Siyaset
Kılıçdaroğlu ile Özdağ’ın kirli pazarlığı gündeme bomba gibi düştü! Biri namus mu dedi?
Irkçı Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ’ın 28 Mayıs öncesi ‘üç bakanlık ve MİT’in verilmesi karşılığı Kılıçdaroğlu ile anlaştıklarını açıklaması zilletteki kirli pazarlıkları gözler önüne serdi. Önceki gün konu ile ilgili soruyu cevaplayan Kılıçdaroğlu’nun, gizli protokolü kabul ederek, “Bu protokol kamuoyuna açık bir protokol değil. Dolayısıyla ikimizin namusuna teslim edilmiş bir protokoldür. Nokta” sözleri ise bir başka tartışmayı ateşledi. Kirli pazarlığı Akit’e değerlendiren uzmanlar, “Aramızda diyorlar ama namussuz pazarlık işportaya düştü” görüşünde birleşti.
Kapalı kapılar ardında
İşte Kılıçdaroğlu ve avanesinin skandal pazarlıklarından bazıları şöyle:
Seçim öncesi HDP’li Sırrı Sakık, “Kılıçdaroğlu da açık ve net olarak önümüzdeki dönem ne yapacağını kamuoyu ile paylaşmalıdır. Kapalı kapılar ardında söylenenlerin, kamuoyuna da bunların deklare edilmesi gerekir” diyerek pazarlık yaptıklarını deklare etti.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak ve İP Genel Başkan Yardımcısı Durmuş Yılmaz’ın, 2019 yılında Ankara’da Hilton Oteli’nde IMF heyetiyle gizli bir görüşme gerçekleştirerek, Türkiye’yi yeniden küresel para çetesinin prangalarına mahkum etmek gayretiyle kirli bir diploması yürüttükleri basına yansıdı.
2018’de TÜSES ev sahipliğinde ve Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu’nun önderliğinde buluşan zillet bileşenlerinin, Türkiye’yi federatif yapıya çevirecek korsan bir anayasa çalışması için bir araya geldikleri ifşa oldu.
ABD’deki “icazet turu”nda Boston’dan Washington’a gitmek için aldığı uçak biletini yakan ve güzergâh olarak FTETÖ elebaşısı Gülen’in yaşadığı yer olan Pensilvanya’yı tercih eden Kılıçdaroğlu’nun kayıp 8 saat boyunca ne yaptığı bilinmiyor.
Pazarlık genlerinde var
Konuyla ilgili Akit’e konuşan AK Parti 27. Dönem Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir, değerlendirmede bulundu: “CHP’nin genlerinde gizli hesap yapmak, milletin aleyhine kumpas kurmak var. Bunların işi gücü budur. Genel başkanlık düzeyinde, milletvekili düzeyinde, her kademede bunu yaparlar. Özdağ burada çok net bir biçimde Kılıçdaroğlu’nun yaklaşımını ortaya koymuştur. Kendi partisinden dahi gizlediği pazarlığı deşifre etmiştir. Sözde bunu demokrasi vurgusuyla yaparlar ama bunlarda demokrasinin kırıntısı yoktur. Bunlar başkalarına diktatör yakıştırması yaparlar ama despotluğun, diktatörlüğün alası bunlarda vardır. Millet, vatan diye bir dert yok bunlarda. Sadece bireysel hesap için bunu yapıyorlar. Nasıl bir menfaat elde ederiz, bir pozisyon elde ederiz derdindeler. Yıllarca bunun peşinde koştular.”
Gerçekler er geç ortaya çıkar
Siyaset Bilimci ve Hukukçu Mehmet Kırmızı ise, şunları ifade etti: “Kılıçdaroğlu herkesten sakladığı protokolü Özdağ açıklayınca kabul etmek zorunda kaldı. Toplum önünde farklı konuşan Kılıçdaroğlu’nun foyası ortaya çıkmış oldu. Tabii HDP’yle de farklı pazarlıklar içine girmişti ama inkâr ediyordu. Hatta HDP’ye bir şey vermediğini, Özdağ herhangi bir şey taahhüt etmediğini belirtmişti. Ama itiraf karşı taraftan gelince kabul etmek zorunda kaldı. Çünkü inkâr etseydi Özdağ muhtemelen yazılı evrakı toplum önüne çıkarıp gösterecekti. En yakın yardımcılarından bile bu protokolü saklamış. Çünkü bu protokollerin aynısı HDP’yle de yapıldı. Acaba hangi şartlarda anlaşıldı? Demirtaş’ın, Öcalan’ın serbest bırakılması, belki Türk ordusunun Suriye’nin kuzeyinden çıkması gibi sözler verilmiştir. Kılıçdaroğlu, AB ve Amerika’yla da gizli pazarlık yapmıştır. Bugün diyor ki bu bir namus meselesi. Eğer özel hayatınıza ilişkin bir konu olsaydı bunu saklayabilirdiniz ama Türkiye’ye ilişkin pazarlıkları milletten saklayamazsınız. Çünkü gerçeklerin elbet bir gün ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu vardır.”