Yaşam
'İslamî yaşam ile birlikte ahlâk da çöktü'
ALİ RIZA DEMİRCAN yazdı: Problem öyle yalnızca CHP’li belediyelerdeki suistimaller ve rüşvet meselesi değil. Çok çok daha yaygın. Ak Partili belediyeleri de içine alıyor. Paranın/ maddi makamlar ve imkânların olduğu her yerde çürüme var.
ALİ RIZA DEMİRCAN yazdı: Problem öyle yalnızca CHP’li belediyelerdeki suistimaller ve rüşvet meselesi değil. Çok çok daha yaygın. Ak Partili belediyeleri de içine alıyor. Paranın/ maddi makamlar ve imkânların olduğu her yerde çürüme var.
Bakanlık yapmış önemi bir Ak partili siyasetçi bana genel merkezimiz âhiret hayatı ve sorgulamasına inanmayan çıkarcılarla dolup boşalıyor, demişti.
Hemen hemen her yerde siyasi amaçlarla, hırsızlara “bizden”dir deyip sahip çıkılması da ayrı bir toplumsal belamız.
Yunus Emre Vakfındaki yolsuzluklar sebebiyle bir yazı yazdık. Müslüman kimlikli olanlara güveni çiğnedikleri için üst sınırdan ceza verilmesini istedik.
Çünkü biz Peygamberimizin ifadesiyle Allah’ın vermediğini verecek, verdiğini engelleyecek güç olmadığına inanıyoruz.
Şimdi son dönemde yayınını ertelediğimiz yazımızı sunalım.
NE BEKLİYORDUK?
Problem sıradan değil. Çok çok daha umumi ve önemli.
Yaşanmakta olan son siyasi gelişmelerin de gösterdiği üzere yalana, yalakalığa çıkara ve sahtekârlığa dayalı siyaset ve siyasetçiye güven kalmadı.
Rüşvet her yere girdi. Doğal işlerden oldu. Haber değeri bile yok.
Zeytinyağı, peynir, bal et/kıyma … hile yapılmadık, bozulmadık gıda maddesi kaldı mı? Domuz kıyması ve köftesi dana… diye satılır oldu.
Her alanda nitelikli dolandırıcılık kol geziyor.
Kişilikler dişilikle temsil edilir oldu; mini yetmedi göbekler teşhirde, üreme organını işaret eden derin yırtmaçlar revaçta. Eşcinselliği de insan hakkı görenler var.
Medyada ve sinemacılar arasında çoktu da şimdilerde kocalar ve babalar da kavatlaştı. Domuz eti arttıkça pisliklere bulaşanlar da çoğalır oldu. Kıskananlar değil peşkeş çekenler arttı.
Çıkarcılık tapılır put oldu.
Tıp ve eczacılık sömürü aracı oldu.
Hayat kadınlarını geçtik onlar azınlıkta kaldı. Onların yerini, terk eden ve edilen, ölen ve öldürülen sevgililer aldı. Analar babalar kızları ile nikâhsız yatılmasından değil şiddet uygulanmasından şikâyetçi.
Eğitimli yasal soygunculuk milyonların önünde ve devlet güvencesinde faiz kurumları olan bankalarla yapılır oldu. Meyhaneden ve kerhaneden kaçanlar Camiye girilir gibi utanmadan bankalara girip çıkılmakta.
Dindarlığın bile içine edildi. Lüks araba düşkünü sendika yöneticileri gibi pahalı arabalar kullanan şeyhler ve tarikatçı holding yöneticileri türedi. Gafil müritlerini, el öptürüp sömüren hurafeci şeyhler dönemindeyiz.
Verilen din eğitimi büyük ölçüde Kur’ân’sız ve Peygambersiz yani hurafe. Başta hafızlık olmak üzere anlamaya çalışmadan ve uygulama yapmadan sürdürülen Kur’ân okumaları da dindarlık sayılır oldu.
Din dersi kitapları da Kıyamet alameti gibi Atatürk posterli.
Gösterişe dayalı, tavafta canlı yayınlı ve örtülü rüşvete dayalı haclar ve umreler yapılıyor. Namaz yok, tesettür yok.
HALKIN BÜYÜK ÇOĞUNLUĞU ERDEMLİ DEĞİL
Halkımızın büyük çoğunluğu da kötülüklere bulaşmak istemediği için değil, bulaşma imkânı bulamadığı ve korkak olduğu için erdemli görülüyor.
Bütün bunlar sonuç. Dücane Cündioğlu, Hamdi Tayfur ve Mustafa Öztürk gibi dinsizleşen ilahiyatçılar “Biz dememiş miydik,” pozunda. Sayılmakla bitmeyecekleri için hadi isim vermeyelim bilinen deist ve ateist Tağutlar da bilge ayağında.
DEİST EĞİTİMDEN BATIRICI BATICILIKTAN NE BEKLENEBİLİR?
Birileri de Deizm artıyor deyu anketler yayınlıyorlar. Oysaki Peygamberlere, ilahi kitaplara ve ahiret hayatına inanmayan Deizm yeni değil en eski ve yaygın Cehennemlik kâfirlik türüdür.
Ne bekliyorduk. Ana muhalefetin putlaştırdığı, iktidarın da mesele edinmediği veya edinemediği ateist ve deist eğitim sisteminden ve taklitçi ruhsuz Kemalist batıcılıktan ne bekliyordunuz?
Bunlardan evrensel çapta sanat adamı da, düşünce ve ilim insanı da çıkmaz. Çıkmadı da.
Bütün bu manevi çöküntüler içinde ayakta kalan istisnalar yok mu? Elbette var, adı üstünde onlar da azınlıktalar.
Sözü uyarıcı Kur’ân âyetlerine bırakalım:
“Bu Kur’ân, ateistler, deistler ve benzerleri gibi kahrolası gereken şeytanî bir gücün sözü/düzeni değildir.
Öyleyse hangi ideolojinin ardında sürüklenip nereye gidiyorsunuz?
Bu Kur’ân, bütün insanlık için; doğru yolda yürümek isteyen her biriniz için dünya ve âhiret mutluluğu götüren bir öğüt ve hatırlatmadan başka bir şey değildir.
Ama doğru yolu göstermeyi üstlenen ve bütün varlıkların Rabbi olan Allah, sizin tercihlerinize göre o yolu size göstermeyi istemedikçe siz onu isteyemezsiniz. “ (Tekvir 25-29. Ayrıca bak. Nahl 9; Yunus 57 )
ALİ RIZA DEMİRCAN
İSLAMİ HABER “MİRAT”