MUHAMMET KUTLU  ANKARA

Yıllardır kaybettikleri her seçimi “dünyadan habersiz”, “eğitimsiz” diye niteledikleri AK Parti seçmeninin bilinçsizliğine yoran ve AK Parti tabanına “koyun sürüsü”, “bidon kafalılar”, “makarnacılar” gibi hakaretlerde bulunan CHP’nin kanaat önderleri ve seçmen kitlesi, Özgür Özel-Ekrem İmamoğlu ikilisinin karşısında öyle bir duruma düştü ki, konu ancak sosyal psikoloji uzmanlarının çözebileceği bir mesele haline geldi. “Suç örgütü yöneticisi olmak”, “suç örgütüne üye olmak”, “irtikap”, “rüşvet”, “nitelikli dolandırıcılık”, “kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirmek” ve “ihaleye fesat karıştırmak” gibi suçlamalarla tutuklanarak görevden el çektirilen eski İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun imza attığı yolsuzluk, usulsüzlük, her geçen gün yeni bilgi ve belgelerle ortaya dökülürken, CHP tabanı gözü kapalı şekilde yürümeye devam ediyor.

İBB’de yaşanan yolsuzluklarla buhar olan para miktarı yüzlerce milyar lirayı aşarken, İmamoğlu’nun son altı yılda İBB ve iştiraklerinin borç miktarını dokuz kat artırarak, 400 milyar Lira gibi korkunç bir rakama çıkarması, partililer için sorun teşkil etmiyor. Ne MASAK raporlarından, ne Sayıştay raporlarından, ne savcılık açıklamalarından, ne de tanık beyanlarından etkilenmeyen CHP’liler, hipnotize olmuş gibi paralı trollerin sosyal mühendislik ürünü yalanlarının peşine takılıyor.

CHP, KİTLESİNİ EZOTERİK CEMAAT HALİNE GETİRDİ

CHP tabanının içinde bulunduğu durumu Akit’e değerlendiren Sosyolog Prof. Dr. Mazhar Bağlı, “CHP yönetimi özellikle son yıllarda kendi kitlesini ezoterik bir cemaat haline getirmiş durumda. CHP seçmeni açısından öyle bir durum oluştu ki, hakikat, onlar için bir değer olmaktan çıktı. Zaten CHP ağırlıklı seçmen kitlesinin asıl amacı ‘Erdoğan karşıtlığı’ olduğu için sözlerin ve iddiaların bir içeriği sahip olması da gerekmiyor. Bu yüzden CHP sözcülerinin ve kanaat önderlerinin her söylediklerine ‘Erdoğan gitsin de ne olursa olsun’ anlayışıyla koşulsuz inanıyorlar” görüşünü ifade etti.

PSİKO SOSYAL BİR AKIL TUTULMASI YAŞIYORLAR

Sosyolog Yazar Adnan Kalkan da, “Eğitim, insanı davranış ve karakter yönüyle olumlu yönde değiştirmeli. Eğitim, akıl yürütme, doğruyu yanlışı birbirinden ayırt etme ve değerlendirme yetisini kazandırır. Lakin ideolojiler eğitimin önüne geçerse, eğitim de tesirsiz kalır. Şimdi Türkiye’nin en gözde üniversitelerine, en yüksek puanlarla giren bazı öğrenciler, her ne kadar zeki olsalar da, görünen o ki akıl yürütme ve muhakeme etme yetisini kullanmıyorlar. Siyasetçilerin ortaya attığı yalanları gerçek kabul edecek kadar akıldan uzak ve doğruyu yanlışı birbirinden ayırt edemeyecek kadar muhakemeden yoksun bir haldeler. Düşünün ki diplomanın geçersiz olduğunu şikâyet eden kendileri, yolsuzluk, rüşvet üzerine şikâyet eden kendileri, bu şikâyetleri savcılığın kabul etmesi ve üzerine gitmesi gayet normalken, dönüp yine savcılara ve devlete karşı vuran, kıran, parçalayan, hakaret eden yine kendileri... Psiko sosyal bir akıl tutulması yaşıyorlar. Allah akıl vermiş kullan diye... Lakin hakikatten hatta gerçekten bile uzak ideolojik doğrularının peşinde, aklı teneffüse çıkarıp hareket ediyorlar. Maalesef bunların bir kısmı da dediğimiz gibi Türkiye’nin en gözde ve yüksek puanla zeki öğrencileri alan üniversiteler de okuyan öğrenciler... Bu da bize gösteriyor ki her zeki olan akıllı olmuyor. Ey gençler Allah’ın size verdiği zekâ yeteneğini akıl nimeti ile kullanın. Sizi okutan devlete karşı nankörlük yapmayın ki bugün sizin aklınızla oynayıp sizi dışarı çıkaranlar yarınınızı karanlığa gömmesinler” şeklinde değerlendirmede bulundu.