İYİ Parti istifalar ve taciz iddialarıyla gündemi meşgul ederken, İYİ Parti’ye psikolojik harp uygulandığını belirterek kendisini savunmaya çalışan Meral Akşener’in, “Ama karşılarında rahmetli Teoman Koman’ın talebesi var” sözleri tartışmalara yeni bir boyut getirdi. JİTEM’i kuran ve adı binlerce faili meçhul ile anılan Teoman Koman, 1997’de 28 Şubat döneminde Jandarma Genel Komutanlığı sırasında İçişleri Bakanı olan Akşener ile uyum içinde çalışmıştı. 2012’de 28 Şubat soruşturması kapsamında tutuklanarak 1 yıl hapis cezası alan Koman, 13 Aralık 2013’te ölmüştü. Akşener’in Koman’ın talebesi olduğu itirafı, 28 Şubat dönemine duyduğu özlemi de ortaya koydu.

Gerçek kimliğini itiraf etti!

Skandalı değerlendiren Bağımsız Ülkücüler Platformu Kurucusu Adnan Baran, şunları söyledi: “28 Şubat’ın en ceberut isimlerinden olan Teoman Koman’ın geçmişine baktığımızda, Doğu ve Güneydoğu’da Bölge Komutanlığı yaptığı dönemde faili meçhullerin baş sorumlusu olduğunu görüyoruz. JİTEM’in kurucularından olduğu bilinen Koman’ın Hizbullah lideri Hüseyin Velioğlu ile de ilişkileri o yıllarda basında sıkça gündeme gelmişti. Teoman Koman’ın, emekli olduktan sonra Cavit Çağlar’ın sahibi olduğu İnterbank’ın Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yaptığı da hatırlardadır. Nesim Malki olayında tutuklanan Mehmet Sümbül’ün ifadesinde, Çağlar’ın ismini vermesi ve daha sonra da Hüseyin Velioğlu’nun Sümbül’ü kaçırtıp infaz ettirmesi çok manidardır. Bu karanlık ilişkilerin odağındaki bir numaralı isim Koman’dır. Böyle karanlık ilişkiler içerisinde olan bir kişinin talebesi olmakla övünen Akşener, gerçek kimliğini de bu şekilde itiraf etti. Bir İçişleri Bakanı’nın Jandarma Komutanı’nın talebesi olmakla iftihar etmesi, bakanın o komutanın emrinde olduğunun ispatıdır.

28 Şubatçılar ortaya dökülüyor

“Cumhuriyet tarihinde bu ülkeye siyasi, sosyal, ekonomik olarak en büyük vurulan darbelerin en büyüklerinden biri 28 Şubat darbesidir. 28 Şubatçılar, bu ülkeye en büyük ihaneti yapanlardır. Bu ihanetin içinde, sağında, solunda kim varsa bu ihanete suç ortaklığı yapmış demektir. Akşener’in milliyetçi muhafazakar kesime karşı 28 Şubat’ta ‘Topuklu efe’ gibi dik durduğu imajını vermesinin büyük bir yalan olduğu bu itirafla ortaya çıkmıştır. Zaten kendisi de o dönemde 32. Gün programının kamera arkasındaki konuşmalarında, 28 Şubat’ı desteklediğini de bizzat söylemişti. Şimdi her şey çok daha net ortaya çıkmıştır. Bizler yıllardır İyi Parti’yi Meral Akşener ve bir avuç insanın kendi iradeleriyle kurmadığını, kuruluş amacının bu ülkeye hizmet olmadığını hep dile getirdik. Kurulduğu günden itibaren gerek HDP/PKK ile gerek FETÖ ile gizli, açık ittifakları zaten ayyuka çıkmıştı.”