Medya
Dünyada 700 milyon kişi dandik ve yozlaştırıcı Türk dizilerini izliyor
2025 yılında dünya genelinde 700 milyon kişinin Türk dizisi izlediği açıklanmıştı. Ancak bu başarı, hakikatte bir kültür ve ahlak felaketine dönüşmüş durumda. Diziler; aile bağlarını çözüyor, dini değerleri sekülerleştiriyor, ahlaksızlığı ve sapkın hayat tarzını normalleştirerek yalnızca Türkiye’yi değil, bütün coğrafyayı ifsat ediyor.
2025 yılında dünya genelinde 700 milyon kişinin Türk dizisi izlediği açıklanmıştı. Ancak bu başarı, hakikatte bir kültür ve ahlak felaketine dönüşmüş durumda. Diziler; aile bağlarını çözüyor, dini değerleri sekülerleştiriyor, ahlaksızlığı ve sapkın hayat tarzını normalleştirerek yalnızca Türkiye’yi değil, bütün coğrafyayı ifsat ediyor.
Türkiye, son 20 yılda Ortadoğu’dan Orta Asya’ya kadar geniş bir alana dizi ihraç ederek dünya çapında büyük bir pazar elde etti. 2025’te CNN Türk’te yer alan bir haberde, 700 milyon insanın Türk dizilerini takip ettiği duyurulmuştu. Lakin bu “başarı”nın mahiyeti, hakikatte bir kültür iflasıdır. İhraç edilen diziler; aile kurumunu yıkıcı senaryolarla doldurmakta, cinselliği teşhir etmekte, zenginlik ve intikam üzerine kurgulanmış entrikaları “normal” gibi sunmaktadır.
Ahlaki ve kültürel tahribat
Türkiye’de çekilen diziler; hırsızlığı, cinayeti, sapkınlığı ve intiharı sıradanlaştırıyor. Mahremiyet hiçe sayılıyor, aile bağları adeta alay konusu yapılıyor. İnsani hasletler, fedakârlık ve sadakat problem gibi gösterilirken, Batıcı ve seküler bir hayat tarzı “ideal” olarak lanse ediliyor. Bu durum, yalnızca içerideki toplum dokusunu çürütmekle kalmıyor; ihraç edilen 700 milyonluk kitleye de aynı yozlaşma taşınıyor.
İslam coğrafyasında tepkiler
Özellikle Arap dünyasında ve Orta Asya’da, Türk dizilerine yönelik tepkiler büyüyor. Dini otoriteler, dizilerin gençlerin ahlaki gelişimine zarar verdiğini, mahremiyeti yok saydığını belirterek fetvalar yayımladı. Bazı ülkeler Türk dizilerini yasakladı. Zira dizilerin yaydığı mesajlar, ne İslam kültürüyle ne de geleneksel aile değerleriyle bağdaşıyor.
Denetimsizlik ve ideolojik yönlendirme
Televizyon ve dijital platformlarda yeterli bir denetim bulunmadığı için, ahlaksızlığı teşvik eden her türlü proje, toplumun damarlarına zerk ediliyor. Bu içerikler, Müslümanları küçültürken, Batıcı yaşam tarzını yüceltiyor. Böylece Türkiye, kendi evlatlarını yozlaştırdığı gibi, dışarıya da kötülük ihraç etmiş oluyor.
Gerçek başarı ne olmalı?
700 milyon insana ulaşan bu geniş tesir alanı, aslında büyük bir fırsat. Ancak fırsat, kötülüğün ve ahlaksızlığın yayılması için değil; iyiyi, doğruyu ve güzeli tüm dünyaya ulaştırmak için kullanılmalıdır. Kültürel üretim, toplumun ruh kökünden beslenmeli, İslâmî değerleri ve insani hasletleri ön plana çıkarmalıdır. Dizilerde ahlaka, aileye ve maneviyata yönelik müdahaleler acilen hayata geçirilmediği takdirde, hem Türkiye hem de İslâm dünyası telafisi zor yaralar almaya devam edecektir.
Baran Dergisi