Sabah gazetesi yazarı Haşmet Babaoğlu, İsrail'in Lübnan'daki operasyonlarının dünyaya yönelik bir tehdit olduğunu söyledi. Babaoğlu, bu operasyonların sadece askeri değil, aynı zamanda psikolojik bir savaş olduğunu ifade etti. İsrail'in elektronik haberleşme cihazlarına yönelik saldırılarıyla tüm dünyada tedirginlik oluşturduğunu belirten Babaoğlu, bu saldırıların insanları kendi cihazlarına bile şüpheyle bakmaya ittiğini vurguladı. Haşmet Babaoğlu, şunları kaydetti:

"Bir...

İsrail, Lübnan'da giriştiği operasyonla dünyaya saldırdı.

Ne demek istiyorum?

İki dakika durun, düşünün...

Kendinizi ve herkesi...

Biraz TV haberlerini, biraz da sosyal medyayı karıştırın...

Göreceksiniz ki, her ülkenin sade vatandaşları elektronik haberleşme cihazlarına şüpheyle bakmaya başladı...

Her kafadan başka bir ses çıkıyor ama hepsinde tedirginlik tınısı hâkim...

Apaçık terördür bu!

Namlusu bütün dünyayı yıldırmaya yönelik bir terör...

Ya ötesi?

20. yüzyılın içine gömülüp kalmış uluslararası ilişkiler ve strateji paradigması olup bitenleri izah edebilir mi?

Geçiniz...

Bizim kanallar TV'lere yine aynı çığırtkan uluslararası ilişkiler profesörlerini çıkartıp konuştururlar, ayrı konu...

***

İki...

Şu ana kadarki izahların hiçbirini tatmin edici bulmuyorum...

Şu cihazın bataryası, bu cihazın içine 20 gram patlayıcı yerleştirilmesi, oraya gönderilen radyo sinyali, vd.

Bir de o şirketten bu şirkete; o ülkeden bu ülkeye uzanan hikâyeler var.

Geçmişte tekil olarak yapılmış benzer saldırılardan verilen örnekler de buna ekleniyor; oysa tekil olayların hiçbiri Lübnan'da olup bitenle benzerlik taşımıyor.

Dört bin kişinin etkilendiğini, 2 bin 800 kişinin ciddi biçimde yaralandığını unutmayın.

Üstelik ikinci saldırı işin rengini fena halde değiştirdi.

Güneş panellerine ne oldu?

Patlayan otomobiller neyin nesi?

Yoksa...

Bütün dünyaya anlatılan patlayıcılar veya siber saldırı teorileri esas gerçeği gizleme yöntemi mi?

Ciddi bir kavşaktayız...

Belki bir süre durup sonra yola devam edebileceğiz.

***

Üç...

Cihaz alışverişi, istihbarat alışverişi ve bazı ülkeler arasındaki açık veya örtülü ilişkiler üzerine hikâyeler yazarken şunu düşünmeliyiz?

Global sistem kimin sistemi?

Tufaya geliniyorsa, neden?

Deniliyor ya, çağrı cihazlarına patlayıcı konmuş...

Tatmin olmuyorum bu izahtan, dediğim gibi ama siz olduysanız, şunu da sorun:

Acaba yediklerimizin içine ne koyuyorlar?

Ürettikleri temizlik malzemeleri gerçekte neyi temizliyor?"