AKİT MENÜ

Dünya

Sözde kadın savunucuları nerede? Dünya Gazzeli annelere kör

Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Lafa geldiğinde kadın hakları konusunda mangalda kül bırakmayan sözde gelişmiş ülkeler, feminist oluşumlar ve içimizdeki uzantıları, dünyada akan mazlum kadınların kanını görmezden geliyor.

Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Lafa geldiğinde Kadın Hakları konusunda mangalda kül bırakmayan sözde gelişmiş ülkeler, karanlık odaklar ve feminist oluşumlar ile içimizdeki uzantıları, dünyada akan mazlum kadınların kanını görmezden geliyor. Siyonist katliamına maruz kalan Gazze’de 7 Ekim’den bu yana toplamda 9 bin kadın öldürülürken, 14 bin çocuğun acısı da anne yüreklerine düştü. Feministlerin istismar aracına çevirdiği bu günde dünyanın muhtelif ülkelerinde milyonlarca kadının en temel insani hakları çiğneniyor. Bir o kadar kadın da cinsel, fiziksel ya da psikolojik şiddete maruz kalıyor. Çocuklarına daha iyi bir eğitim aldırmak ve daha iyi şartlarda yaşamak hayaliyle çıktıkları Avrupa yolunda her türlü çileye maruz kalan Suriyeli, Afganistanlı ve İranlı kadınların çığlıkları ise duyulmuyor. Dağa kaçırılan çocuklarına kavuşma ümidiyle yıllardır HDP il binası önünde oturma eylemi yapan Diyarbakır Anneleri’nden de bahsedilmiyor. 28 Şubat’ın brifingli yargısı tarafından zindanlara doldurulan ve yıllardır adalet arayan mazlumların anneleri ile eşleri gözyaşlarının dineceği günü bekliyor. Tüm bu zulme ve acıya rağmen sözde kadın destekçisi özde Batı şakşakçısı feministlerin hala kadınlar günü kutlaması, 8 Mart hokkabazlığı olarak yorumlanıyor.
Milyonlarca kadının mağduriyetine tek bir çözüm getirmeyen 8 Mart Dünya Kadınlar günü aldatmacasını Akit’e değerlendiren Önce İnsan Uluslararası Kadın ve Çocuklarla Dayanışma Derneği Genel Başkanı Nuray Canan Songür şunları söyledi:

“8 Mart Dünya Kadınlar Günü, 1800’lü yıllarda Amerika Birleşik Devletleri’nde 40 bin kadın dokuma işçisinin bir tekstil fabrikasında başlattıkları grevde çıkan yangında can veren 129 kadının ölümünü hafızalara kazımak üzere ilan ediliyor ve adına da Dünya Kadınlar Günü deniliyor. Bu tarihten sonra bu günü ilan eden ve kutlayan Batı dünyası ve ABD, Orta Doğu‘da faili oldukları işgaller neticesinde katledilen kadınların sayısı ve onların ellerinden alınan yaşam hakları üzerine konuşmayı ise tercih etmiyorlar. Batılı ülkelerin ve Amerika’nın yürüttüğü bu politikalar ve uyguladığı çifte standartlar sebebiyle artık aklı selim hiç kimse onların insan haklarından, kadın haklarından ya da çocuk haklarından bahsetmeleri samimi bulmuyor. Artık tarih bir katilin kurbanının cenazesinde herkesten çok ağlaması gibi, bir yandan kadın haklarından bahsedip, diğer yandan yıllardır katledilen masum kadınları, yetim ve öksüz bırakılan çocukları sadece bir coğrafyaya ait olduğu için daha doğrusu sadece Müslüman oldukları için görmezden gelen batının vicdansızlığını yazmalı.

‘Onlar insan değil’

Songür şöyle devam etti: “Bu sebeple Müslümanlar olarak Batı’nın ürettiği ve daha sonra kendi çiğnediği değerler üzerinden dünyaya yön vermesine engel olmanın yollarını bulmalıyız. Bosna’da, Afganistan’da, Irak’ta, Suriye’de ve Filistin’de öldürülen kadınları görmezden gelenler bu katliamları gerçekleştirenler ya da gerçekleşmesini onay verenlerdir. İsrail 7 Ekim’den beri 9 binden fazla kadını katletti ve bunu yaparken sırtını dayadığı ABD ve Siyonizm destekçisi Batılı devletler sadece izledi. Bunun sebebi batının ideolojik olarak herkesi eşit ve hatta herkesi insan görmeyen felsefesidir. Nihayetinde Filistinliler için İsraillerin ‘onlar insan değil’ söylemine dünya kamuoyundan yeterli tepki gelmemiştir. Gerek Türkiye’de gerekse dünyada 8 Mart Dünya kadınlar Günü’nde kutlamalar yaparken öldürülen Gazzeli anneleri görmezden gelenler olacak. Bu yaşanılan acılardan anlayacağımız üzere adalet ve insanlık için Müslümanlar olarak güçlenmeli, birlik olmalı ve bu uğurda mücadeleyi bizatihi biz omuzlamalıyız. Bu hem insani hem İslami sorumluluğumuzdur.

Yapılan tam bir ikiyüzlülük

28 Şubat Kadın Platformu Başkanı Mine İpek, “Tarih boyunca görüyoruz ki gerçekten Müslüman kadınlar daima ezilmiş, zulme uğramış. Kurulan düzenin içinde ‘modern’ dedikleri bir kadın var o da eşya gibi. Bunun dışındaki kadınlar özgür değil. Görüyoruz, kısıtlanıyorlar, öldürüyorlar, yasaklarla boğuşuyorlar, farklı farklı mücadeleler veriyorlar. Tabii bir de kadın haklarından bahsedenler var. Tıpkı 1998 yılında jandarmayla köy köy dolaşıp kız çocuklarını okula kaydettirmeye çalışan ama aynı zamanda bizi başörtümüzden dolayı jandarma zorla yaka, paça dışarı atmaya çalışanlar gibi. Türkiye’deki ikiyüzlülük maalesef dünyada da mevcut. Gazze’de de görüyoruz. Baktığınız zaman ağaç sever, insan sever, doğa sever gibi kavramları kullanıyorlar. Ama Gazze’deki katliamı sadece seyrediyorlar. Kimin sesi çıkıyor oradaki katliama? Dünya belki de benzeri hiç görülmemiş bir vahşete tanık oluyor ama insanlar bunu normalleştirerek tepki vermeden geçiyorlar. Artık insanlarda duygu da kadına ve insana saygı da kalmadı.”

Yorumlara Git

Adıyaman'daki deprem konutlarında Türk bayrağını yere attılar: Evlerini geri alın, yazıklar olsun

Türkiye yeni güne dev operasyonla uyandı! Tam 23 ilde yapıldı

Siber güvenlik için Türkiye harekete geçti! Konu Ekim ayında mecliste

Türkiye'ye gündeme oturacak savunma sanayi teklifi

Robot Sophia CHP’ye pahalıya patladı