Avukatlar, bu tür sorunlarla uğraşırken, Kemalist baroların yargının temel problemleri yerine farklı gündemlerle meşgul olması eleştiri konusu oldu. Adalet Bakanlığı’na yönelik çözüm önerileri sunmak veya yargıdaki aksaklıkların üzerine gitmek yerine, bazı baroların ideolojik söylemlerle hareket etmesi, meslek camiasında tepkiyle karşılanıyor. Özellikle baroların, meslektaşlarının yaşadığı mağduriyetlere yeterince eğilmediği ortada.

Avukat, sürecin uzamasının hem mesleki itibarını hem de müvekkilinin haklarını zedelediğini belirterek, resmi dilekçesinde durumu ayrıntılı bir şekilde dile getirdi.

Dilekçede, dosyanın karara bağlanmamasına gerekçe olarak darbe, pandemi, ekonomik kriz ve savaşlar gibi genel durumların öne sürüldüğü ifade edildi. Avukat, bu mazeretlerin artık kabul edilemez olduğunu vurgularken, sürecin müvekkilinin güvenini ciddi şekilde sarstığını kaydetti. Ayrıca, yaşanan bu gecikmenin sonucunda müvekkilin "kötü avukat" yaftasına maruz kalmaması için harekete geçtiğini belirtti.

Avukatın dilekçesi, yargı sistemindeki aksaklıkları gözler önüne sererken, baroların bu tür sorunlarla daha etkin bir şekilde ilgilenmesi gerektiğini bir kez daha gündeme getirdi.