• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Zekeriya Say
Zekeriya Say
TÜM YAZILARI

CHP ve “Kötü Son”la biten “Kahramanlık kitapları!

07 Kasım 2019
A


Zekeriya Say İletişim: [email protected]

Gerçek demir oranı “sıfır onda sıfır sıfır sıfır bilmem kaç” iken virgül hatasıyla “sıfır onda üç” yazılan ve bizlere çocukluğumuzda tam bir “demir deposu” niyetiyle yedirilen ıspanak, İstanbul’da 50’yi aşkın kişiyi zehirleyince, gündemin birinci maddesi haline geldi.

Küçük bir çocuk iken en sevdiğim çizgi film kahramanı olan Temel Reis’e dönüşürüm ümidiyle az kaşık sallamadığım ıspanakla arama giren ilk şey İstanbul’da yaşanan zehirlenme hadiseleri değildi elbette.

Bundan yıllar yıllar evvel, elinde ıspanak yerine altı oku bir demet gibi tutan “Deniz Kaptan”ın yani Deniz Baykal’ın, Tayyip Erdoğan’la olan mücadelesinin anlatıldığı 15 bölümlük animasyon filmi yüzünden nefret etmiştim, ilk kez ıspanaktan ve Temel Reis’ten.

Antalyalı yani Akdenizli Deniz Baykal’ın “Temel Reis” kılığında resmedilip, Karadenizli bir gemi kaptanının oğlu olan ve sevenlerinin “Reis” diye hitap ettiği Rizeli Tayyip Erdoğan’ı ıspanağa benzetilen bir demet altı okla film icabı da olsa yenmesi, benim ıspanağa ve Temel Reis’e olan sevgimi neredeyse bitme noktasına getirmişti.

Fakat tıpkı Baykal gibi ıspanağın da “sıfır sıfır sıfır bilmem kaç” oranında bir değerinin olduğunu öğrendiğimde ise artık her ikisini de önemsemez olmuştum.

*

Tabii…

Temel Reis'ten ve ıspanaktan bahsedilen bir ortamda, genelde kim “güçlü” ise ve kendine kim “iltifat” ediyorsa onun boynuna sarılan…

Güç el değiştirdiğinde ise anında davasını satan, dönek Safinaz’ların da kulaklarını çınlatmak gerekirdi fakat ıspanağı, ıspanakçıları ve çocukluk kahramanım Temel Reis bahsini burada kapatıp, CHP’li kahraman(!)lardan bahsedelim.

*

Şöyle ki;

Asıl adı “Garip Tatar” olan yapımcı-yazar Ümit İlhan K., 1980’de evinin kapısının önünde uğradığı bir silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmişti.

Ümit İlhan, pek “şaşalı” törenlerle olmasa da ailesi ve sevenleri tarafından her yıl düzenli olarak anılıyordu.

2009 yılına gelindiğinde ise durum birdenbire değişivermişti.

Biricik oğlu Dr. Ali Naki’nin eşi Canan Hanım, eşinin babası yani kayınpederi için

“Babalar Günü” vesilesiyle Esenyurt’taki “Esenkent Rıfat Ilgaz Açıkhava Tiyatrosu”nda; “Benim Babam Kahramandı” temasıyla bir kutlama etkinliği tertip etmişti.

Herkes gelin Canan’dan sitayişle bahsederken, o, bununla da yetinmeyerek mezkûr organizasyondan kısa bir süre sonra, bu kez;

"Kan davası gütmüyoruz. Topluma mesaj vermek için bir araya geldik" mottosuyla kurulan "Toplumsal Bellek Platformu" ile karşımıza çıkıyordu.

“Hayırlı gelin Canan” bu platformla yalnızca kayınpederinin haklarını değil;

Hrant Dink’ten, Sabahattin Ali’ye kadar tüm suikasta kurban giden “aydınların” haklarını savunuyordu.

Hatta!..

10 Şubat 2010 tarihli FETÖ’nün kapatılan terör bülteni Zaman paçavrasının manşetinde, o sıralar henüz 38 yaşında iken;

“Bugünleri görebilmek için 30 yıl acı çektik” derken bile görmüştük onu…

Canan Hanım’ın kayınpederi için yaptığı fedakarlığı, günümüz “gelin” kavramıyla izah etmek mümkün değildi…

Zira “Canan gelin” denildiğinde insanın gözünün önünde, kayınpederini sırtlayarak kilometrelerce uzaktaki sağlık ocağına taşıyan Fatma Girik’in canlandırdığı “Ezogelin” benzeri bir gelin canlanıyordu.

2011 yılına gelindiğinde ise “Canan Hanım”ın neden bu kadar iyi(!) bir gelin olduğu anlaşılmıştı.

