Çinli bilim adamları, 6G teknolojisinde kullanılacak terahertz dalgalarına maruz kalmanın beyin hücrelerinde artışa neden olabileceğini keşfettiler.

Deneyler fareler üzerinde yapıldı ve küçük bir doz terahertz radyasyonunun beyindeki nöronların büyümesini uyaran belirli proteinlerin üretimini etkilediği ortaya çıktı. Nöronların radyasyondan zarar görmemesine rağmen 6G dalgalarının beyin üzerindeki etkisi hala endişe kaynağı olduğu için araştırmalar devam edecek. Terahertz dalgalarının, 5G'de kullanılan milimetre dalgalarından (MMW) önemli ölçüde daha yüksek bir frekansa sahip olduğu bilinmekte.

Beyin hücrelerinin sıcaklığını da artırıyor

Ek bir endişe nedeni olarak, bilim insanları Rusya Bilimler Akademisi tarafından 2009'da yapılan bir araştırmaya işaret ediyorlar. Terahertz radyasyonuna birkaç saat boyunca yoğun maruz kalmanın beyin hücrelerinin sıcaklığında bir artışa neden olabileceği bulunmuştu.

Tüm bunlara ek olarak Pekinli araştırmacılar, keşfin yeni iletişim teknolojilerinin değerlendirilmesine ve beyin hastalıklarının tedavisine yönelik terapilerin geliştirilmesine yardımcı olabileceğini de söylüyorlar.

6G teknolojisinin hayata geçirilme çalışmaları devam ederken yeni bir raporda Vivo markasından geldi. Şirket yapacağı birçok yatırımı bu yöne çevirecek.
5G’nin ardından yayınlanması beklenen yeni bir teknoloji sistemi de 6G’dir. Birçok teknoloji şirketi alanlarını buraya çevirerek rakiplerinden daha hızlı yol kat etmek isteyebiliyor. Özellikle Japonya ve Güney Kore tarafında oluşan hareketlenmeler bütün insanların ilgisini çekti. Bunun yanında Çin merkezli olan Vivo markası, 6G teknolojisi hakkında yayınladığı 3. Raporunda pek çok konuya değindi.

Vivo, Yeni Bir Dijital Dünya Yaratmak İstiyor!

Konu hakkında detaylı açıklamalarda bulunan Vivo Türkiye, şu açıklamaları yaptı: “Vivo, “Fiziksel ve Dijitalin Entegre Edilip Serbestçe Bağlandığı bir Dünya Kurmak: 6G Hizmetleri, Yetenekleri ve 6G’yi Hayata Geçirecek Teknolojiler” adlı üçüncü 6G raporunu yayınladı. Rapor, Vivo uzmanlarının 6G ağına ve 2030 yılı ve sonrasında insanların hayatlarını şekillendireceğine inandıkları teknolojilere dair inceleme ve değerlendirmelerini içeriyor. Vivo’nun raporunda; 6G’nin süper iletişim, bilgi ve birleşik bilgi işlem hizmetleri sunarak birbirine bağlı ve yakınsak bir fiziksel ve dijital dünya için bir temel teşkil edeceği öngörülüyor. Analize göre 6G teknolojisi iletişim, hesaplama ve algılamayı tek bir sistemde birleştirecek. Entegre bir 6G ağı yalnızca insanları insanlara bağlamakla kalmayacak, aynı zamanda insanları makinelere ve makineleri makinelere bağlayarak yepyeni bir dijital dünya yaratmaya yardımcı olacak. Böylece 2030 yılına kadar yüz milyarlarca cihazın birbirine bağlanması bekleniyor.’’

Bu açıklamaların yanında farklı noktalara da değinmek isteyen şirket, yeni yapmak istedikleri vizyondan da bahsetti. Özellikle yayınlanan raporda gereksinim ve zorluklar için çalışmaların olduğu konuşuldu. Bu konuşmanın yanında ek olarak ise, ‘’6G iş modellerinin ve sürücülerinin, uygulama senaryolarının, sistem mimarisinin ve teknolojilerinin derinlemesine analizi ile bu teknolojinin geleceğinin şekillendirilmesine aktif katkı sunuyor. 6G hakkındaki bu üçüncü raporu, Vivo’nun 2020 yılında önümüzdeki on yıl için birçok potansiyel 6G dijital senaryosuna ilişkin içgörüler sunmak üzere yayınladığı “Dijital Yaşam 2030+” ve şirketin 6G vizyonunu özetleyen “6G Vizyonu, Gereksinimleri ve Zorlukları” adlı iki çalışmanın devamı niteliğini taşıyor.“ sözlerini kullandı.