• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Yavuz Bahadıroğlu
Yavuz Bahadıroğlu
TÜM YAZILARI

Tüm sevgiler ve sevgililer Afrin yolunda!

16 Şubat 2018
A


Yavuz Bahadıroğlu İletişim: [email protected]

“Sevgi” ve “aşk”, İslâm’ın masum, mazlum, saf, temiz çocuklarıdır! Batı cinselliği, İslâm sevgiyi ve aşkı temsil eder!

Ancak Batı “aşk”a ve “sevgi”ye de el atmış, “sömürü” mantığıyla onu da kirletmiştir: Çünkü aşka “cinsellik”, sevgiye “ticaret-menfaat” bulaştırmıştır.

Batılı bir hayat yaşayan çevreleri ekrana taşıyan magazin programlarına bakarsanız, ne demek istediğimi daha rahat anlarsınız.

Aslına bakarsanız, “sevgi”ye, “sevgili”ye gün tahsis etmek (14 Şubat), bizim duygusal dünyamızla geleneksel yapımıza hiç uymuyor. Ne var ki kapitalist ahlâkın, her şeye ticari perspektiften bakma ve pay kapma yaklaşımına “cuk” oturuyor.

“Özel günler” modasını bu eksende başlattılar. Zaten anne-baba, dede-nine gibi aile büyüklerini dışlayan bir hayat tarzından temiz ve masum bir niyet beklenemez! Bu yüzden “Anneler Günü”, “Babalar Günü”, “Sevgililer Günü” gibi özel günlere itibar etmiyorum. Son derece yapay, içten pazarlıkçı ve anlamsız geliyor.

Amacın bir “sevgi dünyası” kurmak değil, tüketimi kamçılayıp para kazanmak olduğu o kadar açık ki, her “Sevgililer Günü” öncesinde reklâmlar aracılığıyla müthiş bir beyin yıkama faaliyeti başlıyor: Sevginin ölçüsünü hediyenin fiyatı belirliyor!

Bu tür yaklaşımlar sebebiyle, “sevgi” ve “aşk” sözcükleri, dünyanın en “kutsal” kelimeleri olmaktan çıktı, en “laçka” sözcüklerine dönüştü.

Gelin bir de “bizim Yunus”un “aşk” ve “sevgi” algısına bakalım…

“Ben gelmedim dâva için/ Benim işim sevgi işi;

Aşkın evi gönüllerdir/ Gönüller yapmaya geldim.”

Yunus’un “sevgi” ve “aşk” üzerine deyişleri ne kadar masum, ne kadar temiz, ne kadar saftır. Bir buna bakın, bir de şimdiki “sevgi” ve “aşk” söylemlerine; aralarında dağlar kadar fark var.

Yunus’un “gönüller yapma” ifadesi ile özetlediği âlemin temelinde “şefkat”, “merhamet” ve “müsamaha” gibi temiz anlamlar var. Batı düşüncesinde “gönüller yapmak” şöyle dursun, hedefe (başarıya-paraya-güce) ulaşmak için kaç gönül kırdığınız, kaç yüreğin üstünde tepindiğiniz, hatta kaç kişiyi katlettiğiniz bile önemsizdir: “Hedefe ulaşmak için her şey mübah” sayılır!

“Şefkat”, “merhamet” ve “müsamaha” eksenliolarak “gönüller yapma” düşüncesinden soyutlanmış “aşk”tan geriye sadece cinsellik kalır! “Sevgi Günü” yerine, “Sevgililer Günü” denmesinin sebebi de bu olsa gerektir. 

Sahi, hangi sevgi, hangi aşk? Afrikalı Müslüman kölelerin kemikleri üstüne para imparatorlukları kuranların aşktan, sevgiden nasibi olabilir mi?..

İki dünya savaşı çıkarıp milyonlarca insanın katledilmesine sebebiyet verenler, “sevgi”den söz edebilir mi?..

İkinci Dünya Savaşı sonlarında Dresten’de 35 bin Alman’ı çocuk, kadın, yaşlı demeden bombalara lokma edenler “aşk”tan bahsedebilir mi?.. 

“Bunlar dünde kaldı” diyenler buyursun: Türkleri cayır cayır yakan, çatır çatır öldüren Alman dazlaklara baksın!.. 

Teröristleri silâhlandırıp kırk yıllık müttefiki Türkiye’ye karşı kullanan Amerikan anlayışına baksın!..

Kitlesel göçlere ve katliamlara duyarsız kalan Batı medyasına baksın!..

Suriye’de, Irak’ta, Filistin’de, Mısır’da ve dünyanın daha pek çok bölgesinde yaşanan katliamları sessizliğiyle onaylayan Avrupa’ya baksın!

Hangi sevgi, hangi aşk gerçekten: Japonya’nın Hiroşima ve Nagazaki kentlerini iki atom bombasıyla tarihten silen “nefretin çocukları”, sevgiyi dahi kapitalist ahlâkın tüketim aracı olarak kullanıyorlar. Böylece aşkın ve sevginin her çeşidini kalbinden vuruyorlar!

Tıpkı “Anneler Günü”, “Babalar günü” gibi, “Sevgililer Günü” de sevgiyi kutsamaktan ziyade, istismarına hizmet ediyor.

Zaten şu sıralar vatan sevgisi dışında “sevgi”, ölümüne “Kızılelma”ya yürüyen Mehmedçik’ten başka “sevgili” tanımıyorum! 

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23