• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Zekeriya Say
Zekeriya Say
TÜM YAZILARI

Sanatçı(!)dan “yol arkadaşı” olur mu?!..

28 Haziran 2017
A


Zekeriya Say İletişim: [email protected]

"Yalakadan sanatçı olmaz!.."

Kemal Kılıçdaroğlu;

Aralık 2014’te, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşüp, çıkışta gazetecilere; “Külliyenin abartıldığı kadar olmadığını” söyleyen

Hülya Avşar’ı kastederek sarf etmişti bu sözü.

Avşar ise;

“Bir hancı olarak, yolcu olan Kılıçdaroğlu'nu görmezlikten geliyorum”

diyerek polemiğe girmekten kaçınmış, 50 bin liralık tazminat davası açmakla yetinmişti.

Aradan geçen üç yılın ardından Avşar’ın “yolcu” dediği Kılıçdaroğlu, “casusluk”tan tutuklanan CHP milletvekili Enis Berberoğlu için kendini yollara vurdu. O şimdi mahkemelerin verdiği kararı beğenmeyerek yollarda “adalet” arıyor. 

 *

Birtakım “ikbalperestler” ile “sözde aydınlar”ı saymazsak, Kemal Bey;

CHP’li Belediyelerin otobüslerle taşıyarak yürümeye mecbur ettiği taşeron işçilerle, sözde “adalet yürüyüşü”nü tamamlamaya çalışıyor.

Tabi bir de Kılıçdaroğlu ile birkaç adım yürüdükten sonra bir iki  özçekim yapıp, çektikleri fotoğrafları sosyal medya hesaplarından paylaşarak “solculuk” oynayan “sanatçı(!)”lar var.

Eğer henüz yolun başında Kılıçdaroğlu, ayağı kayıp mabadı üstüne düşmeseydi belki yürüyüş daha fazla ilgi görebilirdi ama eldeki malzemeyle mümkün olan en iyi netice bu!..

*

Bu yüzden olsa gerek;

Kaybettiği her seçimden sonra “sinsi bir kuş olması hasebiyle” Kılıçdaroğlu’na “Guguk kuşu” diyen “bidon kafa” yürüyüşe “sözde sanatçılar” üzerinden destek vermek durumunda kalmış, onlardan “yol arkadaşı” diye bahsetmiş.

Mahut yazarın “yol arkadaşı” dediği isimlerin en kıdemlilerinden biri Genco Erkal.

Genco Erkal’ın nasıl bir “yol arkadaşı” olduğu hususunda hiçbir fikrim yok ama onu tanıyanlar, hazretin “yolunu bulmakta” mahir olduğuna dikkat çekiyorlar.

“ABD’de eğitim görmüş, Marksist fikirlere sahip” biri diye tarif edilen Erkal hakkında, üstat Ulvi Alacakaptan;

“Hükümete, ‘Diktatörsün, tiransın bana baskı yapıyorlar’ diyor ama Sabancı’dan, Koç’tan, Efes Pilsen’den para alıyor. 12 senedir başkalarına para vermemek için tek kişilik prodüksiyonlar yapıyor.” demişti.

Anlayacağınız Erkal, “hep bana” diyerek kendini ikbalini kurtarmayı düşünen biri.

*

Rahmetli Hasan Karakaya ağabeyin aktardığına göre, Genco Erkal; 1970’li yıllarda “Asiye Nasıl Kurtulur?” adlı bir tiyatro oyunu ile ilk kez kendinden başkasını kurtarmaya çalışmış. Fakat Hasan abi, protesto edip oyunun yarısında çıktığı için “Asiye’nin nasıl ve kim tarafından kurtarıldığı”nı bir türlü öğrenememişti.

Asiye’nin nasıl kurtarıldığını öğrenemesek de, Genco Erkal;

2009’da, henüz Kılıçdaroğlu CHP’nin başına gelmezden (getirilmezden) evvel;

“Laik cumhuriyet”in tehlikede olduğunu ileri süren birkaç sözde aydın ile Taksim’de “Seyirci Kalmayın” yürüyüşüne katılmış, güya ülkeyi Erdoğan’dan kurtarma girişiminde bulunmuştu.

 *

Hazır mübarek Ramazan Bayramının manevi atmosferindeyken Genco Erkal’dan bahsettiğimize göre, onun iki yıl önce Twitter’dan yaptığı;

“Hiç sevmem bu bayramı. Kanlı bayram, ilkel bayram, insanlığın karanlık dönemini kutsayan örümcek kafanın bayramı... Benden uzak dursun” diyerek Kurban Bayramı hakkındaki görüşlerini de hatırlatalım ki,

Kemal Bey’in kimlerle “yol arkadaşlığı” yaptığı daha net anlaşılsın.

**

Kemal Kılıçdaroğlu’nun mahut yürüyüşteki “yol arkadaşları”ndan biri de Gülriz Sururi adlı tiyatrocu…

Gülriz Hanım da tıpkı Genco Erkal gibi 2009’daki “Seyirci Kalmayın” yürüyüşüne katılanlardan.

Normalde başına namaz örtüsü takıp seccade karşısına geçmesi gereken bir yaşta, yani 86 yaşında bikini giyip kamera önüne çıkacak kadar “kafayı sıyırmış” birisidir Gülriz Sururi.

Halk arasında “papaz okulu” diye bilinen Robert Koleji mezunu olan Sururi;

“Benim için dünyaya inmiş son kitap Nutuk’tur” açıklamasıyla da biliniyor.

