• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Yavuz Bahadıroğlu
Yavuz Bahadıroğlu
TÜM YAZILARI

Sınır kapıları ve yürek kapıları

25 Mart 2017
A


Yavuz Bahadıroğlu İletişim: [email protected]

Osmanlı Devleti henüz kuruluş aşamasında... 

Beylik postunda Orhan Gazi oturuyor...

Bizans İmparatoru Andronikos Paleologos’la (ihtiyar Andronikos) torununun (“Genç” lâkabıyla meşhur Andronikos) arasındaki taht kavgasını genç Andronikos Paleologos kazanmıştır. 

Fakat 45 yaşında ölüyor (1341). Vasiyeti üzerine, o tarihte küçük yaşta bulunan oğlu Yuannis Paleologos (beşinci) imparator ilân ediliyor. Yeni imparatorun yaşı küçük olduğundan imparatorluk yetkilerini “naib” sıfatıyla Grand Domestique Kantakuzinos kullanacaktır. 

Kantakuzinos’un vesâyetini İstanbul ve Edirne tanımıyor. Bunun üzerine Kantakuzinos, Dimetoka’ya gidip imparatorluğunu ilân ediyor. 

Halk Kantakuzinos’a karşıdır; ekseriyetle meşrû hânedana mensup Paleologos’u destekliyorlar. Buna mukabil, aristokrat sınıf, Kantakuzinos’tan taraftır ve iki başlılık başlamıştır.

Edirneliler Kantakuzinos’a karşı, Bulgar Kralı Aleksandr’dan yardım istiyorlar. Aleksandr’ın askerleriEdirne’ye giriyor. Yardım vaadiyle geldikleri şehri yağmalamaya başlıyorlar. Talân sonucunda şehir harabeye dönüyor.

Öte yandan, vaktiyle Selçuklu ve Lâtin tehlikesini bertaraf etmekte kullanılmak üzere Bizans’a çağrılan sekiz bin civarında ücretli Katalan askeri, Alman komutanları Roger de Flor’un emriyle ayaklanıp terör estirmeye başlıyorlar. 

İmparator, bir yolunu bulup komutan Roger de Flor’u öldürtüyor, ama sorun çözülmüyor: Bu defa tümüyle başsız kalan Katalan askerleri, iyice azıtıyorlar. Gelibolu Yarımadası’nı ve Trakya’yı baştanbaşa yağmalıyorlar. Biga’yı ele geçirip Ortodoks Bizanslılar tarafından mukaddes sayılan Athos (Aynaroz) Manastırı’yla çevresini talan ediyorlar. 

Kargaşa teröre dönüşüp aylarca sürüyor...

Bu hadiseler karşısında çaresiz kalan İmparator Kantakuzinos, Orhan Gazi’den yardım istiyor (1344). 

1346 Mayıs’ında Üsküdar’da, Bizans İmparatoru Yoannis Kantakuzinos’la buluşan Orhan Gazi, Bizans’ı saran Slav tehlikesine karşı, 6.000 askerini büyük oğlu Gazi Süleyman Paşa komutasında Bizans’a göndermeyi kabul ediyor. 

Böylece ilk kez Osmanlı askeri Bizans’a giriyor, Hıristiyan dünyasına ilk kez “Osmanlı yardımı” ulaşmış oluyor...

Bizans’ın karşı karşıya kaldığı büyük tehdit, 6.000 Osmanlı askeri sayesinde bertaraf ediliyor...

İmparator tahtına dönüyor...

¥

Şeyh Edebali’nin, Osmanlı Devleti’ni kuran Osman Gazi’ye verdiği öğütte yer alan, “İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın” prensibinin çerçevesi, bu yardımla belirginleşiyor...

Amaç sadece “Müslüman”a değil, hangi inançtan ve etnik kökenden gelirse gelsin, dara düşen her “insan”a yardımcı olmaktır.

Nitekim Yıldırım Bayezid, Timur kasırgasından kurtulmak için kendisine sığınan Celâyiriyye Hükümdarı Ahmet Celâyir ile Karakoyunlu Hükümdarı Kara Yusuf’u korumak için saltanatını riske atıyor.

Genlerimize işleyen bu prensip hâlâ hükmünü icra ediyor. Dün ve bugün, kısacası tarih boyunca, her dara düşen, bir şekilde Türkiye’ye sığınıyor. 

Devletimizi yönetenler dün de, bugün de aynı şeyi söylüyor:

“Kapılarımız ve yüreğimiz mazlumlara açıktır!”

Üç milyon Suriyeli göçmenin Türkiye’de ne aradığını hâlâ anlamayıp “Geri gönderelim” diyenlere duyurulur.

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23