• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Yavuz Bahadıroğlu
Yavuz Bahadıroğlu
TÜM YAZILARI

Osmanlı’nın Muhteşem Yüzyılları ve “Muhteşem Yüzyıl”

21 Kasım 2015
A


Yavuz Bahadıroğlu İletişim: [email protected]

“Muhteşem Yüzyıl-Kösem” yayında... 

Peki, “Muhteşem Yüzyıl” ne zaman başladı?..

Diziye göre, Kanuni Sultan Süleyman’la birlikte...

Hâzâ yanlış...

Osmanlı’nın muhteşem yüzyılı Kanuni Sultan Süleyman’la değil, Fatih Sultan Mehmed’le başlar, onaltıncı, onyedinci ve onsekizinci yüzyıllar boyu devam eder... 

Aslına bakarsanız Osmanlı tarihinde “Muhteşem Yüzyıl” diye bir tabir de yoktur. Avrupalıların (özellikle Fransa’nın) Kanuni’ye münasip gördüğü “Muhteşem Süleyman” vardır. 

Bizim için “Kanuni” (çünkü kanunlara harfiyen riayet eden biri), Avrupalılar için “Muhteşem”...

Bu kadar...

Ne de olsa onlar “ihtişam”dan hoşlanır, biz tevazudan hazzederiz! 

Geçelim...

Hiç kuşkusuz, “Muhteşem Yüzyıl” dizisinin yapımcıları hem zayıf taraflarımızı, hem de zayıf taraflarımızdan yararlanmayı çok iyi biliyorlar... 

O kadar ki, dizi biter bitmez, mukadder olan ilgi azalmasını önlemek için alâyı valâ ile müzesini açtılar...

Buyurun: Huzurlarınızda “Muhteşem Yüzyıl Müzesi”...

Sanırsınız ki, gelenleri Kanuni Sultan Süleyman’la sevgili eşi Hürrem Sultan karşılıyor!..

Öyle bir reklâmasyon yani...

Hayatında hiçbir müzeye gitmemiş muhterem vatandaşlarımız, ülkenin en ücra köşelerinden gelip huşû içinde “Muhteşem Yüzyıl Müzesi”ni gezdiler...

Çoktan başka dizilere transfer olmuş oyuncuların balmumu heykellerine baka baka kültürlerine kültür kattılar!..

Kimi zaman iç çekip, kimi zaman öfkelendiler...

Özellikle Şehzade Mustafa Bey’in balmumu heykelinin önünde Fatihalar okudular (Fatihalar kime gitti acaba, gerçek Mustafa Bey’e mi, yoksa o rolü oynayan aktöre mi)?..

Neresinden bakarsanız bakın, “sâkil” duruyor!

Gözlerimle gördüm, kulaklarımla duydum: Mustafa Bey’in idam edildiği günün cumasında yolum Süleymaniye’ye düşmüş, namazdan sonra her zamanki gibi türbeleri ziyarete gitmiştim.

Kanuni ve Hürrem Sultan türbelerinin önü alışılagelinenden daha kalabalıktı. “Dizinin olumlu bir katkısı mı oldu yoksa?” diye düşünürken, kulak zarlarıma bir teyzenin çığlığı patladı:

“Allah canını alsın Hürrem! Dağ gibi Mustafa Bey’e nasıl kıydın?”

Teyzem o kadar doluydu ki, tarihi gerçekleri anlatmaya kalksam, “Mustafa Bey aşkına” oracıkta beni paralardı!

Bir ara Hürrem Sultan türbesini taşlamalarından bile korktum: O kadar inandırılmışlar yani...

“Allah, Hürrem Sultan’ın canını zaten yüzyıllar önce aldı, sen rahat ol” dedim sadece, yürüdüm.

Gözlerimle görmedim, ama Bursa/Muradiye’deki Mustafa Bey türbesine ülkemin her bucağından gelip Fatihalar okuyan vatandaşlar olduğunu güvenilir arkadaşlardan çok duydum...

Va esefaa!..

Kanuni gibi memleketine birkaç memleket daha katmış (7 milyon kilometrekareden 15 milyon kilometrekareye), geleceğe muhteşem mimari ve edebi eserler armağan etmiş bir Padişah’a beddua, devleti paramparça edebilecek bir isyana kalkıştığı ve bu amaçla Osmanlı’nın ebedi düşmanı Safevi ile işbirliği yaptığı için mukadder akıbetini hazırlamış Şehzade Mustafa Bey’e dua...

Ah bilgisizlik!.. 

Ah bilinçsizlik!.. 

Ve sanatın kötüye kullanımı ah!.. 

Siz nelere muktedirsiniz?

Bu bir konuya hazırlık yazısıydı: Yarın inşallah “Muhteşem Yüzyıl-Kösem”e bakalım...

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23