Azerbaycan Milletvekili ve Azerbaycan Milli Meclisi Kültür Komisyonu Başkanı Ganire Paşayeva ile işgalci Ermenistan’a karşı verilen mücadeledeki son durumu konuştuk.

Savaşı tetikleyen faktörler nelerdi? Bir de çatışma mı demek lazım. Yoksa savaş mı?

- Önce şunu bildireyim ki uluslararası düzeyde “Ermenistan-Azerbaycan, Dağlık Karabağ münakaşası” olarak ifade edilen kabul edilemez durum, aslında ilan edilmemiş savaştır. Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarını işgali gerçeğidir. Topraklarının yüzde yirmisi 30 seneye yakın işgal altında kalan Azerbaycan, barışçı çözüm arayışına sadık kalsa da, Ermenistan statükosunu kendi lehine kullanmakta ısrarlıydı. Hocalı soykırımı katilleri Köçaryan-Sarkisyan ikilisinden farklı olarak, sözde demokrat Paşinyan’ın müzakere masasında olumlu tavır sergileyeceğini söyleyen AGİT Minsk Grubu eş başkanları (ABD, Rusya, Fransa) bizi oyalamaya çalışıyordu. Çünkü biz Ermenistan devletine güvenilmeyeceğini biliyorduk. Orada şahıslar gider gelir ancak terör politikası değişmez. Paşinyan Erivan’da hakimiyetini güçlendirince, Karabağ’a gelip, “Karabağ Ermenistan’dır” demiştir. Sözde “Dağlık Karabağ” rejiminin haydut başçısı “yemin töreni”ni Şuşa’da düzenledi, sözde “Dağlık Karabağ parlamentosunu Hankenti’nden Şuşa’ya taşıyacağını bildirdi. Azerbaycan’a meydan okumaya başladı. Ardından, Tovuz’da sınır ihlali yapmaya çalışan Ermenistan yönetimi, General Polat Haşimov başta olmak üzere 12 askerimizi şehit etti ve sivil yerleşim yerlerini vurdular.

Ermenistan tarafından sürekli bir tahrik söz konusu değil mi?

- Tabi ki sürekli tahriklere devam ederken, 27 eylülde Karabağ’da saldırıya geçtiler. Ve Karabağ savaşında yeni dönem başladı. Son durum şu ki işgal altındaki topraklarımızın önemli kısmı azad edildi, düşman binlerce askerini yitirdi, zırhlı araçlarını meydanda koyup kaçtı ve bizim muzaffer ordumuz hızla ilerliyor. Cebrayıl, Füzuli gibi çok önemli şehirlerimiz Ermenistan işgalinden kurtuldu. Cumhurbaşkanımız her gün yeni yerleşim yerlerimizin azad edildiğinin müjdesini veriyor, tüm topraklarımız azad edilinceye dek yürüyeceğimizi bildiriyor.

Azerbaycan ilerleme kaydedince ateşkes sesleri yükselmeye başladı. Azerbaycan’ın ateşkes şartları neler?

- Azerbaycan’ın tek şartı var: İşgalci Ermenistan Silahlı Kuvvetleri son askerine kadar Azerbaycan topraklarından çekilsin! Eğer bunu kendileri yapmazsalar, muzaffer Azerbaycan ordusu onları topraklarımızdan çıkarmanın yolunu iyi bilir.

Ermenistan haydut devlet

Düşman yenilgilerini yalanlarla örtmeye çalışıyor. Ermenistan dünyaya hangi yalanları söylüyor?

- Ermenistan’ın yalanları bitip tükenmiyor. Saldırı yapıyor, bizim saldırdığımızı söylüyor, bizim çocukları katlediyor, sonra o çocukların resmini yayarak, “bakın, Azerbaycan askeri, Ermeni çocuklarını katletti” diyor. Savaş meydanından uzaklardaki şehir ve köyleri roket ateşine tutuyor, “biz yapmadık” diye bağırıyorlar. Dünyada Ermenistan gibi bir haydut devlet daha aklınıza gelmesin.

Türklerin soykırım yaptığı yalanını dünyaya yayanların kendileri soykırım yaptı. Bu tezat durum hakkında ne dersiniz?

- Osmanlı topraklarında bir yerden başka bir yere göçtürülmelerini asılsız olarak, “Ermeni soykırımı” gibi kaleme alan Ermeniler kendileri 1992 senesinde Hocalı soykırımını yapmıştır. İşte, böyle bir zihniyetle karşı karşıyayız.