Çünkü!

Canan gelin, kayınpederinin haklarını savunmak için dahil olduğu “Toplumsal Bellek” adına CHP İstanbul 3. Bölge’den milletvekili “aday adayı” olmuştu.

O seferki denemede vekillik olmamıştı ama gelin Canan’ın CHP’deki hızlı yükselişi de bu vesileyle başlamıştı.

Önce,

Gürsel Tekin’in “istifa resti”ne rağmen dönemin İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı’nın listesinden CHP il yönetimi üyesi oldu.

Ardından,

2011-2012 yılları arasında CHP İstanbul Basın, Kültür ve İletişimden sorumlu il başkan yardımcılığı…

2012-2014 yılları arasında ise İl başkan vekilliği, basından sorumlu il başkan yardımcılığı…

2016 yılında da PM üyeliği görevine getirildi.

14 Ocak 2018’den beri de CHP İstanbul İl Başkanlığı görevini yürütüyor.

Evet!...

Siyasi ikbalini kayınpederi Ümit İlhan Kaftancıoğlu’na borçlu olan CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’ndan bahsediyorum.

Hani şu hiç görmediği kayınpederi için;

“Benim Babam Bir Kahramandı” isimli bir kitap yazan Canan Kaftancıoğlundan

*

27 Ocak 2019’da CHP Parti Meclisi (PM) toplantısı devam ederken sosyal medya hesabı üzerinden istifa ettiğini duyuran, ardından tekrar görevine devam eden CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun bu olaydan sonra CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile arasının açıldığı bilinen bir gerçek.

31 Mart yerel seçimlerinde CHP İstanbul’da birinci parti çıkmasaydı, muhtemelen Canan Hanım çoktan koltuğu terk etmiş olacaktı.

Fakat elde edilen başarı sonrası hesaplaşma ötelenmiş oldu.

Seçim galibiyetinden sonra “eş başkan” havasına girerek işi İmamoğlu’nun mazbatası ile poz vermeye kadar vardıran Canan Kaftancıoğlu ile Ekrem İmamoğlu’nun arasına ise 23 Haziran tekrar seçimlerinden sonra adeta “kara kedi” girmiş durumda.

Zira başta Canan Kaftancıoğlu olmak üzere CHP İstanbul İl Örgütü, uzun süredir Ekrem İmamoğlu’na ulaşamamaktan şikâyet ediyor.

Ekrem İmamoğlu’nun göreve gelir gelmez ilk iş olarak meclis oturumlarını ikiye düşürmesi ve oturum başı para alan meclis üyelerinin gelirlerinin bu uygulama yüzünden azalması, CHP’li üyelerin “zor durumdayız” diyerek ağlaşmalarına neden olmuştu.

Üstüne üstlük İmamoğlu’nun İBB’yi, Beylikdüzü’nden getirdiği isimlerle yönetiyor oluşu, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ile Ekrem İmamoğlu’nun arasını daha da açmış durumda.

*

Yok sayılmaya ve uzak tutulmaya daha fazla tahammül edemeyen Kaftancıoğlu dün nihayet dayanamadı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun kampanya direktörü Necati Özkan'ın seçim dönemini ve yürütülen kampanyayı anlattığı "Kahramanın Yolculuğu" adlı kitabından dolayı Özkan’ı eleştiren bir tweet attı.

"Kahramandan daha çok kendilerini kahramanlaştırmaya çalışıyor" şeklinde sert bir eleştiride bulunan Kaftancıoğlu, “CHP örgütlerinin ve İstanbul ittifakının emeğine saygısızlık edildiği” kanaatinde…

*

Fakat biz biliyoruz ki, ortada bir “saygısızlık”tan ziyade “mevzi kaybı”ndan kaynaklanan bir sorun var…

Hiçbir vasfı yokken kayınpederi hakkında “Benim Babam Bir Kahramandı” isimli kitap yazarak CHP’de üst noktalara gelen Canan Kaftancıoğlu’nun konumu;

"Kahramanın Yolculuğu" adlı kitabın yazarı Necati Özkan’ın hamleleriyle sallantıya girmiş durumda.

Malumumuz,

Her “kahramanlık” hikayesinin bir sonu vardır…

Anlaşılan Canan Hanım’ın “kahramanlık” hikayesi burada bitiyor…

Sonra sıra, Necati Özkan’ın “Kahramanının yolculuğu”nun nerede ve nasıl biteceğini öğrenmemize gelecek…

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

erhan0678

sayın yazar teşekkür ederim.bu güzel yazı için

nail

Araya daimi müttefik tesev tüsiad veya malum ülke konsoloslarından birisi girdiğim bir sıkıntı olmaz
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23