AKİT MENÜ

Siyaset

İstanbul Sözleşmesi'nin iptali aileyi kurtarır

Akit’in yayınları sonrası çocuk haczi ve süresiz nafaka gibi yanlış hukuki uygulamaları gündemine alan hükümet, İstanbul Sözleşmesi konusunda da harekete geçiyor. Başkan Erdoğan’ın “Yeniden gözden geçirmemiz gerek, bir çalışma yaptırıyoruz” sözlerine destek veren STK’lar ve uzmanlar, “Sözleşmenin iptal edilmesi aileleri uçurumdan kurtarır” dediler.

Güncelleme Tarihi:

 Faruk Arslan  İstanbul 

Haçlı Batı’nın kadına şiddet argümanını aile birliğine yönelik silah aracı olarak kullandığı İstanbul Sözleşmesi hakkında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözleri kamuoyunda büyük destek gördü.

Yuvaları parçalayan hükümleri 6284 sayılı kanunla 2012’de yürürlüğe giren İstanbul Sözleşmesiyle ilgili Akit’e konuşan Katip Çelebi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, sözleşmenin sürekli şiddet uygulayan erkek tipi çizdiğini söyledi.

Dili kışkırtıcı

Prof. Köse, şunları dile getirdi: “İstanbul Sözleşmesi, toplumda ve evde kadına yönelik şiddeti, ayırımcılığı önlemeye dönük bir düzenleme olarak ülke gündemine oturdu. Fakat bu sözleşmenin metnine bakıldığında sürekli şiddet uygulayan bir erkek tipi çizdiği ve kışkırtıcı bir dil kullandığı görülüyor. Bunun toplum kesimlerinde ortaya çıkardığı bazı rahatsızlıklar hükümet tarafından da görüldüğünden yeniden ele alınmasına dönük bazı çabaların mesela Cumhurbaşkanımızın ‘İstanbul Sözleşmesini yeniden gözden geçireceğiz’ şeklindeki ifadesinin bu yönde atılacak adımın başlangıcı olduğunu düşünüyorum” dedi.

Kendi değerlerimiz

Toplumdaki şiddet gerçeğini sadece aile üzerinden değil bir bütün olarak ele alıp onun psikososyal dinamiklerini irdelemek ve buna dönük çok yönlü tedbirler geliştirmek gerektiğine değinen Köse, şöyle devam etti: “Şiddetin kadın ve aile üzerinden tartışılması aileye bakışı da olumsuz yönde etkiliyor. Hukuki düzenlemeler yapılırken kendi değerlerimiz ve toplumsal dinamiklerimiz de göz önünde bulundurulmalıdır diye düşünüyorum. İnsanlık tecrübesinden yararlanmanın gerekliliğine inanmakla birlikte başka toplumların kendine özgü olarak yaşadığı problemlere bulduğu çözümleri kendi değerlerimiz ile yoğurmadan almak o problemleri de ithal etmek anlamına geliyor. Bu tecrübeyi kendi gerçeklerimiz ile de telif etmeliyiz.

Fesat sözleşmesi şiddeti artırdı

Çalışmalarıyla Aile STK’ları arasında müzmin bir yere sahip olan Babalar ve Çocuklar Derneği (Babader) Başkanı Atıf Kızılkan da, çocuk haczi ve süresiz nafaka sonrasında İstanbul Sözleşmesi ile 6284 sayılı kanunda yapılacak değişikliklerin aileleri uçurumdan kurtaracağını söyledi.