İşgalci Ermenistan bölgenin baş belasıdır

Askeri ve iktisadî olarak Ermenistan uluslararası çevrelerden destek alıyor mu?

- Ermenistan kendi başına bir şey yapamaz. Bunu herkes biliyor. Ermenistan’ın askeri gücü, sözde kahraman ordusu bir yalanın ta kendisidir. Bizim ordumuz bunu savaş sahasında ispat ediyor. Ermenistan’ın uluslararası düzeyde ve de haksız yere destek verenleri olmasaydı, o devlet kendisi ayakta duramazdı ve bizim toprakları işgal altında tutamazdı. Çifte standartlar bu haydut devleti yıllardır bölgemize baş belası kılmıştır.

Azerbaycan halkının Karabağ konusundaki kararlılığı sürüyor mu?

- Halkımız her zamankinden daha yüksek, “Maşallah!” diyeceğimiz kadar yüksek moral-motivasyon içindedir. Karabağ konusunda taviz, geri çekilim söz konusu değil. Zira çok bekledik, çok katlandık bundan sonra Ermenistan işgaline katlanacak halimiz yok.

“Türkiye her zaman Azerbaycan’ın yanındadır"

Türkiye’nin Azerbaycan’ın yanında kararlı bir şekilde sağlam duruşu hakkında ne dersiniz?

- Bizim haklı davamızda yanı başımızda olan kardeş Türkiye’nin siyasi, manevi desteği çok önemlidir. Türkiye her zaman olduğu gibi, bugünlerde de, kararlı bir şekilde Azerbaycan’ın yanındadır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tarihi açıklamalarıyla Azerbaycan’a destek vermiştir. Biz bundan gurur duyuyoruz! Bugün Türkiye-Azerbaycan ilişkileri ecdadımızın ruhunu şad ediyor, gelecek nesiller için mükemmel örnek oluşturuyor. Türkiye’nin kâmil kardeşlik desteği Azerbaycan’a yanlış bakan bazı devletler için caydırıcı faktördür.

Ermenistan medyası sürekli dünya kamuoyuna yönelik Türkiye’nin silah yardımında bulunduğu haberlerini yaymaya çalışıyor. Bu hususta ne dersiniz?

- Şunu söyleyeyim ki Türkiye’den askeri araç, mühimmat almamıza ilişkin Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, röportaj yapan tüm yabancı TV’lerin sorularına şöyle cevap veriyor; “Türkiye’den askeri teknik alıyoruz, ancak başka ülkelerden de alıyoruz. Rusya’dan, İsrail’den, Beyaz Rusya’dan, İran’dan, Ukrayna’dan, Doğu Avrupa ülkelerinden ve de Türkiye’den alıyoruz. Türkiye’nin şimdi inkişaf etmiş askeri sanayi kompleksi vardır, Aliyev’in bu net cevabı, tüm ilgili taraflarca ele alınmaktadır. Ve Sayın Cumhurbaşkanımızın cevabı bizi “itham” eden tüm tarafları silah aldığımız ülkelerin tutarlılığını dikkate davet ediyor. Yalnız Türkiye’ye vurgu yapmakla bizi çekindireceklerini mi düşünüyorlar? Unutuyorlar ki Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinde, birilerinin ithamı ile geri adım atılması mümkün değildir! İşe bakın: Ermenistan Azerbaycan topraklarını işgal etsin, uzun süre istismar etsin, ona “gözünün üstünde kaşın var” demesinler, ona silah göndersinler, biz öz meşru haklarımıza uygun adım atınca ise “itiham” edilelim. Böyle uygunsuz yaklaşımı kabul etmek olur mu? Asla.

Türkiye’nin bayrağı hep yüce olsun!

Dünya medyası ilk başta Azerbaycan kaynaklı haberlere yer vermezken son günlerde sıkça yer verdiğini görüyoruz. Ne değişti? Türkiye’den beklentileriniz nelerdir?

- Bizim en büyük üstünlüğümüz haklılığımızdır. Hak incelir, ama kopmaz derler. Azerbaycan bugün öz hak sesini daha öncelerde olduğundan daha gür sesle duyurmaktadır. Şimdi dünya eski dünya değil. Uzun yıllar tek taraflı olarak Ermeni yalanları ile donatılmış kulaklar farklı platformlar üzerinden Azerbaycan’ın hak sesini de duyuyor. Şöyle bir söz var “güçlünün dostu çok olur” diye, şimdi biz Karabağ’da ilerledikçe, dünya medyasının ünlü kanallarının çoğu kapımızı dövüyor, röportaj yapmak isteklerini bildiriyorlar. Kardeş Türkiye’den ne beklemişsek tamı tamına gerçekleşmiştir. Türkiye’nin bayrağı hep yüce olsun!

