Buğra Kardan  İstanbul

28 Şubat özlemiyle yanıp tutuşan laikçi yobazlar, İslâm’a ve Müslümanlara kin kusmaya devam ediyorlar. Dini değerleri aşağılamayı ve mütedeyyinlere hakaret etmeyi alışkanlık hâline getiren bu yobazlar, şimdi de Narin Güran cinayeti üzerinden kirli bir propaganda başlattılar. Yıkım ittifakının büyük ortakları CHP ve DEM’e yakın isimler, Diyarbakır’da hunharca öldürülen minik Narin’in ölümünün akabinde Kur’an kurslarını kötülemeye yöneldiler. Fonlu kanallarda çıkıp duran sözde gazeteciler, skandal açıklamalar yaptılar. CHP militanı yorumcu Memduh Bayraktaroğlu, “Narin’in Kur’an kursundan çıktıktan sonra öldürülmesi ve bir torbaya konularak gölete atılması bir kez daha göstermiştir ki imam hatip liseleri ve Kur’an kursları kapatılmalı, bazı suçlarda idam cezası geri getirilmelidir” çıkışında bulundu.

Olayı bıraktılar dine taktılar

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun fonladığı Sözcü’nün yazarı Emin Çölaşan da Narin’in köyünde Kur’an kursu bulunduğunu aktarıp “Birkaç yüz kişinin oturduğu, Diyarbakır Merkez’e çok yakın bir köyde Kur’an kursu! Çok ilginçtir ve dikkat ediniz, bu kursun adı cinayet soruşturması sonrası hiç geçmedi” iddiasında bulundu. CHP’nin medya tetikçisi Mehmet Tezkan ise “4 yaşındaki çocuk Kur’an öğrenebilir mi, öğrense ne olur? Oyun çağındaki çocukları aileler alıp Kur’an kurslarına götürdüler. Ne olacakmış? Çocukları oralara gönderirlerse cennete gideceklermiş” diyecek kadar alçaldı. Kandil’in kuklaları da Narin’in ölümünü bahane ederek Kur’an kurslarına karşı nefretlerini dışa vurdular. PKK’dan talimat alan DEM’in Mardin Milletvekili Beritan Güneş, utanmadan “Her köyde, her mahallede devlet büyük bütçe ayırarak Kur’an kursları açtı. Oralarda ne oldu. Halkımız kendine bu soruyu sorsun” sözlerini sarf edecek kadar küçüldü.

Bunlar ne menem insanlar

Olan biteni Akit’e değerlendiren ilahiyatçı Menderes Ateş, şunları dile getirdi: “Ne yazık ki ülkemizde kimliğinde ‘Müslüman’ yazın ancak İslâm’la alâkası olmayan bir grup var. Bunların kimlikleri meçhul. Ne yazık ki Yunanlar, ülkemizi terk ettiler ama giderken artıklarını bıraktılar. Müslüman değiller. Kur’an kurslarıyla Narin’in ölümü irtibatlandırmak ne kadar anlamsızdır. Kur’an-ı Kerim’de ‘Bir insanı öldürmek tüm âlemi öldürmeye bedeldir’ ayeti vardır. Böyle bir kitaba, böyle bir dine karşı çıkmak ne kadar manasızdır. Yani Narin’in ölümünü bahane ederek Kur’an kurslarını hedef alanlar, keşke mert olsalar da ateistiz, komünistiz deseler. Din ve dindarlar hakkında atıp tutacaksın, ölümünün akabinde musallaya getirileceksin. Diyanet’e ‘Bunlar için cenaze namazı kıldırmayın’ çağrısında bulunuyorum. Narin olayının Kur’an kurslarıyla alâkası nedir, Allah aşkına? Bunlar, esfel-i safilin olmuşlar. Her olayda dine saldırıyorlar. Sevda Demirel, Narin olayına tepki olarak ‘Şeriat gelsin ki fail ya da failler idam edilsin’ diyor. Kadını sosyal medyada linç ediyorlar. Bunların fikir hürriyetine de ifade özgürlüğüne de tahammülleri yok. PKK’dan güç alan bu yapılanmanın Kur’an kurslarına karşı çıkması doğal. Tabii ki şeytan ve şeytanın askerleri, Nemrutlar, Firavunlar buralardan tedirgin olacaklar. Çünkü Kur’an kurslarına ve imam hatip okullarına yönelenler, eşkıyalık yapmaz, ahlâksızlıklara da kötülüklere de tevessül etmez.”

Akla ziyan irtibatlandırma

Sosyolog İsmail Öz de şunları söyledi: “CHP’nin kanallarında çıkanların, gazetelerinde yazanların Narin cinayeti üzerinden Kur’an kurslarına saldırmaları akla uygun değildir, çok tuhaf. Akıl tutulması içindedirler. Böyle bir miyopluk, ideolojik körlük akıl ve izanla bağlantılandırılamaz. Şuur altında bulunan din düşmanlığı bulunmaktadır. Burada öldürülen kızımızın Kur’an eğitimi almasıyla cinayetin ne ilintisi var? Narin cinayetinin ele alınması CHP ve DEM’i sıkıntıya sokuyor. Çünkü cinayetin hesabını sormaya kalkan bu ikisine eylemleri hatırlatılıyor. CHP’yi çalkalayan taciz ve tecavüz olayları, DEM’in dağa kaçırdığı kızlar anımsatılıyor. İlaveten ‘Sabıkaları kirli olanlar başkalarına hesap sorabilir mi’ suali yöneltiliyor. Devlet, kan donduran Narin cinayetiyle ilgili araştırmalarını yaptı. Cinayeti aydınlatma aşamasına geldi. Bu durumda CHP ve DEM’in Kur’an kurslarına karşı konumlanması, hükümete hesap sormaya kalkması büyük bir çelişkidir. Bu çelişki, halkımız tarafından not edilmiştir.”