• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Zekeriya Say
Zekeriya Say
TÜM YAZILARI

Erbakan Hoca’nın çivileri pas mı tuttu?

10 Mart 2022
A


Zekeriya Say İletişim: [email protected]

Ömrü hizmetle geçen, kurduğu partiler 4 defa kapatılıp 20 yıl siyasi yasak alan, İslam’dan bahsetmenin zor olduğu yıllarda Müslümanların hakkını Meclis kürsüsünden haykıran, “İman varsa imkân vardır” sözüyle bir nesle mücadele şuuru aşılayan merhum Necmettin Erbakan Hoca, Milli Görüş teşkilatlarının nasıl “Şuurlu Müslüman” yetiştirdiklerini şöyle anlatmıştı: 

“Saadet Partisi bir fabrikadır. Müslüman’ı alır şuurlu Müslüman yapar. Nasıl şuurlu Müslüman yapıyor? Alıyor Müslüman’ı, başına üç tane çivi çakıyor. Bir tanesi cihat çivisi, ikincisi haftalık toplantı çivisi, üçüncüsü de Milli Gazete çivisi. Bir insanın başına cihat çivisi, haftalık toplantı çivisi, Milli Gazete çivisi çakılmışsa bu insan artık şuurlu Müslüman olmuştur.”

Evet!.. Merhum Erbakan Hocamız, Hakk davasına adadığı fani ömrünü tamamladı, baki âleme hicret etti.

Onsuz geçen bu 11 yılda ise çok şey değişti.

Önce 24 Nisan 2018’de, Saadet Partisi tarafından düzenlenen “Erbakan Ödülleri” törenine, Ruşen Çakır ve Uğur Dündar gibi Erbakan’la uzaktan yakından ilgisi olmayan kimselerin davet edildiğine şahit olduk.

Henüz bunu sindirememişken…

Yıllarca Milli Görüş partilerinin hatipliğini yapan, ateşli konuşmalarıyla insanların gönlüne hitap eden…

Yaptığı konuşmalardan dolayı hakkında 13 dava açılan ve laiklik karşıtı söylemleri nedeniyle 13 yıl hapis cezasına çarptırılan.

Sonra da Yargıtay tarafından onanan bu cezanın dört yılını Ankara Merkez Kapalı Cezaevi ile Haymana Cezaevi’nde tamamlayan “Avrupa Milli Görüş Teşkilatı” kurucularından Hasan Damar, 2019 yılı yerel seçimlerinde, “AK Parti’ye İstanbul’u kaybettiren partinin Saadet Partisi olduğunu” söyledi.

Sonra;  23 Haziran tekrar seçimlerinde, Saadet Partisi’nin 56 bin oyunun CHP’nin adayı Ekrem İmamoğlu’na gittiği ortaya çıktı.

Akabinde, Çağlar Cilara gibi ne idüğü belirsiz tipler TV5’te program yapmaya, Hoca’nın emaneti olan kanalda LGBTİ sapkınlarını savunmaya başladı. 

Saadet Partisi’nin kanalında konuşma yapan darbecilerin gözde partisi CHP’nin Parti Meclisi üyelerinden Prof. Dr. Zeki Kılıçaslan, “Milli olmak böyle bir şey. Milli olmak HDP ile ittifak yapmaktır” dedi.

Hasılı!

Erbakan Hocamızın çaktığı “şuur çivileri”nden bazıları henüz 10 yıl dolmadan paslanmaya başladı…

Bu oksitlenme bir yerde durur, Milli Görüş’ü temsil ettiklerini iddia eden kardeşlerimiz özüne döner diye bekledik…

Biz bekledikçe her şey daha da kötüye gitmeye başladı.

Merhum Erbakan’ın ebediyete irtihalinin 11’inci yıldönümünde sevenleri Hoca’yı hayır dualarıyla yâd ederken, CHP’ye vagon olan Saadet Partisi, ömrü başörtüsü ile mücadeleyle geçen Kemal Kılıçdaroğlu ile bir domuzun 1/4’ünü bir oturuşta götüren Canan Kaftancıoğlu gibi isimlerle, Erbakan’ı anma programında bir araya geldiler.

Sonra o ekip hep birlikte toplanıp, ertesi gün hem de Türk siyasi tarihine kara bir leke olarak geçen 28 Şubat darbesinin 25. yıl dönümünde Ankara Bilkent Otel’de ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’ safsatasının mutabakat metnini imzaladılar.

Tam bir hafta sonra…

CHP parti sözcüsü Faik Öztrak’ın “Kimse heveslenmesin, yuvarlak masada çatlak olmayacak” dediği günde…

Müttefikleri, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla Saadet Partisi’nin “kaldırtmak”la övündüğü İstanbul Sözleşmesi’ni yeniden Türkiye’nin başına musallat edeceklerine dair söylemlerde bulundular.

Eşcinsel sapkınlara sinyal çakan CHP lideri Kılıçdaroğlu…

LGBTİ sevici birini Genel Başkan Yardımcısı seçen İP Başkanı Akşener…

CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlı Aka, açık açık “sözleşmeyi ilk haftada geri getireceğiz” dedikleri halde, şuurlu Saadetlilerin “çıt”ı çıkmadı.

Saadet Partisi yönetimi, teşkilatı, parti bülteni konumundaki Milli Gazete ve TV5’i, yıllardır İstanbul Sözleşmesi’nin kendi baskıları neticesinde kaldırıldığını söylemiyorlar mıydı?

Hani, bugüne kadar dik duruşundan taviz vermeyen Başkan Erdoğan, onlardan çekindiği için Ahmet Davutoğlu’nun imzaladığı ifsat sözleşmeden çekilmişti?

Eee!

Ne diye, her biri birer “Şuurlu Müslüman” olan Saadet Partililer, hâlâ müttefiklerine, “Hoop.. Orada bi durun” demiyorlar…

LGBTİ’nin Türk aile yapısını bozmadığını iddia eden, eşcinsel sapkınlar için kanun çıkaracağını vaat eden ve bunu Türkiye’nin her köşesindeki bilboardlara ilanlar asarak bunu duyuran Kemal Kılıçdaroğlu ile ne diye hâlâ yan yana yürüyorlar?

Başkan Erdoğan’ı iktidardan indirmek…

Türk aile yapısının ruh kökünün sapkın homolar tarafından iğfal edilmesinden daha mı önemli?

Erdoğan’a yönelik kin ve nefretleri, LGBTİ aktivizmine olan nefretlerinden daha mı fazla?

Doğu Akdeniz’deki gazı Avrupa’ya taşımak için hayata geçirmeyi planladığı EastMed boru hattı projesini çöpe atan, ortağı Yunanistan’ı yüzüstü bırakıp bükemediği bileği öpmek için 15 yıl sonra koşa koşa Ankara’ya gelen ve uçağını düğün arabası gibi süsleyen İsrail’in Cumhurbaşkanı İsaac Herzog’u yerden yere vurmayı biliyorlar da…

Bütün kötülüklerin anası konumundaki CHP’ye tek laf edemiyorlar mı?

Ezcümle: Normalde Müslümanları tenkit etmek gibi bir huyum yoktur. Hele o kişiler birer şuurlu Müslüman ise, bu asla aklımın ucundan geçmez. Fakat Saadet Partili ağabeylerimin yaptıkları canımı yakıyor!

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

///

Hoca gitti adı kaldı, bu millet çabuk unutur, yazmasanda olurdu.

Okur

Çivileri çıkarıp, gömlek değiştirenlere bak.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23