Karabağ’ın tüm arazileri Azerbaycan toprağıdır

Karabağ’ın uluslararası hukuk açısından durumu hakkında bilgi verir misiniz?

- Karabağ yalnız manevi-tarihi bakımdan değil, hukuken de bizimdir. Karabağ bizim Birleşmiş Milletler tarafından, uluslararası birlik tarafından tanınmış bağımsız arazimizdir. Karabağ’ı işgal etmiş Ermenistan’ın konduğu tüm arazi tarihi Azerbaycan toprağıdır. Erivan, Zengezur, Göyçe vb...  102 yıl önce yapılan anlaşmayla Ermenistan kendi başına hukuki-siyasi taahhüt edip bir daha Azerbaycan’a karşı toprak iddiası ile çıkış etmeyecekti. Amma o taahhüt kâğıtta kaldı. Ermeniler eline düşen tüm fırsatları kullanarak himayedarlarının ciddi destekleri ile yeni yeni topraklarımızı işgal etti.

Paşinyan’ın savaş kışkırtıcılığı hakkında ne dersiniz?

- Azerbaycan’ı öz meşru haklarını kullanmaya da, savaşı alevlendirmeye de Ermenistan devleti, şahsen Başbakan Nikol Paşinyan tahrik etti. Askeri siyasi tahrikleri sınır tanımayan Paşinyan kah Şuşa’ya kanunsuz seferler etti, kah Hankendi’nde “Karabağ Ermenistan’dır, dedi, kah Tovuz’da devlet sınırını ihlal etti, generalimizi, albayımızı toplam, 12 harpçimizi şehit etti, ardından, Goranboya sabotaj gönderdi ve nihayet,  27 Eylül pazar günü, sabah saat 06.00-da Karabağ’da hücuma başladı. Böyle olunca, karşı hamle şart oldu ve hızlı ilerleyen Azerbaycan ordusu düşmanı darmadağın etmeye başladı.

“Ermenistan İran’dan çok yardımlar gördü"

İran’ın Ermenistan’a desteğini nasıl yorumluyorsunuz?

- İran resmi olarak, Azerbaycan’ın arazi bütünlüğünü tanıdığını, Ermenistan saldırganlığını kınadığını duyuruyor. Amma Ermenistan’a taşınan askeri mühimmatın birçoğu İran üzerinden taşınmıştır. Ermenistan İran’dan çok yardımlar gördü ve ayakta durmasında da bu amil vardır. İsminde İslam Cumhuriyeti yazan bir devlet, camileri dağıtan, camilere domuz dolduran bir devlete destek vermemelidir. Bu tartışmasız böyle olmalı.

Son olarak Türkiye kamuoyuna iletmek istediğiniz mesajınız var mı?

- Türkiye’yi çok seviyoruz. Türkiye ile Azerbaycan’ın ilişkileri eşi benzeri olmayan ilişkilerdir. Burada kardeşlik başta olmakla, komşuluk, dostluk, strateji müttefiklik vardır. Türkiye kamuoyuna bir şey iletmekten daha ziyade, teşekkür etmek isterim. Bizde böyle bir söz var: “Heç kimse unudulmuyor, heç ne yaddan çıkmıyor”. Bu zor günlerde bizler için yaptıklarınız için çok sağ olun! Hiçbir zaman unutmayacağız! Azerbaycan Türkiye kardeşliği ebedidir sarsılmazdır.

Ermenistan terörü destekleyen işgalci ve istismarcı bir devlettir

Teröristlerin yapmayacağı katliamları Ermenistan yaptı. Bu konudaki yorumunuzu alabilir miyiz?

- Evet. Çok zülümler yaptı Ermeniler. Ermeni devletinin yaptığı katliamları herhangi bir terör örgütü yapsa belki bu kadar dehşete düşülmezdi. İşin en vahim yönü şu ki bu vahşi katliamları kendine devlet diyen Ermenistan yapıyor. Ermenistan devleti; terörü destekleyen, işgalci istismarcı bir devlettir. Bağanis-Ayrım, Karadağlı, Ağdaban ve nihayet, Hocalı soykırımları Ermenistan devletinin işidir.