakalmışlardı.

Osmanlı zenginleşirken, Avrupa fakirleşiyordu. Osmanlı’yı da yıkamadıkları için yeni yollar, değişik çareler bulmalıydılar. Tam o sırada ortaya çıkan Colombus’a dört elle sarıldılar ve umutlarının odağı yaptılar. Doğrusu Colombus da umutlarını boşa çıkarmadı. Altın, gümüş, ipek, kömür, ne bulduysa çaldı. Keşfettiği yerleri iliğine kadar sömürüp Avrupa’ya taşıdı. Çalacak bir şey kalmayınca da insanları çalmaya, onları köleleştirmeye başladı. 

Efendilerine yazdığı bir mektupta, yerlilerden şöyle bahsediyor: “Son derece sade, dürüst ve aşırı düzeyde eli açık insanlar. Herhangi birinden, sahip olduğu herhangi bir şey istenince, hemen veriyorlar. Başkalarına olan sevgileri, kendi özlerine olandan çok daha fazla…’’ Mektubunda bu övgüleri sıralayan Colombus, günlüğündeki notlarında ise baklayı ağzından çıkarıyor: “Bunlardan çok iyi hizmetkâr olur. Sadece elli adamla bütün bu yerlilerin hepsine kolayca boyun eğdirebiliriz ve her istediğimizi yaptırabiliriz.’’

Gerçekten de yerliler, yeni gelenleri bir süre dost olarak gördüler. Her şeylerini paylaştılar. Ama “Beyaz Adam”lara yetmedi. O zaman direnmeye başladılar…

Bu olayı, 1502’de Amerika’ya Hıristiyanlığı yaymak için giden Rahip Bartolome de Las Casas, kitabında şöyle anlatıyor:

“…yararlanmak veya kötüye kullanmak amacıyla yerlilerin karılarını, çocuklarını alarak, emek ve alın teriyle kazandıkları besinlerini yiyerek işe koyuldular. Cüretkârlıkları ve küstahlıkları öyle arttı ki, Hıristiyan bir yüzbaşı, bütün adanın yöneticisi sayılan, en büyük hükümdarın öz karısının ırzına geçti. İşte o zaman, yerliler Hıristiyanları topraklarından kovmak için yollar aramaya başladılar. Silahlandılar. Çok zayıf, az saldırgan, dayanıksız ve savunmasızdırlar (İşte bu yüzden savaşları bugünkü değnek oyunları ya da çocuk oyunları gibiydi). Atlarını, kılıçlarını ve mızraklarını alan Hıristiyanlar, yerli Amerikalıların daha önce hiç görmediği eylemlere başladılar…

Katliam ve kan dökme! Köylere giriyor, çoluk çocuk, yaşlı, hamile veya loğusa demeden, ağıllarına sığınmış kuzulara saldırır gibi, karınlarını deşiyor, parçalara ayırıyorlardı. Kimin tek bıçak darbesiyle bir insanı ortadan ayıracağı veya tek mızrak atışıyla başını keseceği ya da bağırsaklarını ortaya dökeceği üzerine bahse giriyorlardı. Anne sütü emen bebekleri zorla alıyor, ayaklarından tutup başlarını kayalara çarpıyorlardı. Bazıları ise onları yüksekten ırmaklara atıyor, bir yandan da gülerek şakalaşıyorlardı…”

Ders kitaplarımızda “Büyük kâşif” olarak bize tanıtılan Kristof Kolomb’un cinayetleri bitmedi…

1402’de Amerika’yı Hıristiyanlaştırmaya giden meşhur misyoner “Bartolome de Las Casas”ın kitabından okumaya yarın da devam edelim. 

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23