İstanbul Sözleşmesi hükümlerinin ailenin bütünlüğünü ortadan kaldırdığını belirten Kızılkan, şunları ifade etti: “Yuvanın devamlılığı zayıflayarak pamuk ipliğine dönüyor. Kadının bir beyanıyla bir aile yok olabiliyor ve çocuklar yetim-öksüz kalabiliyor. Bir şirket kurarken veya bir ev veya araba alırken kırk defa düşünüyor, tamirciye, ustaya, bir bilene danışıyor ve araştırıyoruz ama ayrılırken veya babayı evden uzaklaştırırken bir tek söze bakıyoruz onu doğru kabul ediyoruz. Evlilikler kolay olmuyor, evlat kolay edinilmiyor. Ama her şeyin bir beyana dayalı olarak bir çırpıda silinip atılması hem insan haklarına, hem çocuk haklarına, hem baba haklarına aykırıdır. Kadınlara da zarar veriyor İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanun. Ailenin bir arada kalmasını zorlaştıran İstanbul Sözleşmesi boşanmaları da artırmış, şiddet vakalarını da artırmıştır.

Yuvalar uçurumdan kurtulur

Kadının beyanı esas alınarak evinden atılan babaların yaşadığı drama değinen Kızılkan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu sözleşme uyarınca evinden 6 aya kadar uzaklaştırılan babalar sokakta kalıyor. Ya ofisinde, ya otelde, ya otomobilinde uyumaya çalışıyor. Geçtiğimiz günlerde evinden atıldığı için arabasında tüp gazla ısınmaya çalışırken hayatını kaybeden bir baba vardı. Bunun sözleşmesi de İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasaydı. Bu nedenle İstanbul Sözleşmesi’nin revize veya iptal edilmesi gerekmektedir. Cumhurbaşkanımız Erdoğan’a teşekkür ediyoruz. Bu sorunun çözülmesi aileleri uçurumdan kurtaracaktır. Daha önce çocuk haczi ve süresiz nafaka konusunda başlatılan çalışmaların da bir an önce nihayetlendirilmesini bekliyoruz.

Erdoğan’ın sözleri umut oldu

İstanbul Sözleşmesi’ni eleştirdiği için hakkında Şanlıurfa Barosu tarafından soruşturma açılan Hukukçu Kasım Karadaş ise, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamasını umut verici olduğunu söyledi. Avukat Karadaş, şunları söyledi: “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamasını umut verici buldum. İnşallah Cumhurbaşkanımızın söyleminden sonra komisyonlar gerekli çalışmaları yaparlar. Çünkü siyasi açıklamaların yanı sıra bir de uygulanmakta olan kanunlar var. O değişiklik yapılmadığı müddetçe fiiliyatta pek bir işe yaramıyor. Biz hukukçular açısından direkt kanunlarla muhatap oluyoruz. İnşallah en kısa sürede İstanbul Sözleşmesi ile ilgili ailelerde tahribata neden olan hükümlerin yürürlükten kaldırıldığına şahit oluruz.

Tekrar yanlışa düşülmesin!

Avukat Yasemin Küçükkaya da, İstanbul Sözleşmesi’nin toplumsal kodlarımıza uymayan bir sözleşme olduğuna dikkat çekerek şunları dile getirdi: “Yapım aşamasında da çok ciddi sıkıntıların olduğu bir sözleşme. O dönem bakanlık feminist derneklerle bu sözleşmeyi görüşerek onların görüşleri doğrultusunda bizim iç hukukumuza aktarıldı. Ayrıca İstanbul Sözleşmesi hiçbir çekince konulmadan kabul edildi. Birçok Avrupa ülkesi bile sözleşmeye çekince koyarak kabul ederken, Türkiye çekincesiz kabul edildi. Umarım İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanunun revize edilmesi sürecinde yapım aşamasındaki yanlışlara düşülmez ve toplumun tüm katmanlarıyla görüşülerek adımlar atılır.

Yorumlara Git

Çelik kubbe hamlesi Tel Aviv’i gerdi! Türkiye’nin savunmadaki sıçraması İsrail’i tedirgin etti!

Kamuoyu ikiye bölünecek! Mahmut Arıkan yeni ittifakın ismini verdi

Katili bulmak için çocuklarının öldürüldüğü mahalleye taşındılar

İlk yurt dışı ziyaretini Türkiye’ye yaptı. Papa Ankara’da

Dehşet yolculuk! Ortaokul öğrencilerini taşıyan otobüs alev aldı