AKİT MENÜ

Kültür - Sanat

Shakespeare'in ünlü eseri Macbeth

Dumlupınar Üniversitesi'nde bir ilki gerçekleştirerek Palto Dergisi'ni arkadaşlarıyla beraber çıkaran ve orada İngilizce yazılar da yazan İngiliz Dili ve Edebiyatı 4. sınıf öğrencisi Ahmet Uzun, Palto'nun 2. sayısında William Shakespeare'in ünlü eseri Macbeth'i ele aldı

2016-01-02 23:25:11

İşte o yazı:

MACBETH

Orta çağ karanlığından çıkma aşamasındaki Avrupa’nın kendine yeni bir düşünce ve yeni bir inanç sistemi kurma çabasıdır Rönesans. On altıncı yüzyılda, Avrupa’da yapılan yeniliklerden aslan payını edebiyat ve hukuk alanı alır. Rönesans İtalya’da 15. Yy. özellikle sanat ve mimari alanında ortaya çıkmış yeni bir düşünce tarzıdır. Bunu etkileyen sebeplerin başında ise 1453 yılında İstanbul’un fethi ile İstanbul’dan Roma’ya kaçan bilim insanları gelmektedir. Avrupa’da bu yeniden doğuşun sancıları yaşanırken İngiltere’de ise Thomas MORE ve Hollanda’lı Desiderius Erasmus'un etkisiyle siyasi alanda, dönemin kralı olan 8. Henry etkisiyle de dini ve sosyal alanda ciddi bir değişiklik yaşanmaktaydı. Kral 8.Henry kiliseyle monarşisini birleştirerek kendisini hem kilisenin (angilikan kilisesi) hem de tahtın sahibi ve temsilcisi ilan eder. Böylece İngiliz halkı baskıcı ve aşırı tutumlu Katolik kilisesinden kurtulur ve İngiltere kilisesine yönelir. İşte tam bu kasvetli dönemlerin sonlarında İngiltere hem sosyal ve ekonomik hem de sanat ve edebiyat alanında altın çağını yaşamaya başlar. Tahta hiç evlenmeyen, aile ve çocuk sevdasına hiç düşmeyen tüm enerjisini ülkesine ayıran 1. Elizabeth vardır. Sanat alanında ise birçok önemli isimle birlikte, ismi dünyaya mal olmuş biri vardı. Çağını aşıp ölümsüzlüğü yakalamış, eserlerinde işlediği temalarla evrensellik seviyesine ulaşmış bir isim sanat gemisine dümencilik ediyordu. William SHAKESPEARE İngiliz edebiyatının en önemli mısrasını “ to be, or not to be, that is the question” ulusun tarihine kazandıran yazar, bir çok sone ve tiyatro eserini kaleme almıştır. Yazarın dört büyük tiyatro eserlerinden biri olan MACBETH’in ise 1606 tarihinde yazıldığı sanılmaktadır. Evet sanılmaktadır çünkü yazarın kendi hayatı hakkında bugün hala kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Hayatı hakkında öne sürülen iddiaların dayandığı temel ve aynı zamanda MACBETH eserinin de tek metni 1623 yılında yayımlanan eserlerinin ilk toplu baskıdır.(First Folio)

MACBETH, yazarın işlediği temaların en can alıcılarına, anlam ve düşünce bakımından en yoğununa sahiptir. Yazarın esin kaynağı Raphael HOLINSHED’in vakayiname’si(1577) olduğu düşünülüyor. Bu kitaba göre 1040 yılında Macbeth İskoçya kralı Duncan’ı öldürür, tahtı gasp eder ve 17 yıl sonra Duncan’ın oğlu Malcolm tarafından yenilgiye uğratılarak tahtan indirilir. Kimi eleştirmen ise oyunun İskoçya tarihini konu alması ve doğaüstü unsurlara yer vermesi, doğaüstü konulara meraklı olan İskoç kralı 6. James’in 1603 yılında Kral 1. James olarak İngiltere tahtına geçmesine bağlıyorlar.(1) İroni başta olmak üzere bir çok söz sanatını ve monologları(oyuncunun seyirciye hitaben yaptığı konuşma) barındıran oyunun ana temaları; ‘hırs’ ve ‘ihtiras’, ‘adalet ve kader’ ve ‘insanın gerçek yüzüyle dış görünümü’ oluşturmaktadır.

Macbeth kralı adına girdiği bir savaştan zaferle dönerken ormanda gördüğü üç cadı ruhuna üflercesine selam verirken kendisine sahip olmadığı unvanlar kullanarak geleceği hakkında kehanette bulunurlar.

"Selam sana Macbeth,
Selam Glamis beyi
Selam sana Cawdor beyi,
…Selam geleceğin Kralı"


Macbeth, kendisine bol gelmiş elbise gibi üstünde büyük duran unvanları duyunca işkillenerek karısı olan Lady Macbeth’e durumu anlatır. Karısının yoğun ihtiras dolu dürtülerine dayanamayan Macbeth, Kralı öldürüp yerine geçmeye karar verir, ancak bunu yapacak kendisinde yeterli hırs yoktur. Karakterinin uzun süre ‘iyi-kötü’, ‘sadakat-ihanet’ girdapları içinde bırakan yazar adeta okuyucusuna/izleyicisine bu kavramları sorgulama fırsatı vererek doğru olanı bulmalarını ister.

"Geleceksin dedikleri yere geleceksin.
O kadar yufka yüreklisin ki, 
Ama senin yapın beni korkutuyor:
Kestirmeden gitmeye yanaşmazsın."


Artık kararını kesin olarak veren Macbeth Kralını öldürür ve onun yerine tahta kurulur. Ancak güllük gülistanlık değildir her şey, özelliklede Macbeth’in vicdanı onu rahat bırakmaz. Her şeyden şüphelenmeye başlayan yeni Kral kendi kaderinin onu yalnızlaştırmasına kendi elleriyle yardım edercesine bir düzine insanı öldürtür ama hala onun için korkular ve kâbus dolu geceler son bulmaz. Oyunun baş karakteri sayesinde okuyucusuna/izleyicisine kötü tarafı seçmenin nasıl sonuçlar doğuracağını gözler önüne sererek oyunu sonlandıran yazar, insanın hırsları ve kötü duyguları yüzünden zirveden dibe nasıl düştüğünü anlatır. Onu yaptıklarının cezasını çektirircesine yapayalnız bırakır, hatta karısının ölümüne üzülemeyecek kadar gaddar hale getirip ölümünü yaşatır.

(1) Shakespeare William macbeth Bülent Bozkurt çevirisi

Kaynak: Ahmet Uzun / Palto Dergisi - 2. sayı

Palto Dergisi'nin 2. Sayısını Kapağı:

Yorumlara Git

Tarihi gerçeği çarpıttılar! Türklerin sembol ismini Rum yaptılar

Diyarbakır’ın değerlerine saygısızlık! DEM’den skandal şehit Gaffar Okkan kararı

İstifa etmişti! New York'ta Erdoğan'ı bakın kim karşıladı!

Bursa'da eğitim uçağı düştü!

Yunanlar duyurdu: ABD'den Türkiye'ye S-400 teklifi!