AKİT MENÜ

Medya

Esed ve İran gizli anlaşma mı yaptı? "Teröristan" planı böyle ifşa oldu

Türkiye gazetesi yazarı Yücel Koç, Esed rejimi ve bölgedeki ülkeler arasındaki gizli anlaşmaların varlığını sorguladı. Koç, İsrail’in Suriye’deki ilerleyişine ve terör devleti projesine dikkat çekti.

Haber Merkezi
Güncelleme Tarihi:

Türkiye gazetesi yazarı Yücel Koç, Esed rejimi ve İsrail’in Suriye üzerindeki operasyonlarına değindi. Koç, İsrail’in başkent Şam’ı hedef almasına rağmen Rusya ve İran’ın sessiz kaldığını belirtti. Terör örgütlerinin bölgedeki varlığı ve Rusya’nın bu duruma neden karşı çıkmadığını sorgulayan Koç, Türkiye’nin sınır güvenliği konusundaki adımlarının önemine vurgu yaptı. Yücel Koç, bölgedeki güç dengelerinin karmaşıklığına dikkat çektiği yazısında şunları kaydetti:

"Birinci Selim komutasındaki Osmanlı ordusunun, Mercidabık Muharebesi'nde (1516) Memlük ordusunu yenilgiye uğratmasıyla tüm Suriye ve Filistin toprakları Osmanlı Devleti'ne katılmıştı.

Halep ve Şam eyaletleri de bu zaferin ardından kuruldu.

Ta ki 400 sene sonra, yani 1916 yılında Britanya ve Fransa tarafından imzalanan, Rusya ve İtalya tarafından da onaylanan Sykes-Picot gizli anlaşması, Birinci Dünya Savaşı ile yürürlüğe konulana dek...

Koca bir imparatorlukla birlikte, bugünkü Suriye topraklarını da kaybettik.

Üzerinden bir yüzyıl daha geçtikten sonra, bugün Üçüncü Dünya Savaşı’nı ve yeni planları konuşuyoruz.

***

Bugünün ayak seslerinin duyulduğu 2010’da Suriye’de iç karışıklığın başlaması ile birlikte, sınırımıza kurulmak istenen ‘teröristan’ gerçeğiyle yüzleştik.

Ve daha ilk günlerden itibaren, buranın, terör örgütleri eliyle Büyük İsrail hayaline hazırlandığını söyledik.

Cumhurbaşkanı’mızın geçenlerde TBMM açılışında açıkça ifade ettiği ‘savaşın kapımıza yaklaştığı’ uyarısı kimilerinde şok etkisi yapsa da, sürpriz değildi.

Şimdi önemli olan sahayı doğru okumak ve doğru adımları, zamanında atmak.

Sahada, cevabı bulunamayan pek çok tuhaf soru var.

***

Mesela, Rusya ve İran.

İsrail, başkent Şam dâhil, Suriye’deki pek çok yeri senelerdir vurduğu hâlde Esad rejiminin ve Suriye’de konuşlu İran ile Rusya’nın buna bugüne kadar hiçbir karşılık vermemesi gibi!

İran, kendi toprağı olan konsolosluğu vurulduğunda dahi İsrail’e misillemede bulunmadı.

Diyelim ki Esad rejimi ve İran’ın elindeki Rus S-300 sistemleri İsrail’e karşı yetersizdi...

Peki, Rusların Lazkiye’de konuşlu S-400’leri ve elektronik harp sistemleri ne işe yarıyordu?

Bunlar müttefik değil miydi?

Bilindiği kadarıyla Lazkiye’de iki S-400 ve üç S-300 taburu bulunan Ruslar, geçtiğimiz hafta üslerinin hemen yakınını bombalayan İsrail’e karşı bugüne kadar neden bir kere bile bu sistemleri ateşlemedi?

***

Bir başka tuhaflık da İsrail adına kurulmaya çalışılan ‘teröristan’ ile ilgili…

Bir taraftan ABD, terör örgütü PKK/YPG’yi Türkiye’den korumaya çalışırken, öbür taraftan aynı tavrı Rusya ve İran sergiliyor!

2019 yılında mutabakat metni imzalayıp söz verdikleri hâlde, Ruslar bu terör örgütünü Tel Rifat ve Menbiç’ten çıkarmadı.

Türkiye, özellikle Gazze’deki soykırımının ardından yaklaşan İsrail tehdidine dikkat çekerek, Rusya öncülüğünde Suriye ile iş birliği yapmak istedi, henüz burada da mesafe alınmadı.

Sykes-Picot gibi aralarında yeni bir gizli anlaşma mı var, onu da bilmiyoruz.

Bildiğimiz tek şey var, üzerimize yaklaşan tehlike.

***

İsrail adım adım Suriye’ye ilerlerken, koltuğunu Sykes-Picot’çulara borçlu Esad’ın uzattığımız eli havada bırakması düşündürücü!

Lübnan’ı, Yemen’i, Suriye’yi yutulmaya hazır lokma hâline getiren İran’a ne kadar güvenilir, orası da muamma…

Elbette biz Filistin’in de, Lübnan’ın da, Suriye’nin de, İran’ın da, Irak’ın da toprak bütünlüğünün korunmasını isteriz.

Lakin birileri ‘satışta’ anlaşmışsa bizim kendi güvenliğimiz için ne yapmamız gerektiğine odaklanmamız şart.

***

İç cephede bir asır önce düşmanın ekmeğine yağ süren, koskoca imparatorluğumuzu parçalatıp bizi Anadolu’ya sıkıştırmalarına sebep olan karanlık zihniyet bugün de etrafımıza yapılan yığınağı görmezden gelerek “İsrail bize mi saldıracak?” gibi deli saçması iddialarla taraftarlarını avutmaya çalışadursun…

Bizim hem iç, hem dış tahkimatı ivedilikle yapmamız gerek.

Özellikle de sınırımızdaki İsrail projesi ‘teröristan’ tehdidini bir an önce bertaraf etmemiz şart.

Orada illaki bir yapı kurulacaksa, bunu silah zoruyla sağlamaya çalışan azınlık terör örgütü değil, asırlardır bölgede yaşayan Müslüman Kürtler, Araplar ve Türkmenler kurmalı, bu yönetimin merkezi de Halep olmalı.

PKK/YPG’nin yıllardır zulmettiği Müslüman Kürtler de bir gün Filistinlilerin akıbetini yaşamak istemiyorsa, elbette bu çözüme sıcak bakacaktır.

Başka çare kalmadıysa, Türkiye buna öncülük edebilir.

Zira artık bıçak kemiğe dayandı."

 

Yorumlara Git

Gazze Belediyesi'nden hem duygulandıran hem gururlandıran hamle

Keşmir’de sarsıcı patlama! Karakoldaki inceleme can kayıplarını getirdi!

Alman Meclisi’nde güvenlik skandalı: Şüpheli USB’li saldırı vekilleri alarma geçirdi

Adıyaman'da tarihi anlar! Bakanlardan ardı sıra açıklamalar...

Rektör Afyoncu'dan hutbe rahatsızlığına tokat gibi cevap! “Türk ordusunun adını anmak için müsaade mi alacağız?”