Hizmet yerine algı belediyeciliği yürüten ve göreve gelir gelmez mülkiyeti belediyeye ait taşınmazları satarak Ankara’yı açık hava emlak ofisine çeviren Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın manipülasyonlarına Av. Cengiz Ocakçı’dan tepki geldi. Ankara’nın parasını milyonluk konserlerle harcayan Yavaş’ın göreve geldiği 6 yılı aşkın sürede sadece 180 bin aileye toplam 1 milyar 43 milyon TL tutarında doğalgaz desteği vermesini eleştirerek, Melih Gökçek ile ekibinin belediyecilik yaptığını ve Ankara’nın insanını mağdur etmediklerini belirtti. Ocakçı, “Mansur Yavaş, göreve geldiğinden bu yana geçen 6 yılı aşkın sürede 180.000 aileye toplam 1 milyar 43 milyon TL tutarında doğalgaz desteği verdiklerini ifade ediyor. Oysa ben, Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili olduğum dönemde yalnızca bir seferde 350.000 yardım paketi ihalesini imzaladım. Üstelik bu sadece bir örnekti; bir yıl içinde buna benzer birçok yardım ihalesine imza attım. Toplamda yaklaşık 7 milyar TL’lik bir sosyal yardım hacmine ulaştık. Demek ki biz gerçekten belediyecilik yapmışız. Halkın parasını, doğrudan halka ulaştırmışız. Reklam yapmadan, sessiz sedasız hizmet etmişiz. Çünkü biz görevimizi yaptık; işimizi ciddiyetle ve vicdanla yürüttük” dedi.

MALUM ZİHNİYET HALKA YAPILAN YARDIMLARI MAHKEMELİK ETTİ

Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde hem başkan vekilliği hem de Meclis Üyesi görevlerinde bulunduğunu aktaran Ocakçı, belediyenin yaptığı yardımlar sebebiyle yargılandıklarını söyledi. Ocakçı, “Bu yardımlarla ortalama yarım milyon ailenin temel ihtiyaçlarını karşılıyorduk. Yardım paketleri genellikle 5-6 parçadan oluşuyor ve 5 kişilik bir ailenin 2-3 aylık ihtiyacını karşılayacak şekilde hazırlanıyordu. Paketlerin içinde bulaşık deterjanı, çamaşır deterjanı, sabun, zeytinyağı, makarna, mercimek, pirinç, bulgur gibi temel temizlik ve gıda ürünleri bulunuyordu. Bu yardımları, ihtiyaç sahibi vatandaşlarımızın kapısına kadar götürerek bizzat teslim ediyorduk. Dönemimiz boyunca bu uygulamayı kesintisiz şekilde sürdürdük. Ancak bu sosyal yardımlar nedeniyle, yani fakir fukaraya destek olduğumuz için yargılandım. Ayrıca Ankara'da okuyan dar gelirli öğrencilere burs verdik. Fakat bazı çevreler, bu öğrencilerin ikametgahları Ankara’da olmadığı gerekçesiyle bursların iptali için mahkemeye başvurdu. Neticede, Ankara’da okuyan, fakir ailelerin çocuklarının bursları dahi mahkeme kararıyla kesildi. O yıllarda Ankara Belediyesi’nin bütçesi, İstanbul Belediyesi’nin bütçesinin sadece beşte biri kadardı. Tüm bu hizmetlere rağmen, merkezi hükümetin yaptığı yardımları bir kenara bırakalım; yalnızca belediye olarak gerçekleştirdiğimiz yatırımlar bile dikkat çekiciydi. Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit, “tasarruf tedbirleri” adı altında bir kararname çıkartarak yatırımlarımızı durdurmaya çalıştı” ifadelerini kullandı.

KAMU PARASINI BOŞA HARCAMADIK

ABB’de görev yaptığı süreçte kamunun parasını boşa harcamamak için ellerinden geldiğinin fazlasını yaptıklarını belirten Cengiz Ocakçı, “Başkanvekilliği yaptığım yıllarda, Ankara'daki yol kenarlarına diktiğimiz ağaçlarla ilgili öyle bir pazarlık yaptık ki, Türkiye’de ilk defa "tutma garantili" bir uygulama başlattık. Yani ağaçların tutup tutmadığı tespit edilmeden firmaya ödeme yapılmıyordu. Bu, raporla belgeleniyor, ancak ağaçların tuttuğu kesinleştikten sonra para ödeniyordu. Bu şekilde çok sayıda ihaleye imza attık. Yine Türkiye’de benzeri olmayan başka bir uygulamayı da hayata geçirdik. Meteoroloji Müdürlüğü’nden Ankara’daki yağmurlu günlere dair resmi rapor aldım. O rapora dayanarak, çim sulama işi yapan firmaya, "Yağmurun yağdığı günlerde sulama yapmadınız, o günlerin süresi kadar sulama yapacaksınız" dedim. Belediye menfaatini gözeterek firmaya yağmur yağan günler için ödeme yapmadık” açıklamasını yaptı.