Ayrıca Atatürk dönemini kastederek;

“Böyle bir tesettür de yoktu. Onların ki çok daha farklı, sıkı sıkı kapanmayan bir model. Benim büyükannem de başörtüsü takıyordu. Başörtüsü takmak, üşürken bere giymek ya da kalpak giymek gibi bir şeydi” diyerek “zır cahili” olduğu konularda da ahkam kesen biri.

Anlaşılan o ki;

“Kurtuluş savaşında mermi dolduran çarşaflı kadınların fotoğrafı”ndan da haberi yok!..

***

Kılıçdaroğlu’na yarenlik eden diğer bir isim ise Ataol Behramoğlu...

Her ne kadar;

“Beni ilk çarpan Necip Fazıl’ın ‘Tabut’ şiiridir!” dese de, şair Ataol Behramoğlu da tipik bir “Cumhuriyet kafalı.”

Öyle ki;

“Kurtuluş Savaşı şehitlerimiz, ille de cennete gitmek için değil (…) onurlarını savunmak için savaşıp can verdiler” diyecek kadar “şehitlik” kavramından bihaber.

 Behramoğlu'nun;

“yürüme” hususunda, Genco Erkal ve Gülriz Sururi’den geri kalır yanı yok.

Öyle ki;

27 Nisan 2007 e-Muhtırasından günler önce nefretini kusmuş, tıpkı 12 Eylül öncesinde olduğu gibi; işçi-memur-esnafa genel grev çağrısında bulunarak, olası bir “darbe”ye zemin oluşturma gayretine girmişti.

Cumhuriyet yazarı Ataol Behramoğlu'nun;

tıpkı Genco Erkal gibi, 2008’de “Kurban ve Bayram” başlıklı bir yazı yazarak “İnsan olmaktan utanıyorum” ifadesi ile yüce dinimizin kutsallarına hakaret etmesini ise “tesadüf” ile açıklamakta zorlanıyor, böyleleri için “tek millet” diyerek, Behramoğlu faslını burada noktalıyorum.

Ayrıca gönül isterdi ki;

Kemal Kılıçdaroğlu’nun sonu ve amacı belli olmayan “adalet(!)” adlı yürüyüşüne bizzat katılarak ona destek veren;

“Acayip Hayvanlara Benziyirsen Hüseyin Turan” ve “Dabi Dabi Ankaralı Turgut” hakkında da iki kelam edelim ama yazı yeterince uzadı.

O yüzden,

“Yalakadan sanatçı olmaz!..” diyen Kılıçdaroğlu’na, sözde sanatçıların nasıl “yol arkadaşı” olduğu konusunu burada noktalıyorum.

****

Nasuh Mahruki “kahraman” değil yalnızca “dağcı”dır.

Bidon kafa,

Kılıçdaroğlu’na yürüyüşünde destek veren “Everest'e tırmanan ilk Türk” payeli Ali Nasuh Mahruki’nin kendi yazdığı “Vatan Lafla Değil Eylemle Sevilir” yazısından yaptığı;

 “maldan mülkten, paradan puldan, candan canandan geçilir, vatandan geçilmez” alıntısıyla güzelleme çekmeyi ihmal etmemiş, onu da “yol arkadaşı” listesine dâhil etmiş.

Yazıda ismi zikredilen “Vatan”, Nasuh Mahruki’nin bir ara CHP’ye geçmek ümidiyle ayrılmayı düşündüğü ve halen üyesi olduğu Doğu Perinçek’in “Vatan Partisi” midir? bilinmez ama…

Mahruki’nin;

“paradan puldan” vazgeçebileceği hususunda ciddi şüphelerim var.

Zira,

Nasuh Mahruki’nin büyükbabası Ali Cevat Mahruki’nin;

Macaristan'daki eğitiminin ardından Türkiye Cumhuriyeti'nin yetiştirdiği genç inşaat mühendislerinden biri olarak pek çok projeye imza attıktan sonra, 1946 yılında, kendisi gibi 12 girişimciyle bir araya gelerek Garanti Bankası'nı kuran ekipten olduğu ve 1952 yılına kadar bankanın idare meclisi üyeliği yaptığı bilinen bir gerçek.

Ayrıca,

Ali Cevat Mahruki'nin oğlu, yani Nasuh Mahruki’nin babası Cafer Cem Mahruki’nin de, Türkiye'nin en iyi “para koleksiyoncularından biri” olmanın yanı sıra, Türk Nümismatik Derneği’nin de başkanı olduğu, ayrıca para koleksiyonun ise dünya çapında eşsiz olduğu biliniyor.

Böyle malayani bir geçmişi olan ve kifayetsizliği sayesinde “kedi-köpek kurtaran” bir dernek haline getirdiği gözbebeğimiz AKUT’tan “istifa” adı altında geçtiğimiz yıl el çektirilen Nasuh Mahruki;

Klavye yardımıyla “parayla-pulla” işi olmayan biriymiş gibi gösterilse de, o da tıpkı diğer solcular gibi olsa olsa, ancak “Kemal Kılıçdaroğlu’na yol arkadaşı” olacak kalibrede.

 Bu sebeple Mahruki’den bahsedilirken, para-pul mevzuuna girmeden, doğrudan

“dağcı” diye bahsedilmesinde yarar olduğuna inanıyorum.

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23