"Muhalif seçmeni manipüle eden, nefretle yükleyip sonuçta büyük bir hayal kırıklığına terk edenler siyasetçiler kadar CHP medyası ve muhalif gazetecilerdi" hatırlatmasında bulunan Akşam gazetesi yazarı Kurtuluş Tayiz, o gazetecilerin şimdi kalkıp Kemal Kılıçdaroğlu'nu başarısız ilan ederek, "değişim gerekli" deyip istifasını isteyerek çok büyük ayıp ettiklerini belirtti.

Tayiz, yazısında şunları kaydetti:

"Muhalif seçmeni gerçeklerden koparıp hayal dünyasına kimler sürükledi?

"Seçimleri yüzde 60'la kazanıyoruz" havasını kimler yaydı?

"Erdoğan kaybediyor, kesin bilgi" diye kimler çığırtkanlık yaptı?

Kemal Kılıçdaroğlu ağır bir yenilgi yaşadı, kaybetti.

Suçu ona atmak kolay.

"Kemal Kılıçdaroğlu'nu bu akşam 13. Cumhurbaşkanı ilan ediyoruz" diyen Ekrem İmamoğlu ve onun tezgahına konu mankeni olan Mansur Yavaş'ı da hedef göstermek mümkün.

Evet, birlikte kaybettiler.

Fakat muhalif seçmeni manipüle eden, nefretle yükleyip sonuçta büyük bir hayal kırıklığına terk edenler siyasetçiler kadar CHP medyası ve muhalif gazetecilerdi.

Hangi birini sayalım?

Sözcü TV'den Fatih Portakal "yüzde 62,5 ile Kılıçdaroğlu kazanıyor" araştırmasının sahibi. Ve Kılıçdaroğlu'nun istifasını isteyen ilk gazeteci. Bu fazlasıyla bir yüzsüzlük değil mi?

"Erdoğan büyük kaybedecek" diye okurlarını dolduruşa getiren Deniz Zeyrek, seçimlerin ardından da "Kılıçdaroğlu neyi okuyamadı" diye değerlendirmelerde bulundu. Sahayı okuyamayan kim? Sadece Kılıçdaroğlu mu?

Deniz Zeyrek de "değişim" isteyen ve Kılıçdaroğlu'nun istifasını bekleyen gazetecilerin başında geliyor. İsmail Saymaz da keza öyle. "Yenildi, başarısız oldu, değişim gerekli" sözleriyle Kılıçdaroğlu'nun istifasını talep ediyor.

Seçim gecesi sabaha kadar "Kılıçdaroğlu kazandı" yayını yapan, gerçekleri bile bile çarpıtarak provokasyona zemin hazırlayan Şirin Payzın ve ekibi ne olacak?

Peki Anadolu Ajansı'nın veri akışını yayından kaldırarak Kılıçdaroğlu'nu gecenin kazananı ilan eden İsmail Küçükkaya?

Bir şey olmamış gibi Kemal Kılıçdaroğlu'nu suçlamayı sürdürecek mi?

Emin Çapa'ya bir şey demiyorum, zira kendisi seçim akşamlarına renk kattı. Sıkıcı havayı dağıttı.

Ali Bayramoğlu da "anketlerde Erdoğan'ın kaybettiğini şüpheye yer bırakmayacak şekilde gören" zekâ küpü isimlerden biriydi.

Akif Beki de Kılıçdaroğlu'nun kazanacağına kendisini ve okurlarını bayağı inandırmıştı.

Elif Çakır'ın hakkını yemeyelim; o, hâlâ Kılıçdaroğlu'nun başarılı olduğunu düşünenlerden biri.

Daha objektif bir yayıncılık ve gerçeklerden uzaklaşmadan yapılan bir gazeteciliğe kıran mı girmişti?

Ne güzel "kafa kafaya" diye güzel bir deyimimiz var, oradan yürüselerdi kendilerini bu kadar zor duruma düşürmezlerdi.

Şimdi kalkıp Kemal Kılıçdaroğlu'nu taşlayarak, başarısız ilan ederek, "değişim gerekli" deyip istifasını isteyerek çok büyük ayıp ediyorlar.

Kemal Kılıçdaroğlu'nun istifasını isteyen gazeteciler, önce muhalif seçmeni yanıltıp, aldatıp, yanlış heyecanlara sevk ederek büyük hayal kırıklığına uğrattıkları için kendilerini sorgulamalı. Başarısız siyasetçinin istifasını isteyen gazeteciler önce kendi istifalarını sunmalı. Daha adil, daha etik olmaz mı? Sonra Kılıçdaroğlu'nun da istifasını isteyebilirler elbette, o ayrı!"