AKİT MENÜ

Gündem

Dünya İslam’ın merhametine muhtaç

Akit’e konuşan uzmanlar, yaşanan küresel yozlaşmanın etkisiyle ülkemizi de etkisi altına alan sosyal bozulmanın önüne geçilebilmesi ve Narin cinayeti gibi can yakıcı olayların tekrarlanmaması için İslam rehberliğinde duyarlı bir eğitim ve toplumsal bir seferberliğe ihtiyaç duyulduğunu belirttiler.

 Muhammet Kutlu  Ankara 

Türkiye Diyarbakır’da yaşanan Narin cinayetiyle sarsılırken, bu tür olayların bir daha yaşanmaması için yapılması gerekenler de konuşulmaya başlandı. Akit’e konuşan uzmanlar, aileyi hedef alan saldırılarla yaşanan küresel yozlaşmanın etkisiyle ülkemizi de etkisi altına alan bozulmanın önüne geçilebilmesi ve Narin cinayeti gibi can yakıcı olayların tekrarlanmaması için devlete, aileye ve eğitim kurumlarına büyük görevler düştüğünde birleşiyorlar. Konuyu masaya yatıran uzmanlar, toplumda gözlenen bozulmanın önüne geçilebilmesi için Narin cinayetine benzer suçlarda idamın getirilebileceğini belirtirken, İslam rehberliğinde duyarlı bir eğitim ve toplumsal bir seferberliğe ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.

İNANÇ, AHLAK, MERHAMET VE ŞEFKAT DUYGULARI VERİLMELİ

Aile Danışmanı Yazar Adnan Kalkan, “Gerek eğitim sistemi gerek değişen aile dinamikleri gerekse sosyal medyanın tahribatı sonucunda değişen toplumsal yapı inanç, ahlak ve namus kavramlarını pasifize etti. İnancın zayıfladığı toplumlarda ise her türlü istismar ve canilik kaçınılmaz hale gelir. İman insanı insan eder. İmanın zayıfladığı noktada gerek şehvet gerek menfaat hüküm sürer. Şehvet ve menfaat sebebiyle insana akla gelmeyecek zulümler yapıldığına şahit oluyoruz.

İşte Narin kızımız öldürülüyor, torbaya konuluyor, nehrin kenarına atılıyor ve üzerine taş konuluyor. Bu caniliği yapanlar iman nuruyla nurlansaydı bunu yapabilirler miydi? Milli Eğitim Bakanlığı yeni müfredatta değerler eğitimine ve öğretmen eğitimine bu minvalde ağırlık vermelidir. Aileler çocuklarına inanç ve ahlak değerlerini kazandırmalıdır. Sivil toplum kuruluşları çocuklarımıza ve gençlerimize değerlerimizi kazandırmak için ciddi eğitimler yapmalıdır. Gerek sivil toplum gerekse devlet kurumları birlikte bu alanda mücadele vermelidir. İnanç, ahlak, merhamet, şefkat duyguları verilmediği sürece daha nice narinlerin öldürülmesi kaçınılmazdır. Toplum bir bütün olarak havalecilik ve nemelazımcılıktan kaçınarak üzerine düşeni yapmalıdır” görüşünü dile getirdi.

AHLAK, VİCDAN VE FITRAT EĞİTİMLERİNE DE YER VERMELİYİZ

Prof. Dr. A. Halim Ulaş da, “Örgün eğitim kadar yaygın eğitimi önemseyip, yani velileri de bir program dahilinde eğitmezsek, bu tarz olaylarla karşı karşıya kalmaya devam edeceğiz. Sosyal medyada her türlü ahlaksızlığın normalleştirildiği günümüzde, okul dersleri kadar ahlak, vicdan ve fıtrat eğitimlerine de yer vermeliyiz” şeklinde konuştu.

“KUR’AN; ‘KISASTA SİZİN İÇİN HAYAT VAR’ BUYURMAKTADIR”

Felsefe ve din felsefesi alanlarında önemli çalışmalarıyla tanınan Doç. Dr. Ahmet Kavlak da konuya ilişkin; “İnsan, yaratılışının gereği sınırsız hissiyatla donatılmıştır. Bu sebeple, insanlara doğruyu anlatmak veya nasihat etmek her insanda sonuç vermez. Nasihat ve tavsiyelerin dışında, haz ve öfkesi aklını aşan bu tip insanları gemlemek için, işleyeceği günahtan alacağı hazzı yok seviyesine indirecek, suçun işlenmesini engelleyecek idam cezası gelmelidir. Kur’an; ‘kısasta sizin için hayat var’ buyurmaktadır. Bu tip insanları hapis cezasıyla, terapiye almakla, nasihat etmekle, ‘ayıp, insanlığından utan’ gibi komik cümlelerle gemleyemezsiniz. Bedenine gelecek ceza dışında hiçbir şeyin gemleyemediği bu insanların yarın da, öbür gün de masumlara, çocuklara, zayıflara yapacakları zulümler devam edecektir. Ya idam cezasını geri getireceğiz ya da ölenin ardından edebiyat yapmaya devam edeceğiz” değerlendirmesinde bulundu.

BAZI SUÇLAR İÇİN İDAM GETİRİLEBİLİR

Kırıkkale Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Öğretim Üyesi Dr. Adnan Küçük ise şunları kaydetti: “Narin cinayetinin en temel sebebi, aile kurumundaki temel manevi bağların zayıflamış olmasıdır. İkinci temel sebebi, maneviyat eksikliğidir. Yani bireylerdeki kötülük yapma eğilimini önleyecek dini ve ahlaki bilinç ve terbiye eksikliği söz konusudur. Üçüncüsü, bu tür eylemlere verilen cezaların caydırıcılıktan uzak olmasıdır. Türkiye’de 2004 yılından bu yana idam kaldırılmıştır. Bu tür suçlar için öngörülen cezaların caydırıcılığı mevcut değildir. Bazı şartlara bağlı olarak narin cinayetindeki suçlar da dâhil olmak üzere bazı suçlar için idam getirilebilir. Biliyorum, idam Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile uyumlu değildir. Ama, mevcut cezalandırma sisteminde de yaptırımlar caydırıcı olmuyor. Bu cinayeti işleyenler bir müddet sonra dışarı çıkıyorlar. İnsan vicdanı bundan rahatsız oluyor. Nitekim idam, başta ABD olmak üzere bazı demokratik ülkelerde de tatbik edilmektedir. Bu sebeple, bazı suçların caydırıcı şekilde önlenmesi gereği, idamı lüzumlu kılmaktadır.”

İlişkili haber:

Yorumlara Git

İran'dan yine içi boş tehdit: İsrail'in katliamı cezasız kalmayacak

Ali Koç mu, Dursun Özbek mi? Birbirlerine ‘yok edeceğiz’ diyip duruyorlardı ama şimdi derbide harekete geçtiler artık…

Yunanistan 'yok edeceğiz' diyordu! Türk denizaltıları harekete geçti

Merkez Bankası faiz kararını açıkladı

AK Parti’de yeni gelişme! Başkan Erdoğan'a tek tek rapor sunulacak